Gebelik 3. Hafta
Gebeliğin 3. haftasına gelindiğinde hala anne adayının gebelikten haberdar olmadığından bahsedebiliriz. Yumurtalıkta gelişen folikül çatladıktan sonra yumurta hücresi serbest kalır. Keseden dışarı çıkan yumurta hücresi genellikle aynı taraftaki fallop tüpünün saçakları tarafından içeri alınır ve tüpün içinde ilerlemeye başlar. İşte gebelik oluşabilmesi için yumurtlama gerçekleştikten sonraki birkaç saat içinde yumurta hücresinin spermlerle karşılaşması, buluşabilmesi gerekmektedir. Korumasız cinsel ilişki sonucunda bir yumurta hücresinin etrafını çok sayıda sperm hücresi kuşatır. Ancak bu sperm hücrelerinden normal şartlar altında sadece bir tanesi yumurta hücresinin içine girmeyi başarabilir.
Spermlerin yumurtayı dölleme yarışı çok uzun ve zor bir süreçtir!
Kadının fallop tüpünün saçakları sürekli hareket halindedir ve yumurta hücresi folikülden çıkıp serbest hale geldiğinde bu saçaklar hücreyi hemen içine alır. Fallop tüpünün içindeki tüycüklerin sürekli devam eden hareketleriyle hücre, rahim içine doğru ilerlemeye başlar. Yumurta hücresi tam da burada hazır halde bekleyen sperm hücreleri topluluğuyla karşılaşır. Bu çok sayıda spermden yalnızca en güçlü olan bir tane sperm hücresi, yumurta hücresi tarafından içeri alınır ve diğer spermlerin içeriye girmesi mümkün olmaz.
Milyonlarca sperm hücrelerinin vajinada başlayan yolculukları yaklaşık 10 saatte tamamlanır. Bu 10 saatlik sürenin sonunda milyonlarca sperm hücresinden sadece çok az bir kısmı yumurta hücresini görürü, bunlardan da sadece biri, yani en güçlü olan yumurtayı dölleyebilir.
24 saatlik zor bir süreç!
Folikülden çıkan bir tanecik yumurta hücresinin etrafında içeriye girmek için devam eden bir sperm savaşı, sperm yarışı vardır. İşte bu yarış yaklaşık olarak 24 saat sürmektedir. Bir günlük bu süre sonunda yumurta hücresi en güçlü spermi seçer ve onu içeri alır. Seçilen bu sperm hücresinin de yumurta hücresinin içine girmesi yaklaşık olarak 20 dakikalık zaman gerektirir. Bir tane sperm içeri girdikten sonra, yumurta tüm kapıları kapatmıştır ve diğer sperm hiçbir şansı kalmamıştır.
Korumasız cinsel ilişki sonucunda sperm hücreleri vajinaya ilk olarak geldiklerinde burada doğal olarak bulunan asitik bir ortam ile savaş vermek durumundadırlar. Spermlerin ortamla verdikleri bu savaşta meni salgısının içinde bulunan asit nötralize edici maddeler spermlere yardımcı olur. Yumurtlama esnasında vajinadan rahim ağzı içine salgılanan progesteron hormonunun kolaylaştırıcı etkisiyle aslında spermler kolaylıkla geçer. Bu durumda spermler önce rahim içine girer ve buradan da fallop tüplerinin içine uzanan girişi rahatlıkla bulurlar. Bu işlemde sperm hücrelerinin doğru yolu bulmalarında yumurta hücresinin önemli bir rolü vardır. Şöyle ki; yumurta hücresi taşıdığı düşünülen negatif yük sayesinde pozitif yüklü sperm hücrelerini kendisine doğru çekmekte ve spermlerin yollarını bulmalarına yardım etmektedir.
Spermler fallop tüpünün içine doğru yönlendiklerinde onlar için farklı bir süreç başlar. Zira anormal şekilli olan, hareketsiz ve güçsüz olan sperm hücreleri bu yarışı daha en başından kaybeder. Spermlerin başarmaları gereken bu iş aslında hiç de kolay değildir. Çünkü sorunsuz bir şekilde yumurta hücresine ulaşan sperm hücreleri ortalama uzunlukta bir boya sahip olan bir yetişkinin kat ettiği 4.5 – 5 kilometre kadar bir yolu geçmiş olurlar. Bu açıdan bakıldığında bu yol aslında sperm hücreleri için uzun bir yoldur ve bunu başarabilenler en hızlı ve güçlü olan spermlerdir.
Sperm hücreleri fallop tüpü içinde yumurtaya ulaşabilmek için hareket ederken tüpün içinde doğal olarak bulunan sıvılar da sperm hücrelerin ilerlemesine yardımcı olur. Tüp içinde ters yönde hareket eden tüycükler vardır. Bu tüyler tüpün her iki tarafından gelen sperm ve yumurta hücresini buluşturmak için onları karşılıklı olarak birbirlerine doğru iterler. Uzun ve zorlu bir yolu kat edip de yumurta hücresinin içine girmeye aday olan sperm hücresinin baş kısmında bulunan eritici maddeler, yumurta hücresinin kalın dış kabuğunu geçip içine girebilecek özelliğe de sahiptirler. Aynı zamanda sperm hücresinin, yumurta hücresinin içine girebilmek için erittiği bu dış kısım başka bir spermin içeriye girmesine engel olmak için kısa bir süre içinde kendini onarır ve eski haline döner.
Yoğun çabalarla sperm hücresi, yumurta hücresinin içine girdi!
Tüm uğraşlarının sonunda sperm hücresi yumurta hücresine girdikten sonra, yumurta hücresi artık negatif yüklü durumdan pozitif yüklü konuma geçer. Bu sayede de pozitif yüklü diğer sperm hücrelerinin hepsini iterek artık diğer sperm hücrelerinin yumurta hücresinden uzaklaşmasını sağlar. Başarılı olup yumurtayı dölleyen sperm hücresi içeri girerken kuyruğunu dışarıda bırakmaktadır. Bu şekilde yumurtanın içine giren sperm hücresi, beraberinde getirdiği tüm özellikleri, kendine ait bilgileri, yani kromozomları güvenle bırakabileceği bir yer arar. Sperm hücresi bu işi kısa sürede başarır ve yumurta hücresinin “bilgi işlem merkezi” şeklinde bilinen hücre çekirdeğine ulaşır.
Sperm hücresi yumurtanın hücre çekirdeğine ulaştığında ise kromozomların birleşme işlemi gerçekleşmeye başlar. İşte artık 23 adet kromozom içeren yumurta hücresi ile yine 23 adet kromozom içeren sperm hücresi birleşmiş ve kendilerinde bulunan tüm bilgileri, kromozomları da kısa süre içinde birleştirmişlerdir. Şimdi artık yeni bir canlı, yani gebelik oluşmuştur.
Gebelik gerçekleşti!
Sperm hücresi ve yumurta hücresinde genetik birleşme tamamlandıktan hemen sonra fallop tüpünden rahim içine doğru olan yolculuk da devam ederken, hücresel çoğalma başlar. İşte bu çoğalma ile önce tek hücreden oluşan yeni canlının mikroskobik görünümü de bir değişime uğrar. Burada 2, 4, 8, 16 hücre şeklinde oluşan çoğalma sonucunda ortaya çıkan yapıya mikroskobik görünüm sebebiyle morula, yani dut adı verilir. Tüm çabaların ardından morula aşamasına gelen canlı neredeyse rahim içine de ulaşmış kabul edilir.
Özellikler nasıl belirleniyor?
Babadan gelen sperm hücreleri, hem X hem de Y kromozomu içerebiliyorlar. Anneden gelen yumurta hücresi ise her zaman sadece X kromozomu taşıyor. İşte bu bağlamda yumurta hücresinin içine girmeyi başaran sperm hücresi X kromozomu taşıyorsa yeni canlı dişi olacak, sperm hücresi Y kromozomu taşıyorsa da bebek erkek olacaktır. Yani burada altı çizilmesi gereken husus şudur ki; bebeğin cinsiyetini belirleyen her zaman erkektir.
Bu şekilde yeni oluşan canlının kormozom kodu erkek ise 46 XY, dişi ise 46 XX olarak ifade edilmektedir. Bu bağlamda bebeğin cinsiyetini asla beslenme alışkanlıkları, yemekler, içecekler, belirli günlerde ilişkiye girmek gibi daha pek çok uygulama kesinlikle etkilemez. Ancak bazı meslek grupları, bazı etnik gruplar ve bazı iklimsel özellikler kimi zaman bebeğin cinsiyeti belirlemede etkili olabiliyor. Fakat bu özellikler doğa tarafından yönetildiği için yine anne ya da baba adayının bu konuda yapabileceği her hangi bir şey yoktur.
Günümüzün tüp bebek tedavisi teknolojisinin geldiği nokta hesaba katıldığında cinsiyet belirleyebilme, cinsiyet tayine edebilme mümkün olmaktadır. Yani anne ve baba adayları bebeğin cinsiyetini bilinçli olarak seçmesi şansına yalnızca tüp bebek yöntemi ile sahip olmaktalar. Ancak cinsiyet belirleme de ülkemizde hem ahlaki hem de yasal açıdan uygun görülmemektedir. Fakat tüp bebekle doğacak bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi yöntemi yasal ve ahlaki açıdan sadece belli bir cinsiyete bağlı doğacak çocuğun hasta doğma riskinin yüksek olduğu durumlarda uygulanmaktadır.
Tüm bu yukarıda anlatılanlar göz önünde bulundurulduğunda gebeliğin 3. haftası da tıpkı 1. ve 2. haftalar gibi daha gebeliğin gerçekleşmeye çalışmasıyla geçecektir. Anne adayları daha gebe olduklarının farkında bile değildirler ve gebelik tam olarak rahme yerleşinceye kadar da bir şikayet ya da semptom görülmez.