Hücre yapı taşlarının, kan hücrelerinin ve özellikle de sinir sistemi dokularının oluşum ve gelişimde önemli bir role sahip olan Folik Asit, B kompleks vitaminler grubundan, folat ya da B9 olarak da tanınır. Özellikle genetik şifremizin yapıtaşları olan DNA üretiminde önemli bir görev üstlenen Folik Asit, sağlıklı yaşlanmak isteyenlerin de vazgeçilmezi. İnsanlarda folik asit eksikliğinin başlıca neden, tamamen yetersiz beslenmedir.
1941 yılında ilk olarak ıspanak yapraklarında keşfedilen bu vitamin, özellikle yeşil yapraklı sebzelerde çok fazla miktarda bulunur.
Folik asit, kırmızı kan hücrelerinin üretiminde önemli rol oynar. Bu nedenle anemi tedavisinde de özel bir yeri vardır. Beslenmeye bağlı alyuvar sayılarının azalmasıyla meydana gelen anemilere aslında folik asit eksikliği neden olur.
Folik asit özellikle gebelikte çok önemli bir vitamindir. Annede folik asit eksikliği gebelik sırasında nöral tüp kusurlarına neden olabilir. Bu tip durumlar da hamileliğin sona ermesine veya bebeğin spina bifida ile dünyaya gelmesine neden olabilecek ciddi bir sorundur. Araştırmalar, gebelik öncesi alınmaya başlanan folik asidin, bu durumların yaşanma olasılığını % 50 oranında düşürebilir.
Folik asidin spermatogenezideki rolünü araştıran çalışmalar, sperm sağlığı ve fonksiyonuyla da ilişkili olduğunu belirlemiştir. Düşük folik asit alımı olan erkeklerin yanlış kromozom yapısı olan spermleri olduğu gösterilmiştir. 2012 yılında yapılan bir araştırmaya göre, folik asit içeren bir besin takviyesi kullanan ve daha önce infertil olan hastaların sperm motilitesinde belirgin düzelme sağladığını ve gebelik ile sonuçlanan durumları bildirmiştir.
Folik asit, homosisteinin önemli bir amino asit olan metionine metabolize edilmesine yardımcı olur. Yeterli folat yoksa, homosistein seviyeleri artar. Homosistein, ateroskleroz ve kardiyovasküler problemlerle bağlantılıdır. Kanıtlar, homosisteinin parçalanmasını kolaylaştırarak kardiyovasküler sağlığı teşvik etmek için açıktır; folik asit bu anlamda çok başarılı çalışır.
Homosistein sadece kalp için kötü değil, aynı zamanda felce de yol açabilir. Homosistein aşırı miktarı veya hiperhomosisteinemi, metiyonin-homosistein metabolizmasında bir arıza sonucudur. Bu da, kan damarı hasarı ve kan pıhtılaşma şansının artmasına neden olur. Felcin birçok nedene sahip olmasına ve hiçbir önlemin tam bir korunma mekanizması sağlamamasına rağmen, ek folik asit alımı felç riskini azaltmak için önerilir.
Polonya’da yapılan bir araştırma, folik asit takviyesinin normal kolesterol seviyelerini düzene soktuğunu tespit etti. 124 kişi üzerinde yapılan araştırmada, araştırmacılar 12 hafta süresince günde bir kez 0.4 mg folik asit takviyesi yapılan hastalarda, LDL kolesterol düzeylerinde belirgin düşme gördüler.
Araştırma, folat seviyeleri ile sinirsel sağlık arasında bir bağlantı olabileceğini öne sürüyor. Kore’de yaşlı hastalar üzerinde yapılan bir araştırmada bunamakonusunun homosistein düzeyinin en yüksek ve folik asit düzeyinin en düşük olmasından kaynaklandığı tespit edildi. Demans yaşanmayan kontrol grubunda ise folik asit düzeyleri yüksekti.
Genellikle, doğum sonrası depresyon, ilaçlarla ele alınamaz. Folik asit, diğer B vitaminleri ile birlikte, nörotransmitterlerin oluşumunu ve emilmesini teşvik eder. Bazı deneysel çalışmalar, folik asit de dahil olmak üzere mikro besinlerin, belirtileri ve sonuçları iyileştirebileceğini göstermiştir.
2013’te yapılan bir vaka kontrol çalışması folik asit alımını, kolorektal kanser geliştirme şansını değiştiren gen aktivasyonuyla ilişkilendirmiştir. Ayrıca hücresel düzeyde de kolon sağlığına en başarılı desteğin beslenme ile gelmesinin önemli bir kanıtıdır.
Yaşa bağlı göz arkasında meydana gelen makula dejenerasyonu, halk dilinde sarı nokta hastalığı olarak bilinen, göz rahatsızlığı konusunda da vitamin desteği sağlar. Özellikle B vitamin grubu göz sağlığı için önemlidir.
Sindirim problemi, böbrek ve karaciğer hastalığı olan kişiler folik asit eksikliği yaşayabiliyor. Bu eksikliğin tedavisi sırasında B12 vitamini ile folik asitin beraber kullanımı tavsiye ediliyor.
Hamilelik öncesi ve sırasında günlük 400 mcg alınması önerilen folik asit, bebeğin spinal kord ve beyninde oluşabilecek doğum anomalilerine karşı önemli bir koruyucudur. Doğum defektleri genel olarak hamileliğin ilk 4 haftasında meydana gelir. Bu nedenle özellikle bu dönemde, yani bebeğin beyin ve spinal kordu gelişirken, annenin folik aside ihtiyacı vardır. Folik asitin hamile kalınmadan bir ay önce başlanması ve hamilelik boyunca her gün alınması önerilmektedir.
Her anemi türünün kendine özgü belirtileri vardır. Ancak tüm anemi tipleriyle ilgili olan bazı özel belirtiler mevcuttur. Bu belirtiler bitkinlik, nefes darlığı, baygınlık ve düzensiz kalp atışları olarak hissedeceğiniz çarpıntı olabilir. Ayrıca baş ağrısı, kulak çınlaması ve iştah kaybı gibi ek şikâyetleriniz de olabilir.
Folik asit eksikliği de, genel anemi belirtilerinin yanı sıra duyu kaybı, kaslarınızı kontrol edememe ve depresyona neden olabilir.
Folik asit eksikliği aldığınız besinlerde folik asit bulunmaması veya vücudunuzun gerektiği kadar folik asit emilimi yapmasına engel olan başka bir hastalık yüzünden de meydana gelebilir. Böbrek ya da karaciğerinizle ilgili altta yatan bir hastalık nedeniyle çok sık tuvalete çıkmanız halinde de folik asit kaybedebilirsiniz.
Folik asit yetmezliği kaynaklı kansızlığı tedavi etmek üzere, doktorunuz genellikle dört ay süre ile alınması greken folik asit tabletleri yazacaktır. B12 vitamini veya folik asit yetmezliğine bağlı aneminiz varsa, günlük beslenmenize B12 vitamini ve folik asit yönünden zengin gıdalardan bolca tüketmelisiniz.
-Ispanak: Ispanak folik asit ve demir yönünden en zengin besindir. Bir fincan ıspanak size 260 mg folik asit sağlar, bu da günlük alınması gereken değerin %60’ından fazladır.
-Kuşkonmaz: Kuşkonmaz yüksek folik asit içerir. Ispanak gibi günlük alınması gereken değerin %60’ından fazla folik asit içerir. Ancak tüm kuşkonmaz türleri yenilebilir değildir. Sadece ‘Asparagus officinalis’ türü tüketilebilir.
–Marul: Günlük alınması gereken değerin %20’si kadar folik asit içerir.
-Bakliyat: Taze fasulye ve bezelye gibi yiyecekler hem kolay pişirilir hem de lezzetlidir. İçerdikleri yüksek folik asit düzeyleri ve diğer faydalı besin öğeleri onları günlük beslenmenize eklemeniz için yeterlidir. Barbunya, nohut ve mercimekte ise çok daha fazla folik asit bulunur.
Folik asit açısından zengin diğer besinler ise hardal, brokoli, bezelye, fasulye, bamya, yer fıstığı, pancar, mısır, kabak, portakal gibi yeşil yapraklı sebzelerdir. Çocuklar genellikle yeşil yapraklı sebzeleri sevmezler çünkü tat tomurcukları erişkinlere göre acı tada çok daha duyarlıdır. Bu nedenle folik asitten çok zengin bu yiyecekleri çocuklarımıza sevdirmenin bir yolunu bulmalıyız.