Tüp bebek tedavisi, belli bir süre düzenli olarak korumasız cinsel ilişkiye girdiği halde bebek sahibi olamayan çiftlere uygulanmaktadır. Çift doğal yolla gebelik elde edemediğinde kısırlık şüphesi içinde olduğu için tüp bebek tedavisine başvurur. Dolayısıyla da tüp bebek tedavisine başvuran çiftlerde gebeliğin gerçekleşmesi için bazı koşulların eksik ya da yetersiz olduğu söylenebilir. Bu bakımdan tüp bebek tedavisi ile gebe kalmak isteyenlerin aslında doğal yolla bebek sahibi olmak isteyenlere göre beslenme ve yaşam konularında en sağlıklı, en doğru olanı seçmeye çalışmaları gerekir. Bu bağlamda tüp bebek sahibi olmak isteyen anne ve baba adaylarının sağlıklı ve uygun kilolara sahip olması, beslenmelerine dikkat etmesi, vitamin, mineral ve proteinlerini eksiksiz bir şekilde alması bu tedavinin başarısını olumlu yönde etkileyen etkenlerin başında gelir.
Doğal yolla bebek sahibi olamayan anne ve baba adayının tedavi öncesi incelenmesinde, masaya yatırılan önemli hususlardan birisi beslenme alışkanlıklarıdır. Kısırlıktan şüphe edilen hem anne hem de baba adayında doğurganlığı arttırıcı etki gösteren özel bir yiyecek ya da içecek grubu yoktur. Fakat vücuttaki bütün sistemlere olduğu gibi üreme organları üzerinde de olumlu ya da olumsuz etki gösteren, dolayısıyla da doğurganlığı olumlu etkileyebilen beslenme programından söz etmek mümkündür. Bu açıdan ilk olarak anne adayındaki obezite, yani aşırı şişmanlık sorunun bütün kısırlık tedavi tekniklerindeki başarı şansını olumsuz etkilediği unutulmamalıdır. Dolayısıyla da tüp bebek tedavisi öncesinde anne adayının kilosunun ideal değerlere getirilmesi amacıyla sağlıklı bir beslenme programı uygulamak tedavi için olumlu etkiler getirecektir. Bundan yola çıkarak kısır anne ve baba adaylarında tüketilmesine ihtiyaç duyulan vitaminler ve kaynakları;
Bebek sahibi olmak isteyenler ve özellikle de tüp bebek tedavisi ile gebelik elde etmek isteyenler için vitamin ve minerallerden zengin beslenmek bakımından bilinmesi gerekli en önemli husus; bunların vücuda takviye şeklinde değil, gıda halinde alınmalarının gerekliliğidir. Hatta vitamin ve minerallerin doğal besinlerle değil de, katkı şeklinde alınmasının bazı durumlarda yarar değil, zarar getireceği de bilinmektedir. Kalsiyum, A vitamini ya da C vitamini bakımından çok zengin besinler varken bunların eczanelerden karışım veya kapsül şeklinde alınarak tüketilmesi vücudun doğal dengesini bozar. Bu anlamda tek istisna gebelik isteyen anne adayları için folik asittir. Doğada folik asit içeren çok sayıda besin olmakla birlikte gebeliğe hazırlık döneminde ve gebeliğin bir bölümünde doktorlar takviye olarak folik asit alımını önerirler. Anne adayı bu dönemlerde folik asit kaynağı besinlere ek olarak hap formunda günde 800 mcg folik asit alarak bebeğin nöral tüp defekti ile doğma riskini azaltabilmektedir. Ancak yine takviye folik asit almak için de gebelik planlandığı dönemden itibaren doktor tavsiyesi olması gerekir. Diğer vitamin ve minerallerde takviye ürünler alınması sadece yapılan testlerde doktorun eksik tespit etmesi ve takviye önermesi ile mümkün olmaktadır.
Hem doğal yolla edinilen gebeliklerde hem de tüp bebek tedavisinde anne ve baba adaylarına gebelik öncesi süreçte ve anne adaylarına gebelik dönemlerinde tüketmesi tavsiye edilmeyen besinler bulunmaktadır. Bunlar hem gebeliğin oluşmasını hem de anne karnındaki bebeğin yeterince sağlıklı gelişmesini engelleyebilecek besinlerdir.
Tüp bebek tedavisi ile ya da doğal yolla elde edilen gebeliklerde en uzak durulması gereken besin maddelerinin en başında alkol yer alıyor. Hatta ilerleyen süreçte bebek sahibi olmayı düşünen kadın ve erkeklerin de en erken dönemde alkolden kaçınmaya başlamaları gerekiyor. Zira alkol hem anne adaylarında hem de baba adaylarında vücuttaki tüm sistemlere olduğu gibi üreme sisteminin fonksiyonlarına da çok ciddi zarar vermekte, kişinin genel sağlık durumunu bozmaktadır. Alkolün hiç kimsenin vücudunda her hangi bir faydalı işlevi olmadığı bilinmektedir. İşte bu sebeple de gebelik planları söz konusu olduğunda alkol yasaklanmaktadır.
Gebelik isteyen anne adaylarında alkol;
Bebek sahibi olmak isteyen baba adaylarında alkol;
Alkolün gebelik elde etme ve sağlıklı bir bebek dünyaya getirmedeki bu zararlı etkileri; vücutta bütün üreme hormonlarını salgılayan ve diğer endokrin bez işlevlerini de etkileyen hipotalamus ve hipofiz bezlerinin işlevlerini bozmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca alkol tüketiminin ardından gelişebilecek karaciğer, pankreas hastalıkları ve malnütrisyon da alkolün olumsuz etkilerini arttırır.
Stres, kadın, erkek her yaştan bireyin duygusal ve zihinsel özelliklerini olumsuz etkilemektedir. Stresli bir kişinin solunum, sindirim, üreme gibi her hangi bir sisteminin çok sağlıklı çalışması mümkün olmaz. Bu bağlamda kısırlık ve tüp bebek tedavisi söz konusu olduğunda da stresin zararlı etkileri söz konusudur. Kısırlık sebepleri arasında en bilinenlerden birisi olan yumurta kalitesizliği ve yumurta rezervinin düşüklüğü ve stresle bağlantılıdır. Zira özellikle anne adayında yumurta kalitesi, döllenme ve rahime tutunma hususlarında stresin etkisinden bahsetmek mümkündür.
Özellikle bazı çalışmalarda tekrarlayan gebelik kaybı yaşayan hastalarda, yoga gibi stres azaltıcı meditasyonlar ve düzenli spor yapma sonrasında kısırlığın da belli oranda azalabildiği gözlenmiştir. Kadınlarda, yoga hareketlerinin ardından; dolaşım hızlanır, endokrin sistemin çalışma hızı artar. İşte bu durumda da kısırlık tedavisinde yardımcı bir etki ortaya çıkar. Yapılan benzer çalışmalarda da yine stresi azaltıcı her türlü uygulama ve yaklaşımın kısırlık tedavisinde var olan olumsuzlukların azaltılmasına yararlı olduğunu göstermektedir.
Doğal yolla gebelik elde edememekten dolayı tüp bebek tedavisine başvuran çiftlerde anne adayının sağlıklı beslenmesi hem gebe kalabilirliği hem de başarılı bir gebeliğin sonunda canlı doğumu olanaklı kılmaya yardımcı olur. Zira sağlıklı beslenme yumurta kalitesini de, transfer edilen embriyonun tutunma olasılığını da arttırmaktadır. Aynı bağlamda sağlıklı beslenme erkekten kaynaklanan kısırlık sebeplerini hafifletmekte ve sperm kalitesini arttırabilmektedir.
Normal koşullar altında spermlerin gelişim süreci ortalama 100 gün sürmektedir. Bunun 75 günü spermlerin şekillenmesi, 20 – 30 gün ise spermlerin olgunlaşması için geçer. İşte bundan dolayı da bebek sahibi olmak isteyen bir erkek ilişkiye girmeden önceki 100 günlük sürede sperm sağlığını destekleyecek şekilde beslenme programı uygulamalıdır.
Erkeklerde kısırlığa sebep olan pek çok sebep bulunmaktadır. Bunlardan genetik sebeplerin çözümü çok kolay olmazken, sperm üretiminin gerçekleştiği testis ya da yardımcı bezlerde oluşan enfeksiyonlar, sperm taşıyan kanallardaki tıkanıklık gibi sorunların çözümü diğerlerine göre daha kolaydır. Erkekte olumsuz çevresel etkenler ve sağlıksız hayat tarzı sperm parametreleri üzerinde olumsuz etki yaratabilir.
Sperm kalitesi ve sağlıklı beslenme arasındaki bağlantı kapsamında, sperm sayısı, morfolojisi ve hareketliliğindeki sorunları en aza indirebilmek için vitamin ve mineraller bakımından zengin beslenmek çok önemlidir. Yapılan birkaç bilimsel çalışma erkeklerin susam tohumu, pamuk tohumu yağı gibi yağları tüketmesinin sperm yapımını azaltıcı etkisi olduğunu göstermektedir. Aynı bağlamda baba adayının sigara kullanımı, gıda boyaları ya da dioxinin içeren ürünler tüketmesi, aşırı ağır egzersiz yapması gibi durumlar da sperm sayısını azaltıcı etki göstermektedir.
C vitamini kişinin tüm vücut sağlığını, özellikle de bağışıklık ve üreme sistemlerinin sağlığını desteklemektedir. Düzenli olarak ve yeterince C vitamini alan bir baba adayının; sperm sayısı, hareketliliği ve sperm şekli gebeliğe daha uygun oranda olmaktadır.
Vücudun tıpkı diğer alanları ve sistemleri gibi üreme sistemi de doğal ve sağlıklı beslenme alışkanlıklarından olumlu etkilenmektedir. Bu bağlamda doğanın sunduğu en güçlü antioksidan kaynağı olan sarımsak sperm kalitesini kesinlikle arttırmaktadır.
B vitaminleri sağlıklı beslenmenin ayrılmaz bir parçası ve neredeyse doğal besinlerin pek çoğunda bulunan, yaygın olarak tüketilen bir vitamindir. B vitaminlerinin özellikle de doğurganlık üzerinde olumlu etkisinin olduğu bilinmektedir. Kadın ya da erkek yeterli miktarda B vitamini almadığında kandaki homosistein seviyesi artar ve metilasyon bozulur. Burada yaşanan bozulma vücuttaki fosfolipid, protein, DNA ve RNA metilasyonu gibi sorunların yanında, DNA yapım ve onarım aşamalarını da olumsuz etkileyebilmektedir. Spermleri içinde barındıran sıvıdaki ya da folliküler sıvıdaki homosistein artışı embriyo kalitesini düşürmektedir. Aynı bağlamda bir B vitamini türü olan folik asidin de eksikliğinde sperm sayısı düşer ve sperm içindeki DNA’da da bozulmalar olur.
Folik asidin sperm sayısı ve kalitesinin arttırılmasındaki önemi bilimsel bir gerçek olduğu için tüp bebek tedavisi görmeyi planlayan baba adaylarının da folik asit açısından zengin beslenmesi önerilir. Bu bağlamda yeşil sebzeler, meyveler, baklagiller ve kuru fasulye hemen herkesin kolaylıkla ulaşabileceği doğal folik asit kaynaklarıdır.
Genç, yaşlı, kadın, erkek hemen herkesin düzenli olarak egzersiz yapması, özellikle de yürüyüş yapması önerilir. Sağlık ve spor arasındaki sıkı bağlantı herkesçe bilinen bir gerçektir. Zira spor yapan kişilerin sindirim, solunum, üreme sistemleri çok iyi çalışmakta, fiziksel, zihinsel ve ruhsal sağlığı korunmaktadır. Bu bağlamda bebek sahibi olmak isteyen anne ve baba adayları mutlaka düzenli olarak yüzme, yürüyüş, yoga, pilates gibi ağır olmayan egzersiz ve sporlara yönelmeliler. Ağır sporlar baba adayında sperm sayısı ve hareketliliğini düşürdüğü gibi anne adayında da yumurta kalitesi ve rezervini azaltmaktadır. Gebelik elde edildikten sonra da anne adayları hafif, ancak düzenli olarak egzersiz yapmaya devam etmeliler. Bu sayede daha sağlıklı bir gebelik dönemi geçirebilmekte, doğumun daha kolay gerçekleşmesine yardım etmekte ve doğum sonrasında da fiziksel olarak daha kısa sürede eski fit haline kavuşabilmekteler.
Sabahları; 1 bardak süt, birkaç kaşık müsli veya 1 dilim yarım yağlı beyaz peynir, 2 dilim tam tahıllı ekmek tüketmeli.
Ara öğün; 2 tam ceviz, 4 -5 tane çiğ badem
Öğle; 1 tabak zeytinyağlı sebze yemeği, 1 dilim tam tahıllı ekmek, büyük bir kase mevsim yeşilliklerinden oluşan salata
Ara öğün; 1 elma ve 1 portakal
Akşam; haftada 1 akşam ızgarada kırmızı et, 2 akşam balık, 3 akşam da tavuk, haftada 2 akşam kuru baklagiller ve haftada 1 gün mercimek, 1 dilim tam tahıllı ekmek ve 1 kase ev yoğurdu.