Aşılama başarısı kısırlık ilişkisi ile düz orantılı olarak kabul edilmez. Yani bu anlamda, çocuk sahibi olamama süresi ne kadar kısa olursa, aşılamadan elde edilecek başarı şansı o kadar yüksek olur. Örneğin, 10 yıl boyunca çocuğu olmayan bir çiftte aşılamadan elde edilecek olan şansı, neredeyse yok denecek kadar azdır. Çocuk sahibi olamama süresi 5 yılı aştıktan sonra başarı oranı % 2 ile % 3 lere düşer. Uzun süredir çocuk sahibi olamayan eşlere, aşılama yöntemi tavsiye edilmez.
Sebebi bilinmeyen kısırlık, çiftin ilk yıl korunmadan, adet dönemi bir ay olarak düşünüldüğü zaman hamile olabilme olasılığı %20, ikinci yıl da % 5 üçüncü yılda % 2 ile % 3 oranına düşer. İkinci yıl tamamlandıktan sonra, anne adayı hamile olamadığı için tedavi seçenekleri araştırılmaya başlanmalı. Aynı şekilde bu sürecin sonunda aşılama tedavisinde başarı oranın %10 ile %15, tüp bebekte ise % 50 ile % 55 oranında değişiyor. Türkiye’ de ki sağlık sisteminde de SGK sistemde ilk 3 aşılama istiyordu. Ancak şimdi bu sayıyı 2 ye kadar indirdi. Bu noktada çiftlere verebileceğimiz en büyük tavsiye, bir an önce tüp bebek tedavisini tercih etmeleridir.
Uzmanlar, kadınların jinekolog doktorlarından yumurtalık kapasitelerine bakmalarını istemelerini tavsiye ediyor. Ultrasonografi ve bir takım hormon testleri yumurtalık rezervleri ile alakalı olarak fikir sahibi olunmasına yardımcı oluyor.
Ağızdan hap ile beraber kombine olarak uygulanan aşılama tedavisinden elde edilecek olan başarı oranı, adaylara uygulanacak deneme başına yaklaşık % 7.6, iğne ile kombine olarak uygulanan aşılama tedavisinden elde edilecek olan başarı oranı yaklaşık % 9.8, doğrudan tüp bebek tedavisi ile elde edilecek olan başarı oranı ise, yaklaşık % 30.7 olarak kayıtlarda yerini almıştır.
Maliyet açısından bakıldığı zaman aralarında ki fark ise, hamilelik elde etmek isteyen bir çift için doğrudan tüp bebeği seçmek, yaklaşık olarak 2.500 $ civarında bir kazanç anlamına gelmektedir.