Gebeliğin 19. haftası çoktan geldi bile! Anne adayı artık bir an önce bebeğini kucağına alabilmenin hayalini kuruyor, beklemekten de biraz sıkılmış olabilir. Oysaki henüz gebeliğin sadece yarısı bitmiş ve bir bu kadar daha beklemek gerekiyor. Bu süreçte bebek ne kadar uzadı, kaç gram oldu, cinsiyeti nedir, gebeliğin kaçıncı haftasında doğacak gibi sayısız soru anne adayının zihnini kurcalıyor. Ancak düzenli olarak doktor kontrollerine giden anne adayları için endişelenmeye hiç gerek yok. Çünkü her hangi bir sorun, bir anomali zaten yeterince büyüyen bebeğin ultrason muayenelerinde izlenebiliyor. Bu sebeple doktor, bir olumsuzluktan bahsetmediyse, gebeliğin tadını çıkarmaya devam etmek en doğrudur.
Gebeliğin 19. haftasında bebeğin gelişimi
Bir hafta daha geçti ve yine anne adayının en çok merak ettiklerinden birisi bebeğin boyu ve kilosunun ne durumda olduğudur. Bu hafta itibariyle bebeğin baş bölgesinden kalçaya kadar olan uzunluğu 13 – 15 santimetre aralığında olurken, bebeğin kilosu ise 200 – 225 gram civarında oluyor. Bu haftaya kadar yavaş yavaş ilerleyen kilo alımı, her şey yolunda giderse bu haftadan doğuma kadar 15 kat artacaktır.
Bebek amniyon sıvısının içinde doğuma kadar gelişip büyüyor. Ancak cildi direkt olarak bu sıvıya temas etmesin diye onu çevresindeki amniyotik sıvıdan koruyan yağlı beyaz bir sıvı ile kaplanıyor. Verniks adı verilen bu sıvı, bebeğin cildini korumakta, cildin buruşmasını, çatlamasını önlemektedir. Bebek doğduğunda bu koruyucu tabaka görünmez. Zira doğum yaklaşınca verniks tabakası da kendiliğinden kaybolmaktadır. Bu bağlamda zamanından çok erken doğan bebeklerde bu sıvı görülebilmektedir.
Gebeliğin 19. haftasına gelindiğinde artık bebeğin böbrekleri gayet güzel çalışıyor ve idrar üretebiliyor. Anne karnındaki bebeğin idrarı, etrafını kaplayan, yani içinde olduğu amniyotik kesenin içine salgılanmaktadır. Aslında şöyle oluyor; bebek idrarını yapıyor, içinde bulunduğu sıvı ile birlikte idrarı da yutuyor, sonra yine idrar yapıyor ve yine onu yutuyor. Ancak bu döngüde bebeğin her hangi bir zarar görmesi mümkün değil. Zira anne karnındaki bebek steril ve onun gelişime uygun olan bir ortamda yaşıyor ve dolayısıyla da idrarı tam olarak steril bir madde olarak böbreklerden çıkıyor. Yani bebeğin idrarını yutmasında bir sakınca yok, dahası bu tüm gebeliklerde doğal olarak bu şekilde seyrediyor.
Geçen haftalarda altını çizdiğimiz gibi bebeğin duyma yetisi yavaş yavaş gelişmeye başladı ve bu hafta itibariyle bebek çok net duyabiliyor. Bu bağlamda hatta 19 haftalık bir bebek, birçok farklı sesi, özellikle de annesinin sesini, konuşmalarını duyabiliyor. Gebelikte tabi ki de bebek için en belirgin ses, annesinin sesidir. Dolayısıyla da bu dönemde anne hem bebeğiyle konuşmalı hem de ona şarkılar söylemelidir. Anne karnındaki bebeğin annesinin sesi dışındaki sesleri tam olarak ne zaman ayırt edebildiğine dair farklı görüşler olsa da, uzmanların çoğu bu hafta itibariyle ayırt edebildiğini iddia etmekteler.
Gebeliğin 19. haftasında bebeğin hareketleri hissedilir mi?
Bu hafta da bebeğin kasları ve beyni arasındaki iletişimi sağlayan motor nöronlar oluşmaya devam ediyor. Birkaç hafta öncesinden başlamak üzere bebeğin anne karnında rahatça hareket etmeye başlamış olduğu bir gerçek. Ancak bu hareketlerin anne adayı tarafından hissedilip hissedilmemesi durumu aslında bebeğe ve anne adayına göre değişiklik göstermektedir. Fakat genel olarak 19. hafta civarında bebek istem dışı hareketlerin yanı sıra parmak emmek, başını hareket ettirmek gibi bilinçli kas hareketleri yapabilir durumdadır. İşte bazı anne adayları bu hareketlerin farkına varıyorken bazılarının fark etmesi için 1 -2 hafta daha geçmesi gerekiyor. Özellikle de ilk gebeliği olan anne adayları bu hareketleri biraz daha geç hissedebilirler.
Anne adaylarına küçük bir tavsiye: fotoğraf çektirmeyi unutmayın!
Gebelik ilerliyor, bebek büyüyor ve bu sürecin yarısına çoktan gelindi bile. Doğumdan sonra bu günler çarçabuk unutulacağı için bu günleri ölümsüzleştirmekte fayda var. Aslında gebeliğin başından itibaren tüm ultrason görüntüleri saklanmalı, bir de anne adayı büyüyen karnını hafta hafta fotoğraflamalıdır. İleriki yıllarda bu fotoğraflara birlikte bakabilmenin, bu sevgiyi paylaşabilmenin değerine paha biçilemez.
Gebeliğin 19. haftasında anne adayındaki değişimler
Artık ilk haftaların merak edilen konusu olan “karnım ne zaman büyüyecek” sorusunun yanıtı merak edilmiyor. Zira anne adayının karnı her geçen gün büyüyor. Dahası anne adayı rahmini göbeğinin altında tam olarak hissediyor. 19. hafta itibariyle rahim artık 1.3 santimetre büyüklüğe ulaştı. Hemen hemen bir hafta sonra rahmin uç noktası anne adayının göbek deliğinin hizasına ulaşır. Ayın sonunda ise rahim, göbek deliğinden 2 santimetre kadar yukarıya gelir. Hal böyle olunca da gebelik çok daha belirgin bir görünüm alır.
19 haftalık gebelikte bu sürecin yarısına gelmiş olan anne adayı şimdiye kadar toplam ortalama 3.6 – 6.3 kilogram almış olur. Ancak bu hafta 6 kiloyu aşmamış olmak önemlidir. Zira alınan bu kilonun sadece 200 gramı bebeğe ait, bebeğin eşi, yani plasenta hemen hemen 170 gram, bebeğin içinde bulunduğu amniyotik sıvı ise yaklaşık 320 gram ağırlığındadır. Aynı bağlamda rahmin ağırlığı 320 gram, 2 göğsün ağırlığı ise toplam 360 gramdır. Yani hepsi birlikte değerlendirildiğinde gebeliğe ait olan sadece 2 kilogram varken, geriye kalan kiloyu anne adayı kendine alıyor. Aman dikkat, bu hafta tartıldığında anne adayı gebelik öncesine göre 5 kilogram fazla ise gayet normal, 6 kilogramın üzerinde aldıysa dikkat etmelidir. Ortalama olarak ifade edilen bu rakamlar sağlıklı gebeliklerin çoğu için aşağı, yukarı aynıdır.
Gebelik döneminin bir klasiği olarak baş dönmesi yaygındır!
Gebelik başladıktan, doğum gerçekleşinceye kadar zaman zaman anne adayı baş dönmesi sorunu yaşar. Ancak bu sorun gebeliğin en başında ve doğumun yaklaştığı dönemde daha sık olarak görülür. Anne adayının kan basıncı düştükçe baş dönmesi de kaçınılmaz olur. 19 haftalık gebelikte de gebeliğin ikinci 3 aylık diliminin klasik sorunları zaman zaman yaşanır. Ancak her gebelik kendine özgü olduğundan bir anne adayının 15. haftada yaşadığı sorunları bir diğeri 19. haftada yaşayabilir. Bu süreçte hipotansiyon, yani düşük kan basıncı aşağıdaki sebeplerle ortaya çıkabilir:
Gebeliğin 19. haftasında beslenme
Gebelikte sağlıklı beslenmenin gerektiğini hemen herkes bilir. Ancak bu sağlıklı beslenmenin de sık aralıklarla ve küçük porsiyonlarla beslenmek anlamına geldiğinin de bilinmesi gerekiyor. Zira araştırmalar, gün boyunca sık sık ve küçük porsiyonlar halinde yiyen kadınların, 3 büyük öğün yiyen kadınlara göre her ne kadar kalori ve kilo alımı aynı olsa bile, bebeklerinin daha sağlıklı geliştiğini göstermektedir. Bu bakımdan 2 saatte bir ara öğün günde 3 tane de ana öğün çok iyi olur.
Gebe kadın, gün içinde 6 öğün yemeli, ancak ana öğünlerini de ara öğünlerini de küçük porsiyonlar halinde tüketmelidir. Bu sayede hem kan seviyesini ve şekeri değerini dengede tutar hem de koskoca bir öğünde alacağı kaloriyi parçalara böldüğü için daha normal ölçülerde kilo alır. Bu şekilde bebeği de daha sağlıklı bir şekilde gelişir, büyür. Zira 3 büyük ana öğün gün içinde uzun süreli olarak aç kalmak, kan seviyesinin de yükselip alçalması anlamına gelir. Anne karnındaki bebek de bu tür beslenmeden çok olumsuz etkilenir. Bununla birlikte sık sık ve küçük porsiyonlar halinde yeme felsefesi anne adaylarının mide bulantısı, yanması ve hazımsızlık şikayetlerini de en aza indirir.
Kalsiyum alımına dikkat!
Gebelik ilerledikçe bebek büyüyor ve bebeğin ihtiyaçları da artıyor. Gebe olan kadının günlük kalsiyum ihtiyacı hamilelik öncesi döneme göre tam olarak % 50 oranında artmaktadır. Bu bakımdan her gün yaklaşık 1200 miligram kalsiyum almak hem bebek hem de anne sağlığı için çok önemlidir. Bu bağlamda süt, yoğurt ve peynir ürünleri, badem, tofu, brokoli gibi besinler beslenme programına eklenmelidir.
Gebeliğin 19. haftasında yan yatmaya devam!
Gebelikte sırtüstü ve yüzüstü yatmayı unutmak gerekiyor. Gebelik öncesinde anne adayının nasıl bir uyuma alışkanlığı olduğunun hiçbir önemi yok. Gebelikte yüzüstü yatmaktan hiç bahsetmeye gerek bile yok. Zira büyüyen, gelişen bebeğin üzerine doğru yatmak mantıklı ve sağlıklı olmayacaktır. Gebelikte sırtüstü yatmak ise büyüyen karnın ve rahmin tüm ağırlığını bağırsaklara, sırta ve ana kan damarlarına bindirmektedir. Bu şekilde oluşan basınç bel ve sırt ağrılarını arttırabilir, hazımsızlığı tetikleyebilir, kan dolaşımını olumsuz etkileyebilir ve tansiyonun düşmesine sebep olarak baş dönmesine de yol açabilir.
Yukarıda sıralanan tüm bu sebeplerden dolayı gebelik dönemi boyunca en ideal yatış pozisyonu elbette ki yan yatmaktır. Yan yatarken de tercihen sol tarafa yatmak, sağ bacağı solun üzerine atıp araya da yastık koymak hem fetüs hem de anne için en ideali olarak önerilir. Bu şekilde yatma alışkanlığı kazanan anne adaylarının el ve ayaklarında şişlikler azalır. Anne adayının böbrekleri daha verimli bir şekilde çalışır. Ancak özellikle de alışkın olmayanlar için gece boyunca bu yatış pozisyonunu korumak kolay olmayabilir. Ancak bunun için sırta yastıkla destek yapmak ya da hamile yastığı kullanmak akıllıca olabilir.
Gebeliğin 19 haftasında yolculuk
Gebeliğin başından sonuna kadar aslında uzun süreli olarak aynı pozisyonda kalmak önerilmez. Bu bağlamda uzun süreli yolculuklar da pek uygun olmaz. Gebeliğin ilk 3 ayı içinde risksiz bir gebeliklerde bile 2 -3 saatlik yolculuklardan daha uzun olanları tercih edilmemelidir. Gebeliğin son 3 ayında da yolculuk yapmak riskli olabilir. Ancak 19. haftanın da içinde bulunduğu ikinci 3 aylık dönem yolculuk için gayet uygun olabilir. Bu yolculuğun da ne kadar süreceği, gidilecek yerin iklimi önemlidir. Gebeliğin ikinci 3 aylık döneminde sık sık mola verilen 5 -6 saatlik yolculuklar zararlı olmaz. Bununla birlikte anne adayının yükselen hormon değerleri nedeniyle sıcak ve nemli iklimlere değil de, daha ılık, ferah yerlere gitmekte fayda var.