Endometrial Receptivity Assay, yani ERA testi, son yıllarda nedeni açıklanamayan kısırlık tedavilerinde, hastalara umut ışığı veren bir testtir.
ERA testi sayesinde, rahmin içerisinden alınan bir parça ile beraber 238 genin incelenmesi sağlanır. Rahmin embriyo transferi için uygun olup olmadığı, yüksek bir doğruluk payı ile tespit edilir. Tekrarlayan implantasyon başarısızlığı olan, yani daha önceden uygulanmış olan 3 tüp bebek denemesinden, toplamda en az 4 adet kaliteli olarak kabul edilen embriyo transfer edildiği halde, bir türlü hamileliği elde edemeyen kadınlarda uygulanmaktadır.
ERA testinin yapılması düşünülen çiftlerden, tüp bebek yöntemi ile elde edilecek olan, kaliteli 3. gün veya 5. gün blastokist dönemi embriyolar, anne adayının rahimine aktarılması gerçekleştirilmeden dondurulması sağlanır. Bundan en az 2 ay sonra, rahmin kalınlaştırılmasını gerçekleştirmek için, tedavinin uygulanmasının ardından özel bir alet yardımı ile dokunun biyopsisi yapılır. Dokular özel bir tüpün içerisine konarak, incelenmesi için genetik merkeze yollanır. Anne adayının rahminin, embriyonun tutunmasını sağlamak için uygun olan günlerin tespit edilmesi sağlanır. Rahimin belirlenen günler içerisinde embriyonun nakline müsait olması halinde, bir sonraki adet döneminde embriyo çözme ve transfer etme tedavisinin yapılması amaçlanır.
Yinelenen embriyo başarısızlığı durumlarında, rahim ile ilgili olan sorunlardan biri, embriyo transfer edildiği zaman rahimin embriyoyu kabul edebileceği uygun zamanın içerisinde olmamasıdır. Kısacası ERA testi; endometriumun hangi dönem içerisinde embriyoyu kabul edileceğini belirlemeye yardımcı olan ve oldukça faydalı bir testtir. Gerçekleştirilen çeşitli araştırmaların sonucu incelendiği zaman, nüks eden başarısızlık yaşayan çiftlerin yaklaşık % 27 ile % 30 unda, başarı elde edilmiştir. Bu oran ise, ciddi anlamda yüz güldürücü bir rakamdır.
ERA testinde tedavi görecek olan hastanın, rahim içi zarından alınan doku, genetik olarak inceleme altına alınır. Testin uygulanması planlanan hastalardan, doğal adet döngüsü içerisinde veya hormon ile uyarılmış bir tedavi dönemi içerisinde belirlenen bir günde rahim dokusundan küçük bir doku örneği alınır. Alınacak olan bu parça, ameliyathane ortamında ve hastanın konforu bakımından hafif sakinleştirici yardımı ile gerçekleştirilir.
Alınan doku örneği, ileri moleküler ve genetik tanı yöntemleri sayesinde analiz edilir. Bu analiz esnasında, embriyonun tutunmasında önemli rol oynayan 200’ün üzerinde genin durumu incelenir. Yaklaşık olarak 15 gün içerisinde, ölçüm sonuçları değerlendirilerek, örnek alınan hastanın rahim dokusunun embriyoyu kabul edebilme potansiyeli ile kabul edeceği günün belirlenmesi sağlanır. Sonuç olarak, dokunun embriyonun tutunmasına uygun olup olmadığı tespit edilir. Embriyo transfer günü, bu sonuçların neticesine göre yeniden düzenlenir.
Yinelenen implantasyon başarısızlığı bulunan, yani geçmiş 3 tüp bebek denemesinden toplamda minimum 4 adet kaliteli embriyo transfer edilmiş olduğu halde, hamile kalamayan kadınlara uygulanabilmektedir.
Hastalarımızın rahim kalınlığı 6mm’den daha fazla olmalı ve rahimde tutunmayı etkileyecek opere edilmemiş hidrosalpinks, sub-mukosal miyom veya polip ve atrofik endometrium (rahim) gibi sorunların bulunmaması gerekir.
Hastalarmızın normal yumurtalık rezervi, (FSH< 8mlIU/ml) olmalıdır.
ERA testi hastaya yapılmadan önce, çiftlerin karyotiplemesinin yapılması gerekmektedir. Bütün bunların yanı sıra, embriyonun rahime tutunmasına etki edecek olan lupus antikoagulan Ab, homosistein, faktör V leiden mutasyonu, protein C aktivasyonu, MTHFR enzim mutasyonu gibi testlerin de yapılması önem taşımaktadır.
Şüphesiz ERA testinin tüp bebek tedavisine sağlayacağı en büyük fayda, yukarıda bahsettiğimiz gibi doğru tanının konulmasıdır. ERA testi öncesinde gebelik oluşmamasında en büyük etkenin embriyo olması bilinir, başarısızlıkların tek sorumlusu embriyo olarak kabul edilirdi. Son yıllarda tüp bebek tedavisinde yapılan araştırmalar neticesinde rahim iç yapısının da gebelik oluşturmada oldukça büyük etkisi olduğu saptanmış, ERA testi ile beraber, bu durumun niye meydana geldiğinin tespit edilebilmesi mümkün olmuştur.
ERA testi tüp bebek tedavilerinde, daha çok iyi kalitede olan embriyonun sağlanmasına rağmen, hamilelik elde edilemeyen ve bu başarısızlığın temelinde bulunan nedenin bir türlü açıklamadığı hastalar için, yeni bir umut ışığı yaratmaktadır.
Testin uygulanması yaygınlaştıkça da, elde edilecek neticelere bakılarak, yakın bir zaman içerisinde bütün tedavilerde taze transferlerden vazgeçilerek, ERA testi sonrası dondurulup çözülmüş embriyo transferleri gerçekleştirmek mümkün olabilecek.
Dondurulmuş çözülmüş embriyo transferi uygulamaları ile klinikte artan bir başarı oranı gözlemlenmektedir. Bu yeni test ile bu oranları daha da arttırmak mümkün olacaktır.