Tüp bebek tedavilerinde embriyo transferinden 12 gün sonra gebelik testi yapılmaktadır. Gebelik testinin yapıldığı dönemde gebelik henüz ultrasondan izlenemez. Bu sebeple kan ya da idrar testi yapılır. Gebelik olduğu tespit edilirse, anne adayı iki hafta sonra ultrason kontrolüne çağırılır. Bu kontrolde gebeliğin ultrasonda izlenebilmesi gerekmektedir. Embriyo transferinden sonra şayet gebelik testinde olumlu sonuç çıktıysa, ancak bebek ultrasonda izlenemiyorsa, dış gebelik sorunu akla gelmelidir. Bu gibi durumlarda ilk olarak kanda gebelik testi takipleri devam ettirilir. Dış gebelik olduğu kesinleşirse duruma uygun bir tedavi protokolü başlatılır.
Dış gebelik sorununda görülen en yaygın belirti kasık ağrısıdır. Ancak tüp bebek tedavilerinde anne adayı genellikle kasık ağrısı çekebilmektedir. Bu sebeple de dış gebelikten şüphelenilmeyebilir. Belirtiler daha sonra daha net şekilde ortaya çıkmaktadır.
Tüp bebekten sonra dış gebelik:
Doğal yollarla gelişen gebeliklerde olduğu gibi tüp bebek tedavilerinde de dış gebelik riski mevcuttur. Tüp bebek gebeliklerinde dış gebelik riski, doğal yollarla sağlanan gebeliklere göre biraz daha fazladır. Bunun sebebi tüp bebek tedavisi değil; kısırlık ve kısırlığa yol açan faktörlerdir. Özellikle de tüplerin tıkanık olması ya da tüplerdeki diğer problemler, dış gebelik açısından riski arttırabilir.
Tüp bebek tedavisinden sonra kanda hamilelik hormonu yeterli seviyeden daha fazla yüksek olmayan hastalar hamilelik süresince izlenmelidir. Ardından ise yeterli hormon seviyesine rağmen ultrasonda gebelik izlenemiyorsa, rahim dış gebelik açısından izlenmelidir. Dış gebelik genellikle cerrahi yollarla tedavi edilmektedir. Tedavi yöntemi ise laparoskopik cerrahidir. Ancak bazı hastalarda hastanın kontrol altında tutulması ve medikal tedavi uygulanması yeterli olabilir.
Tüp bebek ardından dış gebelik riski ne kadardır?
Dış gebeliğin tüm gebelikler içinde görülme oranı yaklaşık olarak %3’tür. Tüp bebek tedavilerinde, bu oran biraz daha artmaktadır. Tüp bebek tedavisinde riskin artma sebebi ise kısırlığa yol açan faktörlerdir. Tüp bebek aşamalarında uygulanan tedaviler ya da ilaçlar, dış gebelik riskini arttırmamaktadır.
Tüp bebek ardından dış gebelik geçirenler nasıl tedavi edilir?
Tedavi yönteminde annenin durumuna, kısırlık sorununa, yaşına ve dış gebeliğin ne kadar kontrol altında tutulabilir olduğuna göre karar verilmektedir. Bazı hastalar için yalnızca sıkı bir takip ve medikal tedavi yeterli olabilmektedir. Ancak bazı kadınlar için cerrahi müdahale şart olabilir. Operasyon genellikle laparoskopik yöntemle yapılmaktadır. Tüp bebek ardından ortaya çıkan dış gebeliklerin tedavisi normalde oluşan dış gebeliklerle aynı olmaktadır.
Dış gebelik geçirenlere yeniden tüp bebek uygulanabilir mi?
Anne adayları iyileşme sürecini tamamladıktan sonra yeniden tüp bebek denemesine başlayabilir. Şayet dış gebelik tedavisi için cerrahi yöntemler tercih edilmiş ise, tüplerin alınması söz konusu olabilir. Bu sayede tüp bebek yöntemi ile gebe kalma şansı arttırılmış olacaktır.
Tüp bebek tedavisinde tüplerin alınması gebelik şansını olumsuz etkilememektedir.
Kimlerde tüp bebek ardından dış gebelik oluşma riski daha fazladır?
Dış gebelik vakalarında en nadir görülen durumlardan biri de hem rahmin içinde bir gebelik olması, hem de rahim dışında bir yerde gebelik olmasıdır. Gebeliklerin tümünde yaklaşık olarak 20 bin kadar görülmüştür. Tüp bebek tedavisinden sonra görülme oranı daha yüksektir. Birden fazla embriyo transferi yapılmış kişilerde daha çok görülmektedir.
Dış gebelik yani tıbbi literatürü ile ektopik gebelik, sperm ve yumurta hücresinin birleşmesi sonucunda oluşan embriyonun rahim dışında bir yere yerleşmesidir. Dış gebelik, normal bir gebelik değildir. Bu sebeple de canlı doğumla sonuçlanmaz. Dış gebelik genellikle fallop tüplerine yerleşmektedir.
Tüpe yerleşmiş dış gebelik
Tüpün içine yerleşen ve o alanda gelişmeye çalışan embriyo bir süre sonra çevre dokulara hasar vermeye başlar. Bu alanda yırtılan ve hasar gören damarlar kanama yapar. Dış gebeliğin en büyük tehlikesi de bu kanamalardır. Şayet geç kalınmış bir tedavi söz konusu olursa, kanamayı durdurmak hayati bir önem taşır.
Erken teşhis ve tedavi yöntemleri sayesinde hastanın hayati tehlikesi olmadan tedavinin gerçekleştirilmesi mümkündür. İç kanamaya izin vermeden ilaçlar ve operasyonsuz bir şekilde sorun kontrol altına alınabilmektedir.
Anne adaylarının bu noktada dikkat etmesi gereken en önemli faktör ise, dış gebelik belirtilerine karşı gözü açık olmaktadır. Gebelik testinden itibaren kontroller aksatılmamalı, beklenmeyen durumlarda zaman kaybetmeden bir uzmana başvurulmalıdır.
Yapılan kontroller sayesinde; embriyonun nereye yerleştiği tespit edilebilecektir. Dış gebelik söz konusuysa eğer erken teşhis ve tedavi ile operasyona dahi gerek kalmadan tedavi gerçekleşebilecektir.
Dış gebelik kimlerde daha yaygın olarak görülür?
Dış gebelik, embriyonun rahim içine ulaşım yolunun tıkanmasıyla meydana gelmektedir.
Dış gebeliğin oluşabilmesi için tüplerde daralma olması gerekmektedir. Sperm hücresi vajinadan rahme ve buradan da tüplere geçmelidir. Ardından yumurta hücresi döllenebilmeli ancak döllenmeden sonra tüp içinde ilerleyerek rahme ulaşamamalıdır.
Tüp içerisinde tıkanıklık olması sonucunda, tüplerde embriyo oluşabilmeli ancak oradan rahme ulaştırılamamalıdır.
Dış gebeliğin belirtileri ve sebep olduğu olumsuzluklar aşağıdaki gibidir: