Canlıların hayatta kalabilmeleri ve pek çok fonksiyonu yerine getirebilmeleri için metabolizmaları hormon adı verilen salgıları üretirler. Hücreler arasındaki kimyasal iletişim ve mesaj alış verişini gerçekleştiren bu hormonlar, özel bezler tarafından üretilirler. Her hormonun normal olarak kabul edilen belli değerleri vardır ve bu değerlerini altında ya da üzerinde salgılanması ise bir sorunun varlığına işaret eder. Özellikle de kadınların üreme yetileri, gebe kalabilirlikleri metabolizmalarındaki çok sayıda hormonun salgılanma düzeyine sıkı sıkıya bağlıdır. Luteinleştirici, Folikül Uyarıcı, Prolaktin (süt) hormonları, östrojen ve progesteron değerleri adet düzeni, üreme fonksiyonları, yumurtalıkların çalışma durumu için hayati öneme sahiptir. Hem erkek hem de kadında hipofiz bezinden salgılanan Prolaktin (süt) hormonu da aynı şekilde normal kabul edilen değerlerde salgılanmadığında sorunlar yaşanabilmektedir.
Beyinde hipofiz bezinde salgılanan süt hormonu, kadın, erkek herkeste belli miktarda salgılanmaktadır. Ancak kadının üreme yeterliliğine olan etkisi dolayısıyla daha çok bilinmektedir. Zira kadın gebe kaldıktan sonra bu hormon salgılanmaya başlar ve süt üretimi yaparak, kadının vücudunu emzirmeye, süt vermeye hazır hale getirir. Gebelik harici dönemlerde normal değerlerde seyretmesi beklenen süt hormonunun gebeliğin ikinci yarısından itibaren yükselmesi beklenmektedir. Eğer kadın gebe değilse ve Prolaktin hormonu normal değerlerin üzerindeyse vücudun işleyişinde bazı şeylerin yanlış ve sorunlu olduğu kanısına varılır.
Kadının doğal yolla gebe kalabilmesi için öncelikle yumurtlama fonksiyonlarının düzenli olarak çalışıyor olması ve düzenli olarak adet görüyor olması gerekir. Ancak süt hormonu normalden yüksek olan kadınlarda yumurtlama ve adet düzensizliğidir. Bununla birlikte adet dönemlerinde kanama miktarı normalden azdır ve kadın gebe olmadığı halde göğsünden süt gelmektedir. Burada sayılan sebepler de kadınların doğal yolla gebe kalmalarını engelleyen sebepler arasında en sık karşılaşılanlardandır. Bu bakımdan süt hormonunun yüksek olduğunu bilen ya da tahlillerde böyle bir sonuç alan kişinin gebe kalması daha zordur.
Süt hormonunun normal kabul edilen değerlerin üzerinde olmasının en önemli sebebi kadının hamile olmasıdır. Bunun yanında kadının sağlıksız yaşam ve beslenme alışkanlıklarının da süt hormonu seviyesini yükselttiği bilinmektedir. Stresli bir iş ve özel yaşam, aşırı protein içerikli beslenme, depresyon, östrojen, doğum kontrol ve tansiyon ilaçları süt hormonunu yükseltir. Ayrıca süt hormonu beyinde hipofiz bezinden salgılandığı için hipofiz beziyle ilgili tüm sorunlar süt hormonu dengesizliğine yol açabilir. Örneğin hipofiz bezinde iyi huylu tümör ya da deformasyon oluşması, böbrek yetmezliği, yumurtalıklarda çoklu kist oluşumu (polikistik over sendromu) ve tiroid bezindeki bozukluklar da kadının süt hormonu seviyesini yükseltir.
Kadında süt hormonu değerinin 10 ve 15 arasında seyretmesi değerin normal olduğuna işarettir. Kadın yumurtlama dönemi içindeyken, adet döneminin ortalarındayken ya da gebeliğin ikinci yarısı içindeyken bu değerin yükselmesi normaldir. Fakat bu dönemler dışında 15’in üzerine çıkmaması gerekmekte, çıkıyorsa da bir sağlık sorununun varlığına işaret etmektedir. Özellikle de bu değerin 20’nin üzerinde ölçülmesi üreme çağındaki kadınlar için önemli bir sorundur. Gebelik, yumurtlama ya da adet dönemi dışında kadının süt hormonu değeri yükselirse, öncelikle buna yol açan etken bulunur ve sebebi ortadan kaldırma amaçlı bir yol izlenir. Sorun her ne ise bu soruna bir çözüm bulunur ve dolayısıyla da süt hormonu seviyesi normal değerlere iner. Süt hormonunu normal değerlerde tutmak isteyenlerin de stresli yaşamdan, protein ağırlıklı beslenmekten uzak olmaları, pozitif düşünme ve yaşama yönelmeleri gerekir.
1 Comment
Ben ne yapsam da hamile kalamıyorum