Gebelik söz konusu olduğunda anne adaylarının en çok endişelendikleri konulardan birisi normal doğumdaki sancılardır. Bu sancıların şiddeti ile ilgili herkes farklı hikayeler anlattığından endişelenmemek de elde değil. Hatta doğum sancılarından korkan anne adaylarının pek çoğu aslında hiç de gerekli olmadığı halde sezaryen doğumu tercih etmekteler. Doğum sancılarında bahsedildiğinde bir de suni sancının verdiği acı anne adaylarını korkutmaktadır.
–
Anne adaylarının sıkça duyduğu suni sancı, zamanı gelmiş doğumun sancılarını başlatmak ya da kendiliğinden başlamış olan doğum sancılarını yeterli seviyeye getirmek, arttırmak için verilen ilaçlardır. Anne adayında sancıyı arttırarak doğumun başlaması sağlanır. Halk arasında suni sancı olarak adlandırılan husus tıbbi literatürde “doğum indüksyonu” şeklinde ifade edilmektedir. Anne adayının bir an önce doğum sürecine girmesi için oksitosin adı verilen ilaçlar damar yolundan verilmektedir. Normalde oksitosin; beynin hipofiz bezi adı verilen alanından salgılanan bir hormondur. Bu hormon rahim kasılmalarından sorumludur, doğumda rahim kasılmalarını arttırır ve doğum sürecini hızlandırır, doğumdan sonra ise kanamaların kontrol altına alınmasına yardım eder.
Bir doğumun normal seyrinde ilerleyebilmesi için rahim ağzının yeterince açılması ve incelmesi oldukça önemli hususlardır. Tıbbi literatürde “efasman” olarak adlandırılan rahim ağzı incelmesi döneminde rahim ağzı gayet yumuşak bir formdadır ve git gide incelmeye başlar. Anne adayının rahim ağzının açılması, normal doğum aşamasında uygulanan muayenelerde santimetre olarak ifade edilir ve kontrol edilir. Rahim ağzının incelme seviyesi ise % olarak belirtilir. Doğumun normal olarak gerçekleşebilmesi için rahim ağzının 9 – 10 santimetre açılması, yani rahim ağzı açıklığının % 100 yaklaşması gerekir. Doğum anı yaklaşan kadınlarda normal şartlar altında bu değerlerin ölçülebiliyor olması beklenir. Bazı durumlarda beklenen bu açılmanın gerçekleşmesi için çok uzun saatler beklemek gerekebilir. İşte böyle durumlarda anne adayına suni sancı verilerek bu açılmanın süreci hızlandırılır ve rahim ağzının daha kısa sürede incelmesi sağlanır. Suni sancı ile bu açılma ve incelme olayını hızlandıran, bebeğin doğum kanalına daha hızlı girmesini sağlayan bir işlemdir.
Doğum indüksiyonu, yani suni sancı hem ilk doğumda hem de sonraki doğumlarda uygulanabilen oldukça basit bir yöntemdir. Suni sancıya başvurulmasındaki amaç doğumun başlatılmasını sağlamak ya da zaten başlamış olan doğumun hızlanmasına yardım etmektir. Doğumun daha kolay ve hızlı bir şekilde gerçekleşmesi amacıyla anne adayının damar yolundan serum yardımı ile oksitosin verilir, rahim ağzı daha hızlı bir şekilde açılır ve incelir.
Suni sancı, yani oksitosin yardımıyla doğum eyleminin başlatılması işleminin her gebelikte rutin olarak uygulanması söz konusu değildir. Özellikle de anne adaylarının ilk doğumlarda yaygın olarak suni sancı kullanılması durumunda, doğumlarda sezaryen oranları artacaktır. Bu sebeple aslında suni sancının yalnızca gerekli durumlarda kullanılması önerilir.
Hangi durumlarda suni sancı uygulanması önerilmez?
Suni sancı verilip verilmemesi gebeliğin tekil ya da çoğul olması ile ilgili değildir. Bu bakımdan çoğul, ikiz ya da üçüz gebeliklerde doktorun uygun gördüğü durumlarda anne adayına suni sancı verilebilir. Fakat daha önceden arka arkaya çok sayıda doğum yapmış olan kadınlarda suni sancı verilmesi hususunda oldukça dikkatli davranmak gerekir. Zira suni sancı, çok sayıda doğum yapmış olan kadınların doğumunda kanama riskinde artışa sebep olabilir. Ancak bu konudaki doğru kararı gebeliği takip eden doktor verecektir.
Suni sancı, adından da anlaşılacağı üzere doğal olmayan bir uygulamadır. Pek çok doğumu kolaylaştırması amacıyla verilen bir ilaçla uygulanan suni sancının her kadında aynı olmamakla birlikte yan etkileri mevcuttur.
Bazı durumlarda rahim, suni sancı için verilen oksitosine karşı aşırı tepki verebiliyor. Bu tepkiler de kasılmaların beklenenden çok daha sık ve şiddetli olması şeklindedir. Doğum yaklaşırken hissedilen bu kısa kasılmalar kimi zaman bebeğe oksijen gitmesini engelleyebilir. Böyle olursa bebek zor durumda kalır ve acilen sezaryen yapılması gerekebilir.
Suni sancı sebebiyle rahmin yırtılması sorunu diğer risklere göre daha nadir olarak yaşanmaktadır. Ancak anne adayı daha önceden rahim ameliyatı yaşamışsa, iri bebek doğurmuşsa, amniyon sıvı çok fazla ise suni sancıdan dolayı rahim yırtılabilir.
Suni sancı ile verilen oksitosin kaynaklı olarak nadiren de olsa su zehirlenmesi yaşanabilir. Zira verilen oksitosin maddesi, su tutucu etkiye sahiptir ve oksitosinin uzun süre verilmesi, idrarda azalmaya, vücudun su tutmasına sebep olabilir. Çok şiddetli su tutulması durumunda ise anne adayının kanında sodyum seviyesi azalır, bilinç bozukluğu yaşanabilir, kalp yetmezliği ve hatta ölüm bile meydana gelebilir.
Suni sancı verilmesinden sonra ortaya çıkan kasılmalar çok daha güçlü, şiddetli ve düzenli olur. Bu sebeple de plasenta fonksiyonlarında bozulma ortaya çıkabilir. İşte böyle bir durumda da bebek sıkıntıya girebilir, kalp atışları yavaşlayabilir, bebek amnios sıvısına kaka yapabilir. Bu koşullarda da acilen sezaryen yapılır.
Olması gerekenden daha uzun süre suni sancı verilmesi durumunda, doğumdan sonra rahim kasılmaları bozulabilir ve normalden daha fazla kanama olabilir.