Gebelik süresince kadının vücudunda ve neredeyse her organ ve hücrede değişiklikler gözlemlenebilir.
Anne adayı gebelik süresince kilo alır. Gerek bebeğin ağırlığı, gerek plasenta yani bebeğin eşinin ağırlığı gerekse gebelik döneminde alınan ekstra kilolarla ağırlığında artış meydana gelir. Bu duruma bir de rahmin ve memelerin hacminin artması eklenince, Hamilelik döneminde meydana gelen değişimlerden ilk olarak kilo alımı göze çarpar.
Hamilelik sürecinde kadınları en rahatsız eden değişim, hormonal değişimlerdir. Hormonal değişimler birçok duruma sebep olur. Bunlardan biri de vajinal akıntıdır. Gebelik sürecinde anne adayının vajinasının florasında meydana gelen değişimler ile PH değerindeki farklılıklar sebebiyle akıntı miktarı artış gösterir. Bu sebeple de enfeksiyon gelişimi için risk artar. Ancak fazla miktardaki sarı, yeşil renkte, kötü kokulu bir akıntı ya da vajinal kaşıntının durumunda zaman kaybetmeden doktora başvurmak gerekir.
Hamileliğin son dönemlerinde meme bezlerinin çalışmasıyla birlikte, meme başından kolostrum adı verilen beyaz, sarı renkte süt gelebilir. Bu durum zararlı değildir. Sabunla temizlenmesinde bir sakınca yoktur.
Gebeler hamilelik süreçleri boyunca uyku düzenin değiştiklerini fark ederler. Hamilelik döneminin ilk ayları içinde hormonal dengedeki değişim sebebiyle kadınlar daha uykulu olabilir, odaklanma sorunu yaşanabilir. Bunun nedeni de kandaki değeri yükselen progesteron hormonu olmaktadır.
Hormonal değişimlerin gebeliğin ilerleyen haftalarda da devam etmesi ve gebenin karnın git gide büyümesi sebebiyle sırtta ve belde ağrılar gözlemlenebilir. Bu sebeple de yatakta rahat pozisyon bulunmakta güçlük çekilebilir. Bu sebeple uyku düzeni bozulabilir.
Hamilelik döneminde anne adayının vücudunda birçok değişim olur. Bundan kalp ve dolaşım sistemi, üriner sistemi, solunum sistemi gibi vücut sistemleri farklı etkilenir. Bu değişimlerin arasında kalp ve dolaşım sisteminde meydana gelen farklılıklar en önemlileridir. Hamileliğin yalnızca kendisi dahi kalp ve dolaşım sistemini oldukça açık bir şekilde etkilemektedir. Fetus gebeliğin ilerlemesiyle beraber büyüdükçe rahme giden kan miktarının artar. Bunun dışında vücut genelinde kan miktarının % 50 oranında artış gösterir. Rahmin büyümesiyle diyafram yukarı itilir ve kalp öne ve sola doğru döner. Hamileliğin ikinci üç aylarından itibaren fizyolojik kansızlık yaşanması bu sistemde meydana gelen mühim değişimlerden biridir. Hamilelikten önce sağlıklı olan bir kadında bu değişimlerin herhangi bir probleme yol açmamasına rağmen, önceden henüz belirti vermeyen gizli kalp hastalıkları daha belirgin bir duruma geçebilir. Anne adayında var olan sorunlar daha da ilerleyebilir
Hamilelik döneminde diyafram yukarıya doğru itilir. Bunun yanında progesteron hormonu da daha fazla salgılanır. Bu sebeple solunum ihtiyacı daha artabilir. Gebelik döneminde kılcal damarlarda olan kan akımı artar. Bu sebeple anne adayının burnu sık sık kanayabilir. Ses tellerinde ödem gelişebilir. Bu sebeple ses kısıklığı da yaşanabilir.
Hamilelik döneminde sindirim sisteminde de değişimler meydana gelir. Bu değişimler ilk üç ayda daha çok fark edilir. Anne adayları gebeliğin erken dönemlerinde bulantı, kusma gibi belirtileri daha yoğun yaşar. Mide yanması gibi sorunlar daha sıklıkta görülebilir.Bunun dışında kabızlıkta ilk aylarda daha çok gözlemlenen bir değişimdir.
Anne adayının vücudundaki değişimler dışında ruhsal değişimler de meydana gelir. Değişen hormonal düzel, yalnızca fiziksel olarak etki yapmaz. Bu değişimler dikkate alınmalıdır. Aksi halde psikolojik olarak çeşitli sıkıntılar meydana gelebilir. Özellikle gebeliğin ilk üç ayında anne adayının ruh hali şiddetli şekilde değişebilir. İlk ayların gebeliğe adaptasyon sürecinde geçmesi, gebeliğin kabul edilmemesi gibi durumlar gözlemlenebilir. Bu sebeple anne adayı depresyona dahi girebilir. İlerleyen haftalarda ise vücudun değişmesi, ciltte meydana gelem değişimler anne adayı için daha da olumsuz etki yapabilir. Hamileliğin son üç aylarına girildiği zaman ise anne adayında doğum için bir korku ve bebeğin sağlığı için endişe gibi duygular görülebilir. Bu duygular kontrol altında tutulduğu taktirde oldukça normaldir. Aksi halde psikolojik destek almak yardımcı olacaktır.