Cinsellik, insan hayatının doğal bir parçasıdır. Toplum veya aile baskısı nedeni ile bazı insanlar cinsellik konusunda yeterli bilgiye sahip olamazken, sadece üreme aracı olarak görmektedir. Bu yüzden cinsel ilişki esnasında bir takım problemler yaşanmaktadır. Oysaki üreme sisteminin kusursuz bir şekilde işleyebilmesi için çiftlerin bilinçli olarak hazır olmaları gerekir. Yanlış bilgilendirme, yanlış tecrübe cinselliğin önüne geçerek, doğurganlığı bile etkileyebilen bir takım problemlerin yaşanmasına neden olabilmektedir. Bu tecrübeler, özellikle kadınlar açısından daha önemli bir yere sahip olmaktadır. Günümüzde çoğu kadın cinsel problemler yaşamaktadır. Bu sorunlar ne kadar ciddiye alınmasa da, hayatın işleyişini, aileyi, eşler arasındaki diyaloğu ve çocuk sahibi olmayı engelleyebilen niteliklere sahiptir. Açıkçası cinsellik insan hayatının gizli yöneticisidir. Toplumuza baktığımızda ne kadar yargılansa da, birçok sorun cinselliğin temeline bağlı olarak yaşanan sorunlardan oluşmaktadır. Bu denli önemli bir yere sahip iken, cinsellik ve cinsellik sorunları hakkında insanlar bilinçlendirilmeli ve çözüm yollarına yönlendirilmelidir.
Cinsel Uyarılma Bozukluğu
Belirttiğimiz gibi cinsellik psikolojik faktörlere bağlı olarak, kültürel ve toplumsal yaklaşımların etkisi altındadır. Kadınların cinselliği bilmemeleri ve özgürce yaşayamaması, annelik görevi ile kadınlığın bir arada sürdürülebileceğini bilmemesi gibi birçok düşünce nedeni ile kadınların büyük bir kısmı cinsel uyarılma bozukluğu yaşayabilmektedir. Çoğu kadın bu konuda bir tecrübeye sahip olmazken cinsel ilişki esnasında rahatsızlık duyabiliyor. Cinsel ilişki esnasında uyarılma bozukluğunun yaşanması, ıslanma ya da kabarma gibi vajinal tepkilerin olmaması anlamına gelmektedir. Bu sorunla birlikte orgazm bozuklukları ortaya çıkmaktadır. Cinsel uyarılmanın sağlanamadığı durumlarda vajinanın cinsel ilişkiyi kolaylaştıracak sıvıyı sağlayamaması, ilişkide ağrı ve tatminsizliğe yol açar. Zaman içerisinde de cinsellikten soğuma başlar. Cinsel isteksizlikle beraber orgazm da imkânsızlaşır. Cinsel uyarılma bozukluğu, genellikle 30’lu yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Orgazm olamama sorunu ise, kadının nadiren ya da hiç orgazm olamaması anlamına gelmektedir.
Bu gibi sorunların altında çeşitli hastalıkların yatabildiği gibi psikolojik ve psikososyal sorunlarda neden olabilir. Bu uyarılma sorunlarına yol açan hastalıklardan bazıları:
Cinsel uyarılma bozukluklarının neden olan psikolojik sorunlar
Utangaçlık gibi psikolojik etkenler cinsel uyarılma bozukluğuna neden olabilir. Günümüzde her üç kişiden biri cinsel uyarılma bozukluğu yaşamaktadır.
Orgazm bozukluğu nedir?
Orgazm bozuklukları, cinsel uyarılma evresinden sonra yaşanabilen bir sorundur. Kadın cinsel ilişki esnasında orgazm olmakta zorlanır. Buna neden olan bazı çeşitleri:
Vajinal ve klitoral orgazm birbirinden farklı mıdır?
Kadınların orgazmı klitoral ve vajinal olarak ikiye ayrılmaktadır. İki orgazmda birbirinden çok farklıdır. Vajinal orgazma ulaşmak daha zor olabilirken, klitoral orgazma ulaşmak daha kolay olmaktadır.
Cinsel uyarılma bozukluğunun olup olmadığı nasıl anlaşılır?
Bu konudaki bilgisizlik ve abartılmış kulaktan dolma hikâyeler yüzünden kadınlar korkutulmaktadır. Bu yüzden çoğu kadın orgazm olamazken, olsa dahi fark edemezler.
Bu konuda tamamen rahat olmak ve endişeleri bir kenara bırakmak gerekmektedir. Devamlı olarak orgazm olunamayacağına odaklanmak, orgazm olamamaya neden olmaktadır. Her kadının ilişkide duyduğu duygu farklıdır. Bu nedenle de hikâye ve mitlerden arınmalı, yalnızca kendi cinsel yaşantısındaki duygularına ve isteklerine odaklanmalıdır.
Orgazm olamamaya neden olan faktörler nelerdir?
Cinsel uyarılma bozukluklarına yol açan faktörler nelerdir?
İlaç kullanımı: Antidepresanlar, antihistaminikler, antihipertansifler, oral kontraseptifler yol açabilir.
Hastalık faktörleri: Menopoz, atrofik vajinit, şeker hastalığı, kanser
Psikiyatrik faktörler: Depresyon, sinir ve stres
Psikososyal faktörler: Cinsel açıdan bilgisizlik ve deneyimsizlik
Cinsel uyarılma bozukluklarının tedavisi var mı?
Cinsel sorunların temelinde psikolojik faktörler yer aldığı için tedavi psikolojik destek ile sağlanmalıdır. Yani ilk tedavi adımını cinsel terapiyle başlamak gerekir. Cinsellik hakkında biyolojik ve fizyolojik doğru bilgiler ile kadın bilgilendirilmelidir. Ardından nasıl sağlıklı bir cinsel hayat yaşaması gerektiği ve vücudunu nasıl keşfedeceği anlatılır. Çiftin birbiri ile konuşması ve beklentilerini açıkça dile getirerek birbirlerinin isteklerini dikkate almaları gerekir.