Adet, kadınların doğurganlık özelliği doğrultusunda vücudun yapmış olduğu sistemik bir döngüdür. Kadınların sağlıklı yumurtlama fonksiyonlarına bağlı olarak vücut her ay düzenli bir şekilde gebelik için uygun şartları hazırlar. Bu hazırlık çalışmaları da adet kanaması ile sağlanmaktadır. Adet düzensizliği hamile kalamama sorunları arasında yer alsa da, adet düzensizliğine neden olan çeşitli sorunlara göre bu sistemik döngüde aksamalar meydana gelmektedir. Bu nedenle yaşanan her düzensizlik hamile kalamama gibi kısırlık sorunları olarak adlandırılmamaktadır.
Ancak adet döneminden birkaç gün önce hormonlar vasıtası ile gerçekleşen yumurtlama faaliyetlerinde oluşan yumurtalar, döllenmek için hazır bir şekilde bekleme sürecindedir. Eğer bu süreçte döllenme gerçekleşmiyor ise, adet kanaması ile birlikte hazırlanan yumurtalar vücut dışına atılır. Bu nedenle hamilelik için en uygun zaman adet döneminden 4 ya da 5 gün önce girilen cinsel ilişkidir. Adet düzensizliği yumurtlama sorunlarının bir göstergesi olarak, kişinin gebelik için en uygun zamanın belirlenmesini engellemektedir. Bunun sonucunda hamile kalamama sorunları ortaya çıkar.
Kadınların doğurganlık faaliyetleri beyindeki hipofiz bezi tarafından uyarılan bir sistemsel harekettir. Beyinden yumurtalık gelişimi için verilen uyarı, yumurtalık üretimini başlatır. Meydana gelen yumurtalardan salgılanan hormonlar ile rahim iç astar dokusu olan endometrium tabakası kalınlaşarak, adet kanamasını meydana getirir. Kısacası kadınların adet kanaması ve doğurganlık yetisi, beyin ve yumurtalıkların arasındaki iletişime dayanan hormonal bir ritüeldir.
Bu nedenle her ay düzenli olarak sistemini devam ettiren organlar sayesinde, adet kanamaları gerçekleşir. Ancak vücudun bu sistemsel döngüsünde meydana gelen aksaklıklar, hormonal düzensizliğe neden olarak adet düzensizliğine neden olabilmektedir.
Kadınların üreme sisteminde mevcut olan bazı patolojiler hormonal sistemi etkilemektedir. Hastalıkların yanı sıra vücudun hormonal düzenin bozulmasına neden olan birçok faktör vardır. Beyin ve yumurtalık ilişkisini bozan tümör ve hastalıklar, sağlıksız beslenme ve çevresel faktörlere bağlı olarak bu sağlıklı mekanizma bozularak, adet düzensizliğine neden olmaktadır.
Adet kanamasının 21 günden kısa ve 35 günden uzun sürmesi halinde anormal bir durum olarak kabul edilmektedir. Ayrıca adet kanamalarının uzun ve kısa olmasının dışında, kanamaların olmadığı ara günlerde meydana gelen lekelenme tarzındaki kanamalar da normal kabul edilmemekle beraber, mutlaka uzman bir doktor tarafından araştırılması gerekir.
Adet düzensizliği vücudun hormonal sisteminde yaşanan sorunlar olarak adlandırılır. Özellikle hormon bozukluğu, over (yumurtalık) kistleri, rahim ve rahim ağzında yer alan miyom ve polipler, endometrial hiperplazi (endometrium tabakasının normalden çok daha fazla büyümesi) gibi kadın hastalıkları adet düzensizliğine neden olmaktadır.
Adet düzensizliği yumurtalama sorunu olarak, hamile kalmayı güçleştirebilir. Ancak adet düzensizliği olmasına rağmen gebeliğin elde edilmesi halinde, gebelik sürecine ve bebeğe olumsuz bir etkisi yoktur. Adet düzensizliği yalnızca gebelik elde etme sürecini etkilemektedir.
Adet düzensizliği çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkan bir sorundur. Bu nedenle adet kanamasını etkileyen sorunlar çerçevesinde yani her adet düzensizliği, hamile kalamama sorunlarına neden olmamaktadır. Örneğin rahim içinde konumlanan polip alakalı yaşanan aşırı kanama sorunu, hamileliği etkilememektedir. Fakat ciddi bir hormon bozukluğu sonucu ortaya çıkan adet düzensizliği hamileliğin elde etme sürecini güçleştirmektedir.