Ultrason kontrolleri ve kan seviyelerine bakılarak normal kabul edilen follikülün gelişim göstermesine rağmen, yumurta toplama işlemi esnasında yumurtanın çıkmaması durumudur. Daha çok yaşı büyük olan kişilerde ve yumurtalık kapasitesi düşük olanlarda çok sık rastlanmaktadır. Bu durum bütün siklusların yaklaşık olarak %2 ile %7 sinde görülür. Yeniden görülme olasılığı da bulunmaktadır.
TESE uygulanan hastaların ortalama olarak % 50 sinde sperme rastlanmaz. Böyle bir durum ile karşılaşılması halinde, tedavi iptal edilir.
Döllenme adımına geçildiği zaman, sperm veya yumurtanın kalitesi ile alakalı meydana gelen sorunlardan dolayı döllenme gerçekleşmeyebilir. Bu durum daha çok yaşı büyük olan insanlarda, yumurtalık kapasitesi kötü olan kadınlarda veya ciddi sperm problemi bulunan vakalarda daha çok karşılaşılabilecek bir durumdur. Ancak yumurta ve spermler normal olsa dahi, bazı yumurtalarda döllenme görülemeyebilir. Bu durum yumurta toplanan kadınların yaklaşık %5inde rastlanır.
Kadının rahim yapısında bulunan çeşitli sorunların meydana gelmesinden dolayı, bazı problemlerden dolayı embriyo transferi zor olabilir. Transferin zor olması hamilelik olasılığını azaltan etkenlerden biridir.
Hasta ve doktorun moralini bozan ve hamilelik olasılığını düşüren bir durumda olsa, kesin olarak hamilelik yok anlamına gelmez.
Rahime birden çok embriyo transfer edilmesi durumunda, çoğul hamilelik potansiyeli mevcuttur. 3 embriyo transfer edilmesi durumunda çoğul hamilelik olasılığı %15 ile %30 arasında iken, 5 ve daha fazla embriyonun transfer edilmesi durumunda bu olasılık %40a dek çıkabilir.
Hastalar, birçok defa, hamile olabilme ihtimalini arttırabilmek amacı ile çoğul hamileliğin risklerini düşünmeden, çok fazla embriyo transfer edilmesini doktorlardan istemektedir. Ancak çoğul hamilelikler, anne ve bebeklerde ciddi sorunlara neden olabilir. Annede, hamilelik ile alakalı hipertansiyon, hamilelik ile alakalı şeker ve erken doğum riskleri artar. Bebeklerde ise, ölü doğum, anne karnında ölüm, erken doğum ile alakalı sorunlar, gelişme geriliği, serebral palsi görülme olasılığı artar. Bu sebeplerden dolayı da, dünyada ve ülkemizde embriyo transferi sayısı yasal düzenlemeler ile beraber kesinleştirilmiştir.
Tüp bebek tedavisindeki en önemli risklerden biri OHSS(şişme sendromu)dir. Tüp bebek tedavilerinin %20 ile %30unda hafif, %3 ile %6 sında orta,% 0.1 ile % 0.2 sinde ise ağır formda görülebilir. Bazı hastalarda yumurtlamayı arttırabilmek amacı ile verilen iğnelere karşı yumurtalıkların aşırı cevap vermesi sonucunda meydana gelir. Bu durumun sebebi ise, tam olarak bilinememektedir.
Genç yaş, az kilo ağırlığı, polikistik over hastalığı, yüksek dozda ilaç kullanımı risk faktörleri arasında yer alır. Yumurtalıkların uyarılması esnasında kabul edilebilecek miktarda yumurta uyarılması ile aşırı uyarılma arasında ince bir sınır vardır. Her zaman için de doz ayarlamasının yapılması mümkün değildir.
Belirtiler karın ağrısı, karında şişlik hissi, bulantı, kusma, ishal, nefes darlığı ve idrar miktarında azalmadır. Yapılan tahlillerin sonucunda, karında ve göğüs boşluğunda sıvı toplanması, yumurtalıklarda büyüme ve pıhtılaşma faktörlerinde bozulma ile karşılaşılabilir. Ağır vakalarda hastaneye yatırılarak tedavi gerekir.
Tedavide sendromun hafif formda olması halinde, hasta ayaktan izlenir. Yumurtalıklar büyümüş olduğundan dolayı, (yırtılma ve dönme riski sebebinden dolayı) ağır fiziksel aktivite ve cinsel ilişkiye girmeye yasak konur. Gerek duyulması halinde, ağrı kesiciler ve kusmaya karşı ilaçlar kullanılabilir. Günlük kilo ve karın etrafının ölçümleri de, son derecede önemlidir. Karın çevresinde artış olması, vücut ağırlığının artması, idrar miktarında azalma, nefes darlığı gibi yakınmaların ortaya çıkması durumunda fizik muayene ve laboratuvar testleri yapılmalıdır.
Sendromun şiddetli olması durumunda hastaneye yatarak tedavi gerekir. Bu sırada serum verilmesi ve karında biriken sıvının iğne ile boşaltılması (parasentez) uygulanan yöntemlerdir. Bazı durumlarda hastanede kalış süresi 2-3 haftaya kadar uzayabilir. Bu dönemde 10-15 defa parasentez yapılması gereken olgular bildirilmiştir.
Sendrom gebe kalmayan kadınlarda kısa süre içinde geriler.Gebelik oluşması durumunda sendrom daha şiddetli bir form alabilir.
OHSS gelişmesi olasılığından şüphenilen hastalarda tedavide uygun protokollerin seçilmesi ve düşük dozda ilaç kullanılması tercih edilmelidir. Ancak gene de gelişirse çatlatma iğnesi yapılmayarak tedavi iptal edilebilir veya yumurtalar toplandıktan sonra embryolar dondurularak transfer ertelenebilir.
Vajinal ultrason eşliğinde yumurta toplanması sırasında vajende zedelenmeye bağlı kanama olabilir. Sadece yumurta toplama işlemine bağlı vajinal kanama oranı %0-1.3 arasında değişmektedir. Birçok vakada işlem biter bitmez kanama durur.
Çok az karşılaşılan sorunlardan biridir. Yüksek ateş, sürekli karın ağrısı, idrar yaparken yanma hissi veya kanama gibi bulgulara rastlanabilmektedir. Enfeksiyon durumunda geniş etkili antibiyotikler ile tedavi yapılması gerekir.
Dış gebelik; hamilelik materyalinin rahim içerisinde değil de, rahim dışı herhangi bir yerde (daha çok tüplerde) gelişmesi durumudur. Tüp bebek uygulamalarının gerçekleştirilmesinin ardından, dış gebelik olma ihtimali %1 ile %3 arasındadır. Özellikle, daha önce dış gebelik geçmişi bulunan kişilerde, tüpler ile alakalı hastalık ve ameliyat geçmişi bulunan kişilerde görülme ihtimali daha yüksektir. Teşhis esnasında, vajinal ultrason ile beraber, seri HCG(kanda gebelik testi) ve progesteron ölçümleri yarar sağlar.
Tüp bebek tedavileri bütün bunların ötesinde çiftler için ciddi fiziksel, maddi ve duygusal problemlere yol açabilir. Psikolojik stres ve duygusal problemler özellikle tüp bebek başarısız olduğunda çok daha yaygındır.
Çiftlerin bebek sahibi olabilmek amacı ile tüp bebek tedavisine başlaması, ancak bunun neticesinde de farklı etkenler sebebi ile başarısız tüp bebek denemesinin yaşaması halinde, çiftler açısından son derece üzücü olduğu bilinmektedir. Bu tedavinin yapılması, çiftleri hem manevi, hem de maddi bakımdan zorlayan bir durumdur. Ancak yaşanan bu başarısızlık ardından, çiftlerin ümitsizliğe kapılmaması gerekir.
Gerçekleştirilen ilk uygulamanın ardından, başarısız olunması durumunda, bundan sonra yapılacak denemelerde yine başarısızlık elde edileceğinin düşünülmemesi gerekir. Çünkü yapılan ilk 4 denemenin başarı şansı, birbirleri ile aynıdır. Çiftler ilk olarak tüp bebek tedavisine başladıkları zaman, başarı şanslarının % 60 olduğunu kabul etmelidir. Buna bu bakış açısı ile bakıldığı zaman, uygulanacak olan tedavinin ardından yaşanan başarısızlıklar, doğru bir bakış açısı ile karşılanabilir.