1987 yılının Temmuz ayı içerisinde İngiltere’ de, ilk tüp bebek olan ünlü “Louise Brown” dünyaya gelmiştir. Bu uygulamayı başaran ilk doktorların içerisinde olan Dr.Steptoe ve Dr. Edwards saygı ve şükran ile anılmaktadır.
Bu aşamadan sonra amaç, yumurtlama tedavilerinin geliştirilmesine ile alakalı olarak ilerlemeye devam etmiştir. Bu hedef ile kullanılmaya başlanan hormonlar, 1979 ve 1980 yılları arasında geliştirilmeye başlanmıştır.
Tüp bebek düşüncesinin orijinal kullanılış noktası, tüplerin tıkalı olduğu durumlarda olması ile beraber, bu düşünce zihinlerde daha da büyütülerek, uygulama alanları ve sebepleri de her geçen gün daha da artmıştır.
İlk mikroenjeksiyon (İCSİ) de uygulamasında ki kat edilen yol, 1996’da aşılmıştır.
ICSI, yani mikroenjeksiyon ile tüp bebek uygulamalarının başarı oranı daha da artış göstermiş, daha önceleri kayıtsız kalınan erkek ile alakalı meydana gelen kısırlık sorunlarında, kayda değer bir mesafe kat edilmiştir.
Bugün için, hala dünya çapında ICSI yöntemi ile dünyaya gelmiş on binlerce bebek vardır.
Tüp bebek yöntemi ile alakalı, her yıl çok sayıda bilimsel araştırmalar gerçekleştirilmektedir. Bu gelişmeler oldukça umut verici bir şekilde seyretmeye devam etmektedir.
Her geçen gün tüp bebek uygulamaları ile alakalı olumlu gelişmeler devam etmektedir. Daha çok PGD (Preimplantasyon genetik tanı) uygulamaları çok sık yaygınlaşmaktadır.
Genetik testler, daha iyi laboratuvar mediumları ve ortamları, sperm kalitesi ile alakalı daha iyi değerlendirmeler, tüp bebek tedavileri sonucunda “hamilelik” ve “eve canlı bebek götürme” sayısını ciddi oranda arttırmaktadır.
Türkiye’de ilk tüp bebek merkezi Prof.Dr. Refik Çapanoğlu ve arkadaşlarının çalışmaları ile beraber, Ege Üniversitesi 23 Haziran 1988 tarihinde açılmıştır. Türkiye’nin ilk tüp bebeği 18 Nisan 1989′da bu merkezde dünyaya gözlerini açtı.
Dünya’da kısırlık ile alakalı yapılan çalışmalar, Hipokrat yeminine kadar gitmektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar ise, 100 yıl ile 150 yıl öncesinde yapılmaya başlamıştır.
İlk insan oosit (yumurta) çalışmaları ise, 1939′da başlamış ve tedavi için geliştirilen hormonlar ilk olarak tüp bebek, Louise Brown’un doğumu gerçekleşene dek, başarılı bir şekilde geliştirilmiştir.
Hipokrat (M.Ö. 460-337) uterus ve tuba açıklığının hamile kalmadaki önemi ve aynı zamanda spermlerin üremede bulunduğu yerini vurgulamaktadır.
Bu dönemin bir başka bilim adamı Aristoteles (M.Ö. 384-332) üreme fonksiyonu konusu ile alakalı olan düşüncelerini dile vurmuştur. Soranus ise Efeste doğan ve fertil dönemi ilk tanımlayan kişilerdendir. Tüp bebek tedavisi hayvan çalışmaları ile başlamıştır. Walter Heape 1890 yılında tavşanlar üzerinde başarılı deneyler yapmıştır.
İşte bu gelişmelerden günümüze kadar tüp bebek tedavisi, birçok aşama kaydetmiştir. Kaydedilen bu gelişmeler her geçen gün gelişerek, başarı oranları arttırılmaktadır.