Tüp bebek tedavisinin ardından görülen hamilelik belirtileri, söz konusu tedavinin işe yarayıp yaramadığını meydana çıkarır. Özellikle tüp bebek tedavisinin ardından, anne adayına bir kan testi yapılmaktadır. Bu testin neticesinin pozitif olması beklenmektedir. Beklenen adet döneminde gecikme yaşanması veya yaşanmamış olması, bu noktada çok ta önemli sayılmaz. Tüp bebek meydana gelmesinde, embriyonun oluşturulması ve embriyo transferinin ardından geçen 12 günün sonunda, kan testi yapılabilecektir. Yapılan bu testten sonra, anne adayı hamile olup olmadığını kolay bir şekilde anlayacaktır.
Yapılan kan testinin pozitif çıkması halinde bile, olması gereken değer 1 veya 2 gün sonra düşebilir. Daha çok bu tarz durumlar, biyokimyasal hamilelik şeklinde ifade edilmektedir. Hamilelik belirtileri değerlendirildiği zaman, ilk aşamada göğüslerde hassasiyet meydana gelir. Daha sonrasında, göğüste bulunan damarlarda göz ile görülen bir belirginleşme meydana gelmektedir. Bunu fark etmeniz, giyinme veya soyunma sırasında göğüslerinizde meydana gelen hassasiyet şeklinde kendini gösterecektir. Tüp bebek tedavisinin başarılı olduğunu gösteren bir başka belirti de, vajinada ortaya çıkan fazla akıntılardır. Bunun yanı sıra, sebebi bilinmeyen ve belirli aralıklar ile devam eden halsizlik hissi ve baş ağrısı da hamilelik belirtilerinin içerisinde değerlendirilebilir.
Bütün bu tedavilerin yanı sıra, tüp bebek tedavisi yaptıran kadınlarda, mide bulantısı ve kusma gibi problemlerde özellikle sabah vakitlerinde belirginleşen belirtilerin arasında yer alır. Aynı zamanda sabah değil, hamileliğin ilerleyen dönemlerinde de meydana gelen kusma durumu ile karşılaşılabilir. Hamilelik döneminin ilk haftaları, anne adaylarının en fazla kustukları dönemdir. Hamilelik belirtilerinin arasında aynı zamanda, rahmin iç bölgesinde adet sancısını andıran ağrıların da bulunmasıdır. Böyle bir durum da, hamilelik belirtisi olarak kabul edilmektedir. Yüz bölgesinde meydana gelen lekeler ve akneler de, aynı şekilde hamilelik belirtisidir. Kasıklarda ortaya çıkan ağrıların da, tüp bebek tedavisinde hamilelik belirtisi olarak nitelendirilmesi söz konusudur. Çok fazla sayıda ki anne adayı, idrara çıkmadan önce kasıklarında ağrı hissetmektedir. Çok sık aralıklar ile idrara çıkma ihtiyacı da, anne adaylarının hissettiği duygulardandır. İdrar yapma esnasında acı yaşanması durumu da, söz konusu olan belirtilerin arasında yer alabilir.
Tüp bebek tedavisi uygulaması yaptıran kadınların, aynı zamanda ruh hallerinde de değişiklikler gözlenebilmektedir. Yerli yersiz bir anda ağlamaya başlayan kadınlar, aynı zamanda çok kolay bir şekilde sinirlenebilir. Bütün bu durumlar ve ruh halinde meydana gelen ani değişiklikler, tedavi olan adayların, hamilelik belirtilerini taşıdığını göstermektedir.
Tüp bebek tedavilerinin ardından bazı kadın gruplarında, kabızlık görülebilmektedir. Beslenme alışkanlıklarının değişmesi ve kullanılan çok fazla sayıda ki ilaçların, kadınların kabızlık yaşamasına sebebiyet vermektedir. Hamilelik dönemi içerisinde, aynı zamanda progesteron hormonunun seviyelerinde artış görülür. Bu hormon, düz kas sistemi üzerinde rahatlatıcı bir etki gösteren hormondur. Bu sebepten dolayı da, tüp bebek tedavisi esnasında söz konusu olan bu hormon, idrar yollarında, safra kesesinde ve bağırsaklarda rahatlatma etkisi sağlamaktadır.
Tüp bebek yöntemi ile hamile olmayı başaran anne adaylarının, çoğul hamilelik, düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma ve erken doğum bakımından tehlike içerisinde bulundukları belirtilmiştir. Bu yönden, tedavinin gerçekleşmesinin ardından hamile olan anne adaylarının, her hamilelik döneminde riskli olarak kabul edilen ilk 3 aylık dönemleri, çok daha önemlidir.
Tüp bebek tedavisinin ardından, hızlı, ani ve yukarı doğru uzanma şeklinde ki hareketlerden, ağır eşyalar kaldırmaktan olabildiğince uzak durarak, doktoru tarafından tavsiye edilen ilaçları düzenli bir şekilde kullanıp, bu sıkıntılı dönemi atlatmalıdırlar. Bu 3 aylık dönemin sonrasında, doktoru tarafından sakıncalı bulunmaması halinde, günlük aktivitelerine kaldığı yerden devam edebilirler.
Tüp bebek tedavisinin uygulamalarına başlanması esnasında, doktor hastaların geçmişine ve sağlık durumlarına bakıp, gerekli değerlendirmeyi yaptıktan sonra, kişiye özel beslenme programı hazırlar. Bu beslenme programına uyulması halinde, hem hamileliğin oluşması, hem de hamileliğin sağlıklı bir şekilde seyir etmesi açısından oldukça önemlidir.
Hamilelik dönemi içerisinde kalsiyum, protein, mineral ve omega 3 bakımından zengin sayılan besinlerin ( balık, süt, yoğurt gibi ) alınması, beyaz ekmek yerine tam takıllı ekmeğin yenmesi, kafeinli içeceklerden uzak durulması önerilmektedir.
Tedaviye başlanmadan önce sigara ve alkolün bırakılması, tedavinin başarılı bir şekilde sonlanması açısından oldukça önemlidir. Aynı zamanda tedavi ile hamile kalınmasının ardından, aynı şekilde bu ürünlerin kullanılmaması, hatta bu tür ortamlarda bulunulmaması da gerekmektedir. Hamilelik dönemi içerisinde kullanılmaya devam edilmesi halinde, hamilelik sürecinde olumsuz olarak etki ederek, bebeğin düşmesine dahi sebep olmaktadır.
Hamile olma ve hamilelik dönemi sürecinde oldukça önemlidir. Normal sıcaklık değerlerinde, gün içerisinde 2 ile 3 lt arasında su tüketilmesi gerekmektedir. Havanın çok sıcak olması halinde bu oran biraz daha arttırılmalıdır. Su haricinde alınan sıvılar, vücudun su ihtiyacını tam anlamı ile karşılamayacağından dolayı, daha çok su içmeye özen gösterin.