Doğal yolla gebelik elde edemeyen çiftler, kısırlık sorunu ile doktora başvurduklarında buna sebep olan faktörler detaylı bir şekilde incelenir. Aslında toplumda yaygın olarak görülen kısırlık sorununa dair de çok sayıda tanı ve tedavi yöntemi geliştirilmiş, hala da üzerinde bilimsel çalışmalar devam etmektedir. Toplumlarda yaygınlaşan sağlıksız yaşam ve beslenme koşulları dolayısıyla kısırlık da her geçen gün daha da yaygınlaşır. İster kadından, ister erkekten ya da her ikisinden de kaynaklanan sebeplerden dolayı çocuk sahibi olamayan çiftler muayene, tetkik ve tedavi yöntemleri uygulanarak hem sorun ortaya çıkarılır hem de tedavisi yapılır. Kısırlık olduğundan şüphe edilen çiftlere çok ayrıntılı testler, muayeneler yapılır. İşte tüm bu testler ve tetkiklerin sonucunda yapılan tedavi yöntemlerle de gebelik şansı artar.
Kadınların ve erkeklerin mustarip olabildikleri kısırlık sorunlarında kadınlar genellikle; yumurtlama sorunları, hormonsal dengesizlikler, ilerleyen yaş ve üreme organlarında görülen rahatsızlıklar yaşamaktalar. Erkekler ise; sperm sayısı ve kalitesinin gebelik elde edebilmek için yetersiz oluşu, üreme organlarıyla ilgili sorunlar dolayısıyla kısırlık yaşar. Tüm bu kısırlık sebeplerinin ayrıntılı olarak araştırılabilmesi için de tanı yöntemleri bulunmaktadır.
Erkek kısırlığı dünyada ve Türkiye’de kısırlık sorunlarının yaklaşık % 40’ını oluşturuyor. Tüm kısırlıkların geri kalan % 40’lık bölümü kadınlardan kaynaklanırken, tüm kısırlıkların % 20’si ise hem kadın hem de erkek kaynaklı ya da herhangi bir sebep bulunamadığı için sebebi bilinmeyen kısırlık durumlarıdır.
Sağlıklı bir gebelik gerçekleşebilmesi için erkeğin sperm hücrelerinin üretimi, miktarı ve yumurtayı dölleme özelliği bakımından kalitesi yeterli olmalıdır. Bu nitelikleri taşımayan spermlerle ya gebelik oluşmaz ya da gebelik için üremeye yardımcı tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyulur. Tabi ki bunun için öncelikle kısırlık sebebinin tespiti gerekiyor. Bu bağlamda son dönemlerde klinik olarak uygulanmaya başlanan SORP testi, sperm DNA’sında meydana gelen hasarın boyutunu tespit edilebilmeye olanak sağlıyor. SORP testi sayesinde erkekten kaynaklanan problem saptanarak onun için en uygun tedavi şekli belirlenebilir. SORP testinden elde edilen verilere göre uygulanan tedavi planı ile de doğal yolla baba olamayan erkeklerin üremeye yardımcı tedavilerle baba olabilme şansı artıyor. Aslında SORP testi öncesinde, kısırlık sorunu yaşayan erkeklerin % 40’ına yakınına uygulanan rutin muayeneler ve semen analizi sonuçları yeterince tatmin edici sonuçlar veremeyebiliyordu. Oysaki SORP testi ile erkek kısırlığında çok daha başarılı sonuçlar alınabiliyor.
Sağlıklı bir döllenme için baba adayının sperm kalitesi ve sayısının yeterli olması, bunun için de erkeğin pek çok açıdan sağlıklı olması gerekiyor. Örneğin; sağlıklı beslenen, sağlıklı bir yaşam süren, stresten ve kimyasallardan uzak duran, kronik hastalıkları olmayan ve fazla ilaç kullanmayan kişiler için böyle bir durumdan söz edilebilir. Oysaki büyük şehirlerde yaşayan, stres, düzensiz ve sağlıksız beslenme, kimyasallara, çevresel toksinlere maruz kalma gibi durumlarla yüz yüze olan kişilerin sperm yapısı bozulabiliyor ve bunlarda DNA hasarı ortaya çıkabiliyor. DNA hasarı olan kişilerde de var olan hasarın büyüklüğüne göre başta üreme sistemi olmak üzere pek çok vücut sistemi olumsuz etkileniyor.
Spermlerdeki bozuklukların, sağlıksız oluşumların başlıca nedeni, olumsuz ve sağlıksız yaşam koşulları, spermlerin maruz kaldığı serbest oksijen radikallerinin artışıdır. Önceden spermlerle ilgili sorunları tespit etmek için spermiogram testi kullanılırken, DNA hasarının boyutunu tespit edebilmek konusunda spermiogram testi başarılı olamıyordu. İşte spermlerdeki DNA hasarını ve bunun boyutunu tespit edebilmek için bulunan en son yenilik de SORP testidir. SORP testinde erkekten alınan semen örneği spermiogram testi ile aynı anda laboratuvarda inceleniyor, baba adayından alınan meninin, içinde bulunan spermleri hasardan koruyabilme gücü, yani antioksidan potansiyeli SORP testi ile doğru ve güvenilir olarak ölçülebiliyor. SORP testi, rutin semen analiz işleminde yaşanan başarısızlıkların önüne geçebilir ve bazı sorunlar önceden gösterebilir.
Erken dönemde teşhis edilmesi ve tedaviye başlanması durumunda pek çok sağlık sorununda başarılı bir iyileşme sağlanabilir. Bu bakımdan doğal yolla gebelik elde edememe, yani kısırlık gibi bir sorun söz konusu olduğunda bunun için de mümkün olan en erken dönemde teşhis yapılması ve tedaviye başlanması gerekir. Bu bakımdan doğal yolla gebelik elde edemeyen çiftlerin de en erken dönemde bir sağlık kurumuna başvurup en yeni ve en etkili tanı ve tedavi yöntemleri ile soruna çözüm bulabilmeleri mümkün olabilir. Unutulmamalıdır ki, erken dönemlerde tespit edilebilen erkek kısırlığı nedenlerinin birçoğu, daha sorun ciddi bir boyuta ulaşmadan çözülebiliyor, ancak ileri yaşlarda bu tedavi çok daha güç olabiliyor.
Baba adayının sperm sayısı ve kalitesini görebilmek için spermiogram testi yapılmaktadır. Zira spermiogram testi, erkeğin vücudunun sperm üretim kapasitesi ve spermin kalitesini gösteren bir testtir. Spermiogram öncesinde üreme çağındaki erkeklerde 2 – 7 günlük bir cinsel ilişki perhizi istenir, ardından alınan meni örneği incelenir, meninin içeriği ile örnekteki sperm hücrelerinin sayısı, hareketi ve şekli değerlendirilir. Çocuk sahibi olmak isteyen erkeklerin yaşayabildiği; sperm kanallarında tıkanıklık, varikosel, gizli bir enfeksiyon, hormon eksikliği veya olumsuz çevresel faktöre bağlı fonksiyonel bozukluklar spermiogram testi ile tespit edilebilir. Spermiogramdan elde edilen verilerin gösterdiği sorunlar uygun tedavilerle ortadan kaldırılırken çocuk sahibi olabilmek mümkün olur.
Spermiogram testi, sperm sayısı ve kalitesini ölçmek için yapılmakta ve bu testte tespit edilen her anormallik detaylı bir şekilde incelenmeye değer. Ancak test sonucuyla belirlenen değişikliklerin çoğu basit ve kısa süreli bir ilaç ve hormon tedavileri ile düzeltilebilir nitelikte olur. Ancak bu karar için kısırlık tanı ve tedavisinde uzman olan deneyimli kişiler tarafından inceleme ve değerlendirme yapılmalıdır.
Spermiogramda tespit edilen ciddi sorunlar, cerrahi müdahale veya tüp bebek tedavileri ile tolere edilebilir. Çünkü spermiogram testi ile hem kısırlığın varlığı ya da yokluğu tespit edilebilir hem de tedavi şeklini belirlenir ve kişiye özel tedavi planlanabilir. Eğer spermiogram sonucunda kişide hiç canlı sperm bulunamazsa “azospermi” vardır ve erkeğin testis dokusundan cerrahi yolla örnekler alınarak doku içindeki spermler elde edilir, bunlar da tüp bebek tedavisinde kullanılır. Testiküler Sperm Ekstraksiyonu (TESE) adı verilen bu yöntem ile azospermik pek çok erkek baba olabilir. TESE işleminin mikroskop altında gerçekleştirildiği Mikro TESE’de ise alınan doku örneğinin miktarı çok düşük olduğu için testislerin ve hastanın hormon üretim seviyesinin bu işlemden bir zarar görmesi önlenebilir. Mikro TESE ile testisten alınan sağlıklı spermler, anne adayından alınan yumurtalara mikroenjeksiyon yöntemiyle yerleştirilir ve döllenir. Bu şekilde elde edilen embriyo, anne adayının rahmine yerleştirilir ve gebelik başlar. TESE ve Mikro TESE işlemleri ile doğal yolla çocuk sahibi olamayan pek çok erkek için kısa sürede çocuk sahibi olabilir.