Ne zaman kadın sağlığı, gebe kalma, adet dönemi ile ilgili bir sorundan ya da olumsuzluktan bahsedilse, östrojen hormonunun azlığı veya çokluğu ile ilgili bir husus söz konusu olur. Kadınlarla ilgili sorunların baş aktörü olan östrojen hormonu, kadınların adet döngüsünde ve üreme yetisinde önemli rol oynayan bir grup steroid hormondur. Aslında östrojen hormonu hem erkekte hem de kadınlarda salgılanmakla beraber, üreme çağı içindeki kadınlarda östrojen seviyeleri çok yüksektir. Bu hormonun kadın yaşamı ve işlevlerinde etkin rol oynaması onu kadınlık hormonu haline getirmiştir.
Östrojen hormonu; genç kızlarda göğsün büyümesi, belli yerlerde kıllanma gibi ikincil cinsiyet özelliklerinin gelişimini sağlar. Bununla birlikte adet döngüsüyle ilişkili olan endometrium (rahmin iç kısmını döşeyen zar) kalınlaşması ve diğer süreçleri de östrojen hormonu düzenler. Üreme çağındaki, yani yumurta üretimi devam eden kadınlarda, östrojen üretimini, yine kadınlık hormonları olarak bilinen Folikül Uyarıcı Hormon (FSH) ve Luteinleştirici Hormonlar (LH) düzenlemektedir. Kan dolaşımı içinde bulunan östrojen, FSH ve LH’nin seviyelerinin azalmasına sebep olduğundan bazı oral kontraseptiflerde östrojenler bulunmaktadır.
Östrojen hormonu görevleri nelerdir?
Kadınlarda üç temel östrojen bulunur. Bunlar; östradiol, östriol ve östrondur. Üreme çağının başlangıcı ile bitişi, yani menopoz dönemi arasında salgılanan başlıca östrojen östradioldür. Ergenlik çağındaki bir genç kızda vücudun hipofiz bezinden salgılanan FSH ve LH hormonları genç kızlarda yumurtalıkları uyarır ve östrojen salgısını başlatır. Östrojen hormonunun salgılanmaya başlaması;
Östrojen hormonu progesteron adı verilen diğer bir hormonla belirli, rutin bir düzen içinde çalışır. Adet döneminin ilk 2 haftasında östrojen salgılanır. Buna paralel olarak rahim büyür ve yumurta oluşur. Adet döneminin son iki haftasında ise progesteron salgılanır. Bunun sonucu olarak da; rahim salgıları artar. Eğer bu dönemde hamilelik gerçekleşirse progesteron hormonu rahmi hamileliğe hazırlar, gebelik oluşmazsa progesteron, adet kanaması ve mens oluşumunu sağlar.
Östrojen eksiliğinin sonuçları nelerdir?
Östrojen hormonu, kadınlık özellikleri, büyüme, üreme ve daha pek çok işlev için çok büyük önem arz etmektedir. Östrojen eksikliği durumunda ise memelerde küçülme, vajinada kuruluk, cinsel ilişki sırasında ağrı, ciltte kırışıklık, saç dökülmesi, vajinanın sarkması, cinsel isteksizlik ve cinsel ilişkiden zevk almama gibi olumsuzluklar meydana gelir. Östrojen eksikliği yaşayan kadınlar genellikle çok erken dönemde menopoza girer, bu gibi bir durumda ani şekilde sıcak basmaları, terleme atakları ve psikolojik dengesizlikler yaşanır. Ancak tıpkı diğer hormonlar gibi östrojen hormonunun da hem eksikliği hem de fazlalığı sorunlara sebep olur. Zira hormon salınımının az ya da çok değil, dengede ve oranlı olması gerekiyor.
Östrojen fazlalığının sonuçları nelerdir?
Östrojen salınımı ve yumurtalıkların işlevleri birbirleriyle ilişkili, birbirlerine bağlı durumlardır. Bu bağlamda östrojen fazlalığı en sık olarak yumurtalık faaliyetlerinin bozulması sonucu meydana geliyor. Polikistik over hastalığı adı verilen sendroma sahip olan kadınlar, her ay düzenli olarak yumurtlayamazlar ve genellikle kısırlık sorunu yaşarlar. Kadının yumurtalıkları östrojeni fazla salgılarsa kadında armut tipi bir şişmanlık başlıyor, yani kalçalarda yağ birikiyor, yoğun miktarda sellülit oluşuyor. Böylesi bir östrojen fazlalığı durumunda, kalça ve bacakların çok kalın ve orantısız olduğu bir vücut açığa çıkıyor.
Vücutta östrojen fazlalığı sadece kısırlık ve orantısız şişmanlama değil, bir de kanser hücrelerini uyarma gibi sonuca yol açıyor. Kadının vücudunun östrojeni kendiliğinden fazla salgılaması ya da östrojen hapları kullanarak bu hormon seviyesinin yükselmesi hiç fark etmemekle birlikte, östrojen fazlalığı her durumda kanseri tetikleyebiliyor. Bu bağlamda östrojen düzeyinin kanda yüksek çıkması özellikle rahim ve meme kanseri için direk olarak bir risk faktörüdür.
Östrojennin normalden, gereğinden fazla salgılanması vücuttaki yağ dokusunun miktarını arttırıyor. Artan bu yağ dokusunda da daha fazla testosteron östrojene dönüştürülüyor, bu da vücuttaki yağ dokusu miktarının daha da fazla artırılması anlamına geliyor. Bundan dolayı sonuçta önlenemez bir kısır döngü oluşuyor. Şöyle ki; daha fazla östrojen, daha fazla yağ; daha fazla yağ da yine daha fazla östrojen ortaya çıkarıyor. Bunun sonucunda hücreler uyarılıyor ve vücuttaki kadınlık organlarında kanser gelişimi başlayabiliyor.
Östrojen fazlalığı durumunda vücut daha fazla su ve tuz tutmaya başlar. Kadının yüzü yuvarlaklaşır, el ve ayaklarda şişlik ve ödem oluşur.
Östrojen fazlalığı ilerleyen dönemde bacak damarlarının tıkanmasına, akciğere pıhtı kaçmasına, safra kesesinde taş oluşmasına ve tansiyon değerinde artışa sebep olabilir. En son olarak da kanser oluşumuna yol açabileceğinden çok fazla östrojen, hayati risk, yani ölüm anlamına gelebilir.
Östrojen içeren doğal kaynaklar nelerdir?
Yukarıda bahsettiğimiz gibi östrojenin vücutta eksikliği de, fazlalığı da sağlık ve vücut işlevleri açısından sorun anlamına geliyor. Östrojen eksikliği durumunda dışarıdan hormon takviyesi almak yerine doğal kaynaklardan, östrojen içeren bitkilerden faydalanmak yararlı olabilir. Kadının menopoza girdiği dönemde, östrojen eksikliğinden kaynaklı bazı cinsel sorunlar ya da cilt sorunları yaşadığı dönemlerde östrojen içeren bitkilerin daha sık tüketilmesi öneriliyor. Vücudun ihtiyaç duyduğu östrojeni doğadan almak için her yerde bulunabilen bitkisel kaynakları sizler için sıraladık.