Rahim içerisinde yer alan ve endemetrium denilen tabakanın, her ay tekrarlayan adet kanaması döneminde yumurtalıklara taşınması ve buradaki alanlara yerleşmesi neticesinde sahip olduğu kalınlaşma ve kanama yoluyla vücuttan atılma özelliğini yumurtalıklarda da sürdürmesi neticesinde kistik bir yapı meydana gelir. Gelişen bu kistik yapıya da “ endometrioma “ veya “ çikolata kisti “ şeklinde tanımlanır. Çikolata kistleri selim kistlerdir. Kansere dönüşme riski olsa da bu oldukça azdır. Çikolata kistleri adet dönemi dışında da, adet döneminde de ya da cinsel ilişki aşamasında duyulan, karında ve kasıkta oluşan ağrılarla kendini gösterir. Bu sebeple de kadının hayat kalitesi oldukça düşmektedir. Tüp bebek tedavisine başlayan hastaların endişe etmemesi gerekir. Çikolata kistleri, tüp bebek tedavisine olumsuz şekilde yansımaz. Fakat bu sebeple çikolata kistleri basit sorunlar olarak görülmemelidir. Oldukça ciddi bir kadın hastalığı olarak karşımıza çıkan çikolata kistleri, üreme çağındaki kadınlarda görülmekle beraber, genellikle 30 ve üzeri yaşında olan kadınlarda ortaya çıkmaktadır. Sebebi tam olarak bilinmez ancak genetik faktörlerin sebep olduğu düşünülmektedir.
Üreme çağındaki kadınların % 15’inde, bebek sahibi olamayan kadınların ise yaklaşık olarak %30’unda bu sorun mevcuttur. Endometriozis, kistlerin içerisinde yer alan, yoğunluğu ve kıvamı bakımından çikolataya pek çok benzediği için bu ismi almıştır.
Endometriozis yani çikolata kisti mevcut olan yumurtalıklarda, ilerleyen dönemlerde yumurtalık kanseri görülme riski vardır ancak oldukça azdır. Yapılan çalışmalarda, çikolata kisti sorunu olan hastaların yalnızca % 1 – 2’lik bölümünde yumurtalık kanserinin geliştiği bildirilmiştir.
Yani, endometriozis sorunu olmayan kadınlarda da yumurtalık kanseri gelişmesi riski ile bu risk hemen hemen aynıdır. Çikolata kisti ve yumurtalık kanseri bağlamında bilimsel olarak bir ilişki kanıtlanamamıştır. Çikolata kisti sorunu mevcut olsa da, olmasa da yumurtalık kanseri riski %1-2 oranında olmaktadır.
Yapılan çalışmalarda, yumurtalık kanseri ve çikolata kisti arasında bağı kanıtlamak adına çeşitli biyolojik ve mutasyon açısından çalışmalar yapılmıştır. Fakat çikolata kisti ve yumurtalık kanseri arasında bir ilişki tespit edilememiştir. Bilimsel açıdan çikolata kistinin yumurtalık kanserine yol açtığına dair bir kanıt mevcut değildir. Çoğunlukla çikolata kistinin de yumurtalık kanserinin de meydana gelmesinde kalıtımsal ve çevresel etkenler çeşitli şekillerde etkili olmaktadır. Bundan dolayı da risk etkenleri olarak bu faktörleri belirlemek daha doğru olacaktır.
Yumurtalık kanseri için risk etmeni oluşturan faktörler:
Bu faktörler kansere yatkılığı arttırabilirken, yumurtalık kanseri için riski azatlığı düşünülen faktörler de aşağıdaki gibidir:
Çikolata kisti bazen hiçbir belirti vermez. Standart jinekoloji muayenesinde ortaya çıkabilir. Doktor tarafından tespit edilmesi görüntü itibariyle oldukça kolaydır. Bebek sahibi olamayan anne ve baba adaylarının kısırlık sebepleri için araştırma yapılırken çikolata kistlerinin mevcudiyeti fark edilebilir. Bu kistler bazı hastalarda ağrıya sebep olmayabilir ve kitle hissedilmez.
Çikolata kistleri çoğunlukla yumurtalıklara ve karın zarına yerleşim yapar. Bu alanların dışında rahimde veya makat alanında da görülebilir. Bu gibi durumlarda çoğunlukla tuvalete çıkıldığı taktirde ağrı duyulur ve hastalar bu sorun sebebiyle doktora başvurur. Çikolata kisti teşhisi vajinal ultrasonografisi aracılığı ile % 90 doğruluk oranıyla konulabilir.
Çikolata kistleri kişide aşırı ağrılara yol açar. Bu sebeple de kadının hayat kalitesinin düşmesine sebep olur. Şayet durum böyleyse, cerrahi bir müdahaleye ihtiyaç duyulur. Çikolata kisti teşhisi ile ultrasonografi aracılığıyla çikolata kisti tanısı % 90 doğruluk oranıyla konulur. Fakat inceleme aşamasında uzmanın kanser için şüphe duymasını gerektirecek bir görüntü mevcut ise bu durumda da operasyona ihtiyaç duyulabilir. Şayet uzman, kanserden şüphelenmiyorsa ya da hastanın şikayetleri hayat kalitesini düşürecek kadar yoğun değilse, operasyon tavsiye edilmez. Çünkü doktorun deneyimi ve tecrübe ne kadar çok olursa olsun, ameliyat,sağlıklı yumurtalık dokusunun da zarar görmesine yol açar. Ameliyat uygulanacaksa da açık ameliyat yapılmamalı. Ameliyat laparoskopi yöntemiyle uygulanmalıdır.
Laparoskopinin avantajları: