İstenmeyen bir gebelikte ya da normal bir gebelikte her hangi bir olumsuzluk yaşanması durumunda kürtaj işlemi uygulanmakta ve gebelik bir operasyonla sonlandırılmaktadır. Ancak kürtaj olan kadınların büyük bir kısmı ‘’gelecekte yeniden hamile kalabilecek miyim?’’ şeklinde bir endişe yaşamaktadır. İster doğal yolla olsun, isterse üremeye yardımcı yöntemlerle olsun gebe kalmak oldukça komplike bir olaydır. Çünkü kadının aşırı kilolu olması, adetlerinin düzensiz yaşanması, aşırı uzun adet kanamaları, şeker hastalığı, yüksek tansiyon ya da metabolik veya sistemik hastalıklar var olması gibi durumlarda kadının gebe kalmasını engelleyici etkenlerdir. Bu bağlamda üreme sisteminde, organların fonksiyonlarında her hangi bir sorun olmadığı durumlarda doğal yolla gebelik söz konusu olmaktadır. Aksi halde gebe kalma ve gebeliğin devam etmesi tehlikeye girer.
Gebeliğe engel durumların varlığında ise anne adayının yaşı ilerlemeden teşhis ve tedavi edilmesi çocuk sahibi olmak açısından önemlidir. Bu tür durumlarda çiftin ve özellikle de anne adayının düzenli olarak jinekolojik kontrollere gitmesi ve ihtiyaç duyulan tedaviyi görmesi gerekiyor. Kadının hormonsal düzensizler yaşaması durumunda medikal tedavi ile düzeltmek mümkünken, jinekolojik sorunların var olması durumunda ise cerrahi yöntemlerle tedavi sağlanır ve gebelik elde edilebilir. Ancak doğal yolla ya da tedavilerle elde edilen gebeliklerde tedavi edilemeyecek bir sorun ortaya çıktığında kürtaj işlemi uygulanır.
Kürtaj, genel bir ifadeyle rahim içinde istenmeyen ya da bazı olumsuz durumların var olduğu gebeliklerde bebeğin tahliyesi, tıbbi bir uygulama ile alınması anlamına gelmektedir. Tıp dilinde gebelik terminasyonu, gebelik sonlandırılması veya dilatasyon-küretaj olarak adlandırılan kürtaj, gebelik sonlandırılması için yapılmakla birlikte düşük yapan kadınlarda rahim içinde eğer bebeğe ait parçalar kaldıysa, yani gebeliğe bağlı rahim içi materyal tam olarak dışarı atılamadıysa bunları temizlemek için de yapılıyor.
Kürtaj, aslında bir bakıma tüm rahim içinin doktor tarafından temizlenmesidir. Zira kadın gebe değilken uzun süreli ve çok fazla adet gördüğünde de kürtaj, yani rahim içi temizliği yapılabilir. Bu durumda yapılan kürtaj sonrasında kanama kesilecektir.
Gebeliğin sonlandırılması amacıyla yapılan kürtajlarda yasal sınır ülkemizde kadının son adet tarihinden itibaren 10 hafta, yani 2 buçuk aydır. Fakat gebeliğin devam etmesi anne adayı için hayati bir tehlike oluşturuyorsa; annede şiddetli bir kalp, böbrek, karaciğer hastalığı, astım veya hipertansiyon gibi bir durum varsa veya gebelik için zararlı olabilecek ilaçlar kullanmak zorunda kalındıysa gebeliğin haftası önemli olmaksızın sonlandırılabilir.
Kürtaj, tam anlamıyla cerrahi bir müdahaledir. Bu bakımdan gerekmedikçe ve deneyimli, uzman kişiler olmadığı sürece uygulanmamalıdır.
Kürtaj işlemi hem genel anestezi hem de lokal anestezi eşliğinde yapılabilir. Eğer genel anestezi ile yapılacaksa kadının işlemden 4 – 5 saat öncesinden itibaren aç ve susuz olması gerekir. Ancak lokal anestezi ile kürtaj yapılacaksa kadının tok ya da aç olması sorun yaratmaz. Lokal anestezi ile yapılan kürtajda genel anestezi riskleri alınmamış olur. Fakat hastalar genel anesteziye göre daha fazla ağrı yaşarlar.
Kürtaj için doktor hastayı önce jinekolojik masaya yatırarak muayene eder. Ardından eğer genel anestezi yapılacaksa bir anestezi uzmanı yapılacak işlem ile ilgili olarak hastayı bilgilendirir ve anestezik bir ilaç damar yolundan enjekte edilerek hasta uyutulur.
Hasta uyuduktan sonra “spekulm” adı verieln aletle vajina açılarak rahim ağzının görülmesi sağlanır. Vajinanın içi antiseptik solüsyonlarla temizlenir ve “teneculm” denilen aletle rahim ağzı çekilerek rahmin düz bir tabaka şeklinde olması sağlanır.
Rahim ağzı “buji” adındaki düz çubuklarla gebelik haftasına uygun şekilde genişletildikten sonra bir “vakum enjektörle” rahim içine girilir ve gebeliğe dair oluşumun tamamı alınıncaya kadar çekilir. İşte bu işlemlerin tamamı genellikle 5 dakika kadar sürer ve işlemden hemen sonra hasta uyandırılır.
Kürtaj, deneyimli ve alanında uzman doktorlar tarafından yapıldığında güvenli bir işlemdir. Ancak sonuç olarak bir cerrahi işlem olduğu için de belli riskler barındırmaktadır. Özellikle de uzman olmayan kişiler ve steril olmayan koşullarda gerçekleştirilen kürtaj işlemi pek çok risk ve sağlık sorunu ortaya çıkarmaktadır.
Yukarıda sayılan risklerin ve sorunların oluşma riski, işlemin tecrübeli kişiler tarafından dikkatli ve hijyenik ortamlarda uygulanmasıyla yok denecek kadar az olabilir.,
Kürtaj işlemi, kadının rahminde oluşmuş olan bir gebeliğin cerrahi bir operasyonla alınması, vücuttan çıkarılmasıdır. Doğal olarak da vücudun ve özellikle de vajina ve rahmin doğal fonksiyonlarında bazı aksaklıklar olabilir. Ancak bunlar kısa süre içinde geçecektir. Bu bağlamda genellikle kürtajdan ortalama bir, bir buçuk ay sonra kadın, normal adet kanaması yaşar. Bu bağlamda kürtaj sonrası ilk adetin bir kaç gün gecikmesi normaldir.
Çok net bir şekilde söylemek mümkündür ki; kürtaj, kısırlığa yol açan bir faktör değildir. Kürtaj işleminin sağlıklı bir şekilde ve güvenilir yerlerde, alanında uzman doktorlar tarafından yapılması durumunda kadının doğurganlık yetilerine herhangi bir hasar vermesi söz konusu olmaz. Ancak bir kadının sıklıkla kürtaj olması üreme organlarında ve özellikle de rahimde çeşitli hasarlara yol açabilir. Bu tür bir durumda gebe kalmayı engelleyecek bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Bu bakımdan zorunlu olmayan hallerde kürtaj işlemi uygulanmamalı, kürtajı önlemek adına da cinsel ilişkide gerekli doğum kontrol yöntemleri kullanılmalıdır. Eğer istenmeyen gebelikler doğru ve sağlıklı doğum kontrol yöntemleriyle engellenebilirse kürtaj zorunluluğunun ortaya çıkma sıklığı da azalacaktır.
Sağlıklı koşullarda ve uzman kontrolünde yapılan kürtaj işlemi kadının kısır olmasına sebep olmaz. Ancak nasıl yapılırsa yapılsın kürtaj işlemi, anne adayının rahminden gebelik materyalinin çıkarılması için bazı uygulamaların yapılmasını gerektirmektedir. İşte bu uygulamalar da o bölgedeki dokuda bazı hasarlar oluşturabilir. Hem sonlandırılan gebelik hem de kürtaj işlemi kadının vücudunda normal dışı değişim ve gelişmelere sebep olmaktadır. Hal böyle olunca da kürtajdan sonra kadının üreme organlarının, hormonlarının ve vücudunun normal haline dönebilmesi ve kendini toparlayabilmesi için kesinlikle zaman gerekmektedir. Bu bağlamda kürtajdan sonraki en az 3 aylık dönemde kadının doğum kontrol yöntemleriyle korunması önerilir. Kürtaj işleminden 3 ya da 6 ay sonrasında sağlıklı bir şekilde gebe kalmak doğru olur.
İstenmeyen bir gebelik ya da devam etmesi sorunlu olacak bir gebeliğin tıbbi işlemle sonlandırılması durumu olan kürtaj, kısırlığa sebep olmaz. Ancak kürtajın sağlıksız koşullarda ve uzman olmayan kişiler tarafından uygulandığında kadının yeniden gebe kalmasını zorlaştıracak durumlar ortaya çıkabilir. Bu bakımdan kadının ilk kürtajı ise ve güvenilir merkezlerde, güvenilir doktorların kontrolünde kürtaj yapılmışsa ve düzenli olarak gerçekleştirilen doktor kontrollerinde herhangi bir sorun tespit edilmemişse kadın korumasız cinsel ilişki ile gebe kalabilmektedir. Bu bağlamda kürtajdan sonra en az 3 ay korunan kadın, düzenli olarak korumasız cinsel ilişki ile 12 ay, yani 1 yıl içinde gebe kalabilir.
Üremeye engel her hangi bir sorunu olmayan, sağlıklı bir çiftin her ay için gebe kalma şansı % 25 civarındadır. Ancak bu bir yıllık süreçte çiftin haftada 2 -3 kez düzenli olarak korunmasız cinsel ilişkide bulunması ve özellikle de yumurtlama dönemlerinde 2 günde bir ilişki yaşaması gerekir. Bu şekilde bir düzende ilerleyen çiftlerin kürtajdan sonraki 3 ayı geçince, 9 – 12 ay içinde gebelik elde etmesi beklenir.
Burada bahsedilen 1 yıllık süre elbette ki üreme fonksiyonlarının sorunsuz çalıştığı çiftler için geçerlidir. Ancak kadının yaşının 35’ten fazla olduğu, daha önceden sorunlu gebeliklerin yaşandığı veya bilinen bir rahatsızlığın olduğu durumlarda korumasız cinsel ilişki yaşayarak bekleme süresi 6 ay kadar olmalıdır. 6 aylık süre içinde doğal yolla gebeliği deneyen çiftler bu sürenin sonunda gebelik elde edemediğinde zaman kaybetmeden doktora başvurmalıdır. Çünkü gebeliğe engel durumların başında gelen en önemli sebeplerden birisi kadının yaşının ilerlemesidir. Özellikle de 35 yaşından sonra kadınların üreme fonksiyonları yavaşlar ve doğal yolla gebe kalmak zorlaşır. 35 yaşını geçmiş olan kadınlar gebelik istediklerinde doktora gitmek için beklememeli ve bu yaştan sonraki gebeliklerin daha fazla özen gösterdiği de unutulmamalıdır. Zira gebelikte erkeğin yaşı değil de, kadının yaşı çok büyük önem arz eder.
1 Comment
Merhaba hocam ben 2 sene önce kürtaj oldum istenmeyen bir gebelikti bu yüzden aldırmak zorunda kaldım ve 2017 yılında evlendim eşimle anlaşamadığımız için tekrar ailemin yanına döndüm ve evli olduğum zamanlar demir ilacı kullanıyordum adetim oluyordu daha sonra bigün orası kasininca oraya parmağımi soktum ve sonra sıvı birsey gelince korktum ve daha sonra adetim bu Ekim ayında adetim gecikti ve o ilacı kullanıyorum şuan adetim oldu ama ben şuan hamileyim test falan yapmadım ama belirtileri hamileliği gösteriyor bu arada ben evliyken korunuyordum size sorum bu hamileliğim önceki sonlandirdigim iliskiden olabilir mi lütfen bana yardımcı olun.