Doğal yollardan çocuk sahibi olamayan çiftler, yardımcı üreme yöntemlerinden faydalanmaktadır. Yardımcı üreme yöntemleri arasında en başarılı yöntem ise tüp bebek yöntemidir. Tüp bebek yöntemi geçmişten günümüze kadar teknolojik yöntemler sayesinde geliştirilmiş ve ilerletilmiştir. Tüp bebek tedavisinde başarı oranlarının artması da bu teknolojik ve tıbbi imkanların oluşturulması sayesinde gerçekleştirilmiştir. Günümüzde kısırlık sorunlarının %80’i tüp bebek tedavi yöntemleri sayesinde çözülebilmektedir.

Bir sene boyunca, düzenli ve korunma yöntemi kullanılmadan bulunulan cinsel ilişkiye rağmen gebelik sağlanamıyorsa mutlaka bir uzmana başvurulmalı ve altta yatan sebebe göre bir tedavi planlanması gerekmektedir. Yaşı 35 ve yukarı olan anne adayları için ise bu bekleme süresi 6 aydır. Altı ay boyunca gebe kalamayan anne adayları, zaman kaybetmeden bir uzmana başvurmalıdır.

Mikroenjeksiyon yöntemi, erkek kısırlıklarında bir devrim olarak kabul edilmektedir. Mikroenjeksiyon yöntemi sayesinde elde edilen iyi durumdaki bir sperm hücresiyle çocuk sahibi olmak mümkündür. Hamileliğin oluşmasına engel teşkil edebilen birçok faktör ve sebep mevcuttur. Bu faktörlerin başında ise yumurta ve sperm hücresi kaynaklı sorunlar gelmektedir. Bu sorunlar, kısırlığa sebep olmaktadır. Bundan dolayı da doğru tedavi yönteminin belirlenmesi için çifte ilk olarak çeşitli kısırlık testleri ve tetkikleri yapılmaktadır.  Kısırlık kadın ya da erkekten kaynaklanıyor olabilir. Buna yol açan sebepleri araştırılmasının ardından tedavi basamakları belirlenmektedir.

Hamileliğin oluşabilmesi için sağlıklı bir yumurta hücresi ve bu yumurta hücresini dölleyebilecek bir sperm hücresinin olması gerekmektedir. Şayet bu faktörler mevcut değilse doğal yollardan gebelik mümkün değildir. Bundan dolayı da tüp bebek tedavi yöntemleri geliştirilmiştir.  Mikroenjeksiyon yönteminde de sperm hücresi yeterli olmayan ya da sperm yapısında bozukluklar olan hastalar için oldukça başarılı bir yöntemdir.

Mikroenjeksiyon nedir?

Mikroenjeksiyon yönteminde baba ve anne adayından alınan üreme hücreleri laboratuar ortamında incelenir. En kaliteli yumurta ve en kaliteli sperm hücresi seçilir. Ardından sperm hücresini, yumurta hücresinin enjeksiyon yöntemi ile aktarma işlemi gerçekleştirilir. Bu sayede döllenme gerçekleştirilir. Klasik tüp bebek yönteminde, yumurta hücresinin çevresine sperm hücreleri bırakılmakta ve spermlerin yumurtayı kendiliğinden döllenmesi beklenmektedir. Mikroenjeksiyon yöntemi, döllenmenin şansa bırakılmadan gerçekleştirildiği bir yöntemdir. Başarı şansı oldukça yüksektir.

Mikroenjeksiyon yöntemi kimlere uygulanır?

• Ciddi sperm problemlerinde yani sperm hareketliliği normalin altında olanlara,
• Sperm yapılarının bozukluğu ve sperm sayılarının yetersiz olanlara,
• Azospermi durumlarında TESE tekniği ile spermlere ulaşılmışsa,
• Öncesinde IVF ile başarısızlık tespit edilmiş ve döllenme problemi yaşayanlara,
• Açıklanamamış infertil ve tüp bebek tedavisinde başarılı sonuç alınamamış hastalarda,
• PGD uygulaması ihtiyacı olan hastalarda, mikroenjeksiyon yöntemi uygulanır.

Mikroenjeksiyon yöntemi nasıl uygulanır?

Mikroenjeksiyon; camdan üretilmiş mikro pipet atacılığı ile hücre duvarından mikroskobik boyutlarda madde ekleme işlemidir. Diğer yöntemlere göre uygulaması daha zordur ve tecrübe istemektedir. Yaygın bir şekilde uygulanan, başarı oranları yüksek bir uygulamadır. Mikroenjeksiyon yönteminde sperm hücrelerinde oluşan bozukluklar ve spermin yumurtayı dölleme kabiliyetinin olmaması sebebiyle uygulanmaktadır. Şiddetli erkek kısırlıklarında başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.

Bu teknik günümüzde sperm hücrelerinin herhangi bir nedenden dolayı, kadın yumurtasına erişemediği veya yumurtanın zarını aşamadığı durumlarda uygulanmaktadır. Mikroenjeksiyon, ileri derecedeki erkek kısırlığında oldukça yüksek başarı sağlayan bir yöntemdir.

Mikroenjeksiyon yönteminin uygulanabilmesi için meni içerisindeki en kaliteli spermin elde edilmesi gerekmektedir. Sperm hücresinin hareketlerinin sınırlanmasına yol açan kuyrukların, mikroskopik enjektörlerle alınması gerçekleştirilir. Ardından da seçilen tek bir sperm hücresi, kadının yumurta hücresinin içerisine enjekte edilir.

Mikroenjeksiyon işleminden önce yumurta çevresindeki hücreler temizlenir. Olgun yumurta, metafaz 2 aşamasında yapılır. Metafaz 2 aşamasında olan yumurta hücresi tercih edilerek döllenme olayı başarılı bir şekilde gerçekleştirilir. Mikroenjeksiyon yöntemi sayesinde sperm sayısı ve hareketliliği minimum olan ve spermlerinde şekil bozukluğu bulunan erkekler, baba olabilme şansını elde etmektedir. Diğer aşamaları, tıpkı tüp bebek uygulamasında olduğu gibi ilerler.

Mikroenjeksiyon yönteminin avantajları nelerdir?

• Mikroenjeksiyon yöntemi ile döllenmenin gerçekleşme şansı, diğer tedavi yöntemlerine göre daha fazladır. Bunun dışında sperm sayısının ve kalitesinin yetersiz kalması durumunda klasik tüp bebek yöntemi ile döllenme uygulaması daha düşük şansa sahiptir.
• Bunun dışında hiç sperm olmaması yani azospermi durumunda da mikroenjeksiyon yöntemi ile gebelik sağlanabilmektedir. Bunun sebebi ise uygulanan Mikro TESE yöntemiyle elde edilen tek bir sperm hücresinin mikroenjeksiyon yöntemi sayesinde döllenme sağlayabilmesidir.
• Günümüzde tüp bebek tedavisinde mikroenjeksiyon (ICSI) yöntemi oldukça yaygın olarak uygulanmaktadır.
• Mikroenjeksiyon yönteminde sperm ve yumurta hücresi başarılı şekillerde ve en yüksek şansta döllenebilmektedir.

Mikroenjeksiyon ile klasik IVF tüp bebek yönteminin farkı nedir?

Klasik tüp bebek tedavisinde, elde edilen çok sayıda sperm hücresi, laboratuar ortamında anne adayından alınan yumurta hücresinin çevresine koyulmaktadır. Bu spermler arasında en hızlı ve kaliteli olan sperm, yumurta hücresini döller. Döllenme, doğal gebeliklerde meydana gelen döllenme gibidir. Ancak döllenme işlemi, kadının tüplerinde değil, laboratuar ortamında gerçekleşmektedir.

Mikroenjeksiyon yönteminde ise erkeğin belirli bir spermi alınır ve yumurta hücresinin içerisine enjekte edilir.

Mikroenjeksiyon yönteminin avantajı nedir?

Mikroenjeksiyon yöntemi sayesinde döllenme (fertilizasyon) daha yüksek oranda gerçekleşmektedir. Ayrıca sperm sayısı ve kalitesi çok az olan erkeklerde normal IVF yöntemi ile döllenme çok zor hatta azoospermi gibi durumlarda imkansızdır. Bu hastalarda mikroenjeksiyon yöntemi ile döllenme sağlanabilmektedir çünkü b yöntemde tek bir sperm bile yeterlidir. Azoospermi hastalarında menide sperm hiç olmadığı halde testisten Mikro TESE gibi yöntemlerle bir kaç sperm hücresi alınabilir ve mikroenjeksiyon yöntemi ile döllenme gerçekleştirilir.

Hangi hastalarda mikroenjeksiyon (ICSI) yöntemi uygulanır?

• Sperm sayısı çok az, azoospermi, mikro TESE ile sperm elde edilen hastalar
• Sperm şeklinde, morfolojisinde ileri derecede (%95’ten fazla) bozukluk olan hastalar
• Kısırlık sebebi olarak antisperm-antikorlar düşünülen hastalar
• Daha önce klasik IVF yöntemi ile başarısız olan hastalar
• Preimplantasyon genetik tanı (PGD) uygulanacak hastalar
• Nedeni açıklanamamış kısırlık – infertilite hastaları

Mikroenjeksiyon ile döllenme kesin oluşur mu?

Mikroenjeksiyon yönteminde sperm mikroskopik uygulamalarla, yumurtanın içerisine enjekte edilir. Ancak bu durumda her zaman için başarı elde edilmesi mümkün değildir. Hiçbir yardımcı üreme yönteminde başarı şansı yüzde yüz değildir. Mikroenjeksiyon yöntemi de başarı şansını arttırmayı hedefler ancak başarı şansının garantisini yüzde yüz olarak veremez.

Mikroenjeksiyon yaptıranlarda gebelik şansı ne kadardır?

Mikroenjeksiyon yönteminde başarı ve döllenme oranları, klasik tüp bebek yöntemine göre daha fazladır. Fakat bu durumda da başarıyı etkileyen faktörler söz konusudur. Bu faktörler arasında en önemlisi; anne adayının yaşı ve yumurtalık kapasitesidir. . Yaşa göre değişmekle beraber döllenme başarısı genellikle %50-80 arasındadır.

Mikroenjeksiyon fiyatı, maliyeti tüp bebek yöntemine göre daha mı yüksektir?

Her tüp bebek merkezinde fiyat ve maliyet değişmektedir. Bununla beraber mikroenjeksiyon yönteminin fiyatı, klasik tüp bebek tedavisi ile neredeyse aynıdır.