İnsanların genetik yolla sahip oldukları rahatsızlıklar, sağlıksız beslenme koşulları, hareketsiz yaşamın hüküm sürmesi, hastalıkların tedavisi için kullanılan ilaçlar ve daha birçok sebep günümüzde kısırlık vakalarını artırmaktadır. Öyle ki bebek sahibi olmak isteyenlerin yaklaşık olarak % 15’i doğal yolla gebelik elde edememekte, kısırlıktan şüphe etmektedir.

Ancak kısırlıktan bahsedilebilmesi için 35 yaşın altındaki çiftlerin yaklaşık 1 yıl, 35 yaştan büyüklerinse 6 ay kadar korumasız düzenli cinsel ilişkide bulunmuş olmaları gerekir. Burada bahsi geçen düzenli ilişki haftada 2-3 kez korumasız birlikte olmak anlamına gelmektedir. Zira her gün birlikte olanlarda erkeğin sperm sayısı ve yoğunluğu gebelik için yeterli olamamakta, haftada ya da 10 günde bir kez gibi seyrek aralıklı ilişkilerde de kadının yumurtlama dönemi denk gelmeyebilmektedir. İşte bu şartlarda düzenli korumasız cinsel ilişki yaşadığı halde gebelik elde edilememişse doktora başvurmakta fayda vardır. Doktor, kadın ve erkeğe gerekli test, tahlil ve muayeneleri yaptıktan sonra kısırlığa sebep olan etken ortay çıkar ve buna göre bir tedavi yöntemi belirlenir. Bu paralelde genellikle ilk etapta yumurtlama tedavisi, aşılama uygulamaları söz konusu olurken, ileriki aşamalarda tüp bebek tedavisi gündeme gelmektedir.

Tüp bebek tedavisi nasıl uygulanır?

Tüp bebek tedavisi, doğal yolla elde edilen gebeliklerde normal rutin olarak gerçekleşen olayların aynı sırada laboratuar ortamında gerçekleştirilmesidir. Şöyle ki; kadın ve erkeğin üreme hücreleri vücut dışına alınır ve bunlar laboratuar ortamında yıkanır, ayıklanır, sağlıklı olanlar bir araya getirilerek döllenmenin gerçekleşmesi sağlanır. Döllenme sonucu oluşan bu embriyolardan en sağlıklı, en canlı ve gebelik için en uygun olanlar seçilir ve anne adayının rahmine yerleştirilir. Bu sayede doğal yolla elde edilen gebeliklerde yaşanan bebek anomalileri, tesadüfi döllenme sorunları yaşanmaz.

Kısırlık vakalarında neden ilk tercih tüp bebek tedavisi değil?

Tüp bebek tedavisi günümüzde uygulanan üremeye yardımcı tedavilerden en başarılı sonuçlar veren yöntem tüp bebek tedavisidir. Ancak tüp bebek tedavisi anne adayının ilaç kullanmasını gerektirir, çok kapsamlı test ve tahlil sürecinden geçilir ve maddi olarak da diğer tedavilere göre daha masraflıdır. Bu bakımdan çiftte kısırlığa sebep olan etken göz önünde bulundurularak öncelikli olarak daha basit prosedürlü diğer tedaviler, ardından da tüp bebek tedavisi uygulanır. Altını çizmekte fayda vardır ki; tüp bebek tedavisi doğru kişiye, deneyimli uzmanlar ve donanımlı kurumlar tarafından uygulandığında gebelik elde etme ve eve canlı bebek götürebilme oranı çok yüksektir.

Tüp bebek tedavisinde aspirin kullanılır mı, neden?

Kısırlık şikayetiyle doktora başvuran çiftler uzun bir süre denemiş, gebelik için beklemiş ve pek çok yolu uygulamış, ancak bebek sahibi olamamış çiftlerdir. Bu sebeple tüp bebek uzmanları ve diğer sağlık personeli uygulanacak tedavinin maksimum başarı getirmesi için tıbbi literatürde yeri olan, doğruluğuna inanılan pek çok yolu kullanır. Aspirin yüzyıllardır çok sayıda hastalığın tedavisinde daha çok ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak kullanılır.

Bununla birlikte aspirinin kanın pıhtılaşmasını engelleyici özelliği de bilinir. Gebe kalabilme ya da tüp bebek tedavisinde başarıyı artırma özelliği kanıtlanmamış olsa da, bunun tersi bir veri de henüz yoktur. Aspirinin gebelikte başarıyla ilgisi de; tekrarlayan düşük vakalarında anne adayının kanının pıhtılaşmasıyla ilgili sorun olduğu bilinmektedir. İşte bu açıdan kanın pıhtılaşmasını engelleyebilme özelliğinden dolayı aspirinden yararlanmak mantıklı bir seçenek. Zira hamile bir kadında kan hızlı pıhtılaşırsa fetüse giden kan akışı yavaşlar ve anne karnındaki bebek ölebilir. Bu bakımdan aspirinin bebek ölümlerini, düşükleri engellediği gibi bir çıkarım yapılamasa da kan pıhtılaşması sorunundan kaynaklanan problemlerin aspirinle engellenmesi mümkün olmaktadır. Çünkü kan fazla hızlı pıhtılaşmazsa yumurtalıklar, rahim duvarı ve rahim zarı istenen ölçüde kalınlaşabilir ve döllenmeden sonra embriyo rahim duvarına tutunabilir. Aksi halde tutunamayıp düşecektir. Ancak tüm bu veriler bir yana gebelikte aspirin kullanımı tamamen doktor önerisiyle ve doktor kontrolünde olmalıdır.