Tüp bebek tedavisi kadının ve erkeğin üreme hücrelerinin tıbbi işlemlerle vücut dışına alınması, laboratuar ortamında döllenme gerçekleştirilip elde edilen embriyonun kadının rahmine yerleştirilmesi işlemidir. Kadından, erkekten, her ikisinden de kaynaklanan kısırlık sorunlarında tedavi yöntemi olarak seçilen tüp bebek tedavi yöntemi, açıklanamayan kısırlık vakalarında da uygulanmaktadır.
Günümüz tıp teknolojisinde kısırlık sorununda en başarılı sonuçlar alınan tedavi yöntemi tüp bebek tedavisidir. Zira doğal yolla gerçekleşen gebeliklerde doğal sürecin, şansın elinde olan tüm döllenme ve gebelik aşamaları, tüp bebek tedavisinde deneyimli uzman doktorların elindedir.
Bununla birlikte tüp bebek tedavisi ekstra şekilde kişisel bir tedavidir ki, tüm süreç kişinin genetik, fiziksel, psikolojik özelliklerine, rahatsızlık durumuna, ihtiyaç duyduğu desteğe göre düzenlenir.
Bu bağlamda tüp bebek tedavisi kişinin ihtiyaçları doğrultusunda uzun ve kısa protokol şeklinde düzenlenmektedir. Bu tedavide esas olan eksik ya da fazla değil, tam ihtiyaç duyulduğu kadar ilaç kullanılmasıdır. Aynı düzlemde tüp bebek tedavisinin ilaçları büyütücü ilaç kullanımı sürecinde elde edilen yumurtaların istenmeyen bir zamanda çatlamasını önlemek adına da agonist ya da antagonist diye adlandırılan ilaçlar kullanılır.
Bu ilaçlardan agonist kullanıldıysa uzun protokol, antagonist kullanıldıysa kısa protokolden bahsedilir. Zira agonist ilaçlar yumurtaların çatlama süresini uzatır, antagonist ilaçlar ise bu süreyi kısaltır.
Klasik tüp bebek tedavisi; hasta hakkında ayrıntılı bilgi alma ve hastayı bilgilendirme, yumurta büyütücü ilaç kullanma, yumurta toplama, döllenme ve embriyo transferi şeklinde 5 aşamadan oluşmaktadır. Ancak hastanın ihtiyaç durumuna, yumurta rezervine göre ilaç kullanma aşaması uygulanmayabilir ya da ekstra ilaç kullanmak, tedavi olmak gerekebilir. İşte tüp bebek tedavisinde uzun protokolde tam da bu bağlamda yumurta büyütücü ilaç kullanımı öncesinde yumurtalıkları baskılayıcı ilaç kullanma süreci de bulunmaktadır.
Uzun protokole kadının adet döngüsünün 21. Günü GnRH hormonu (analogları) kullanılmaya başlanır. Burada amaç kadının dengesiz hormon salgılanmasından kaynaklanan yumurtalık sorunlarını ve yumurtlama bozukluklarını kontrol altına almaktır. GnRH analogları yüksek etkili anti hormonlardır ve burun spreyi veya günlük enjeksiyon olarak kullanılırlar. GnRH analogları; Luteinleştirici Hormon ve Folikül Uyarıcı hormonların salgılanmasını sağlayan beyinde hipofiz bezinin işlevlerini baskılar. Zira bu hormonlar normal düzende her ayki gibi kadının yumurtalığın yumurta üretimini sağlar, ancak GnRH analoglarıyla bu üretim durdurulur. GnRH analogları kullanımına yumurta çatlatma iğnesi enjeksiyonuna kadar (21 gün) devam edilir, ilaç kullanım süresi dolduktan 10 gün sonra kadın adet görür.
Adet kanamasının 2. ya da 3. günü doktor kontrolüne gidilir ve tüp bebek merkezinde kan testi ve ultrasonografi yapılır, ilacın yumurtalıklardaki etkisi kontrol edilir. Yapılan test ve muayene sonucunda yumurtalıkları baskılayıcı ilacın beklenen etkiyi oluşturduğu görüldüğünde ise yumurtalıkları uyarıcı ilaç kullanım süreci başlamaktadır. Uzun protokol; aynı düzeyde, eşit büyüklükte yumurta gelişimini sağlar, yumurtlamayı uyaran Luteinleştirici hormon erken ve dengesiz yükselmesini de önler.
Antagonist olarak adlandırılan kısa protokol ilaçlar yumurtalıkları baskılayıcı etkiyi çok daha kısa sürede verdikleri için kısa protokol olarak tanımlanır. Tüp bebek tedavisinde kısa protokolde; yumurtalıkları baskılayıcı ilaçların ilk birkaç gün içindeki etkisinden yararlanmak amaçlı kadının adet kanaması devam ederken yumurtalıkları baskılayan ve uyaran ilaçlar ardışık olarak kullanılırlar.