Tüp bebek tedavisi günümüzün tıp teknolojisi ışığında en başarılı sonuçlar veren üremeye yardımcı tedavi yöntemidir. Bu bakımdan diğer kısırlık tedavileriyle gebelik elde edilemeyen pek çok çift tüp bebek tedavisi ile bebek sahibi olabilmektedir. Ancak tüp bebek tedavisi diğer tedavilerle karşılaştırıldığında daha uzun, yorucu, stresli ve maliyetli bir tedavi yöntemidir. Ayrıca bu tedavide kadının kullanması gereken hormon ilaçları bulunmakta ve bu ilaçların da bazı yan etkileri ortaya çıkabilmektedir. Bu bakımdan kısırlık şikayetiyle doktora başvuran çiftlere pek çok test, tahlil ve muayene uygulanır. Bunlardan elde edilen sonuca göre de kısırlık tedavi yöntemi belirlenir. Özellikle diğer tedavilerden başarılı sonuç alamadığı için tüp bebek tedavisine başvuran kadınlara, çok sayıda farklı tanı uygulamaları yapılır. Bunlardan birisi de rahim filmidir. Zira rahim filmi; rahim içinin, kanalları yapısını, genel durumunu, işlevsel özelliklerini tanılamakta çok başarılı veriler sağlar.
Rahim filmi, kısırlık tanısında kullanılan rutin uygulamalardan birisidir. Zira kadından kaynaklı kısırlık vakalarında rahim kusurları, anomalileri, kanallarla ilgili sorunlar çok etkindir. Rahim filmi tüm rahim içinin ve kanalların gözlenmesine olanak sağlamaktadır. Bununla birlikte kadının rahim ağzına ya da rahmine uygulanan kürtaj gibi bir müdahaleden sonra kadının adet kanamalarında bir anormallik ya da kesilme yaşanırsa bunun sebebi de rahim filmiyle anlaşılabilir. Örneğin rahim ağzı kanalındaki bir tıkanıklık, rahim içinde oluşan bir yapışıklık, rahimdeki doğumsal kusurlar rahim filmiyle anlaşılır. Tekrarlayan düşük hikayesi olan bir kadına, yumurtlama sorunu olmadığı halde gebe kalamayan bir kadına rahim filmi çekilmesi gerekir.
Rahim filmi çekilmesinin gerektiği durumlarda öncelikle kadına kapsamlı bir jinekolojik muayene yapılır. Zira bu sayede rahimde ve çevresinde her hangi bir iltihaplanma, enfeksiyon varsa belirlenmiş olur. Böyle durumlarda enfeksiyon ve iltihap tedavi edildikten sonra rahim filmi çekilmesi uygun görülür. Aksi halde rahim filmi, istenen ölçüde başarılı sonuçlar vermeyebilir. Jinekolojik muayenesi normal sonuçlanan kadın, adet kanaması bittikten sonraki birkaç gün içinde rahim filmi için çağrılır. Bu sayede adet kanamasının rahim içinden tüplere veya karın içine dolmasına engel olunabilir. Ayrıca adet olan kadının gebe olmadığı da anlaşılır ve olası bir gebelik durumunda embriyoya zarar verilmemiş olur.
Rahim filmini; kural olarak Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı ile radyoloji teknisyeni birlikte çekerler. Kadın, jinekolojik muayene pozisyonunda yatar, vajinayı açık tutabilmek ve içini görüntüleyebilmek için içeriye bir cihaz yerleştirilir. Cihazın içinden bir enjektörle rahim içine ilaçlı bir madde gönderilir. Bu maddenin ulaştığı yerler, doktorun izlediği monitörde beyaz görünür. Bu sıvı verilirken aynı anda röntgen filmleri çekilir ya da bu sıvının rahimden, kanallardan geçişi ekranda izlenir. Bu sayede rahmin iç yapısı, kanallar ayrıntılı ve net bir şekilde gözlenir, olası tıkanıklıklar, yapışıklıklar tespit edilir.
Rahim filminde kullanılan röntgen ışınlarının dozu çok düşüktür. Bu sayede kadına her hangi bir zararı dokunmaz. Ancak çok nadir de olsa alerjik reaksiyonlar gözlenebilir. Bu ihtimale karşı da yeni geliştirilen sıvılar, alerji riskini çok daha düşürmektedir. Bunların yanında rahim filmi çektiren her 100 kadından birinde görülen rahim filmi yan etkisi enfeksiyondur. Bazı hekimler enfeksiyonu önlemek için hem işlem öncesinde hem de işlem sonrasında kadına antibiyotik vermektedirler. Fakat bu da çok sık önerilen bir uygulama değildir.