Hemen herkes hayatın bir döneminde çocuk sahibi olmak ister. Ancak çocuk sahibi olmak üreme yeteneği ile ilgili olduğu için üreme çağı içinde bu mümkünken, üreme dönemi bitince imkansız hale gelir. Üreme çağı içindeki çiftlerin, çocuk sahibi olup olamamaları hususu ise bir değil, pek çok sayıda faktöre bağlıdır. Bunlar içindeki erkeğin sperm kalitesi, sperm sayısı, menisinin miktarı, varikosel, kanser gibi ciddi hastalıkların varlığı gibi pek çok sorun erkekten kaynaklanan gebeliğe engel durumlardır. Kadınlarda ise yumurta rezervi, kalitesi, polikistik over, tüplerin tıkalı olması, rahim ve yumurtalık sorunları, yine kanser gibi ciddi sağlık sorunları gebeliğe engel olabiliyor.
Bir çocuk sahibi olma isteği söz konusu olduğunda yukarıda sayılan bu tür rahatsızlıkların yanında pek çok tahlil ve tetkik yapılmasının yanı sıra her hangi bir sorun saptanmayabilir. Sebebi bilinmeyen kısırlık vakalarında da çiftlerin doktorun önerdiği süre boyunca korumasız cinsel ilişkiye girmeleri gerekmektedir. Çünkü gebelik elde etmek isteyen çiftlerin girdikleri cinsel ilişkinin sıklığı ve ilişkiye girdikleri günler çok önemlidir. Çocuk sahibi olmak isteyen anne ve baba adayları, ilişkiye girme sıklığını ve ilişkiye girilecekleri günleri değerlendirerek ayarlamaları gerekiyor.
Bir gebelik elde edebilmek için kadının yumurtası ile erkeğin sperminin bir araya gelmesi, döllenmenin olması ve döllenmiş yumurtanın anne adayının rahmine tutunması gerekiyor. Bunun için kadının adet döneminin, yumurtlama gününün bilinmesi veya tahmin edilerek, ona göre ilişki düzeninin belirlenmesi ve döllenme şansını yükseltmektir. Bu şekilde adet dönemleri kontrol edilerek, yumurtlama dönemi takip edilerek korumasız cinsel ilişkiye girildiğinde çiftlerin çocuk sahibi olma ihtimalini artmaktadır.
Gebelik elde etmek için pek çok sayıda faktörün bir araya gelmiş olması, tüm koşulların gebelik için uygun olması gerekiyor. Bu bakımdan gebelik için girilen ilişki miktarının yanında çok sayıda etken bir arada olmalıdır. Gebelik elde etmek isteyen çiftlere doktorlar cinsel ilişki sıklığı ve dönemleri hakkında önerilerde bulunur ve sonrasında süreç yine doktor tarafından takip edilir.
Bir çiftin bebek sahibi olabilmesi için spermin yumurtayı döllemesi, döllenen yumurtanın da rahme tutunması gerekiyor. Bu bakımdan gebelik için sadece yumurtlama döneminde girilen ilişkiler döllenme ile sonuçlanmaktadır. Gebelik olayı kadının adet dönemi bakımından incelendiği zaman, döllenme ihtimalinin en fazla olduğu günlerde ilişkiye girildiğinde mümkün olacaktır.
Kadının yumurtlama dönemi adet görmesinin ardından 10. gün ile 20. günleri arasını kapsamaktadır. Yumurtlama günlerini tespit edip bebek sahibi olabilmek için, yapılan ilişki sıklığını belirlemek amacıyla bir başka yöntem de bulunmaktadır. Adet dönemi, kadınlarda çok değişik süreçlerde tamamlanmaktadır. Bu sebeple de kadının yumurtlama günü değişik günlerde, zamanlarda olmaktadır. Diğer tüm faktörlerin normal seyrettiği üreme çağındaki bir kadında adet döngüsü 21 – 30 gün arasında gerçekleşmektedir. Bu bakımdan 21 günden daha kısa aralıklarla gerçekleşen ya da 31 günden daha uzun süreli aralıklarla gerçekleşen adet kanamalarında adet düzensizliğinden ya da adet düzenindeki bir sorundan şüphe edilir.
Kadınlar adet kanamasının başladığı günden itibaren bir sonraki adet kanamasının başladığı güne kadar saydıklarında arada geçen bu sürenin 21 – 31 gün arasında olması normal bir adet döngüsüne işaret eder. Birkaç ay süreyle bu şekilde adet başlangıcını takip eden kadınlar adet döngüsünün kaç gün sürdüğüne dair ortalama bir fikir edinir. Sonrasında da bu adet dönemlerinin süresine göre yumurtlama dönemini belirler ve bu şekilde gebelik elde etme şansı daha yüksek olur. Şöyle ki; adet döngüsü 26 gün olan bir kadında, yumurtlama günü adetin birinci gününden itibaren sayılınca 12. gün, 28 gün olan kadında 14. gün, 30 gün olan kadında 16. gündür. Bu hesaplamadan da anlaşılacağı üzere kadının yumurtlama günü adet kanamasının başladığı günden itibaren sayıldığında bir sonraki adete 14 gün kaladır. Kadın adet döngüsü süresinin içinden 14 çıkararak, yumurtlama gününü elde edebilir. Bu hesaplamada kanamanın başladığı gün 1. gün olarak kabul edilir ve bu şekilde her kadın için, ayrı yumurtlama günleri bulunur. Elbette ki bu hesaplamanın yapılabilmesi için birkaç ay öncesinden başlanarak adet dönemlerinin tam olarak ya da ortalama olarak kaç gün sürdüğünün tespit edilmiş olması gerekir.
Bebek sahibi olmak isteyen çiftler, kanamanın başladığı günden itibaren, yumurtlama gününü hesaplayıp, bugünden önceki 4 gün ve bir sonraki 4 gün içerisinde ilişkiye girme sıklığını arttırmalıdır. Yani yumurtlama gününü hesaplayan kadın belirlenen bu günden 4, hatta 5 gün öncesinden başlayarak yumurtalama gününü de kapsayan 10 günlük süre içinde 2 günde bir korumasız cinsel ilişkiye girmelidir. Bu uygulama sayesinde, yumurtanın döllenme şansı çok daha yüksek olur. Genellikle adetleri düzenli gerçekleşen kadınlar 28 günde bir adet olurlar. Bu bağlamda 28 günlük adet döngüsüne sahip olan kadınlar, adetin ilk gününden itibaren saydıklarında 10. ile 18. ya da 20 günler arasında 2 günde bir korumasız cinsel ilişki yaşamalıdır. Eğer gebeliğe engel bir sağlık sorunu yoksa bu şekilde anne adayının gebe kalma olasılığı çok yüksektir.
Gebelik oluşması için ne sıklıkta ve ne zaman ilişkiye girilmesi gerektiğine yönelik fikirler çok çeşitlidir. Ancak bilimsel bir gerçek var ki; yumurtlama olmadan, yumurta ve sperm bir araya gelmeden gebelik oluşmaz. Gebelik için cinsel ilişkinin sıklığı konusunda ise farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Bu bağlamda doğum uzmanlarının bir kısmı gebelik için, her gün ilişkiye girmenin gebelik şansını düşürdüğünü belirtmekteler. Zira gebelik oluşması için yeterli sayıda ve kalitede yumurta ve sperm olması gerekiyor. Baba adayının menisinde yeterli sayıda sperm birikmesi için en az iki gün beklenmesi gerekir. Her gün cinsel ilişkiye giren erkeklerin menisinde yeterince olgun ve kaliteli sperm birikmeyebilir.
Normal şartlar altında düzenli aralıklarla korumasız cinsel ilişki yaşayan çiftlerin gebelik elde etme şansı her bir ay için % 30 civarındadır. Burada “düzenli” sözcüğünden kast edilen bulunan her fırsatta ilişkiye girmek demek değil, 1 gün ara ile ya da 2 – 3 günde bir cinsel ilişkiye girmektir.
Her gün ilişkiye girilmesi durumunda baba adayının menisinin hacmi ve sperm miktarında düşüş olabilir. Ama tam tersi olarak da cinsel ilişkiye çok uzun süreli ara vermek de spermleri güçlendirici bir yaklaşım değildir. Cinsel ilişkiye çok ara verildiği zaman ise menideki spermlerin sayısı artsa da hareketliliği, yani kalitesi düşer. Bu bağlamda en az 15 gün hiç ilişkiye girmeyip, ardından gerçekleşen ilişkide yine gebelik elde etme şansı düşer. Bir de gebelik elde etmek için kadının yumurtlama dönemi içinde korumasız cinsel ilişki yaşanması gerekmektedir. Bu yumurtlama dönemini denk getirmek için de adet kanamasının olduğu sürelerin dışında 2 günde ya da en fazla 3 günde bir ilişkiye girmek öneriliyor.
Her kadının adet dönemi farklı olduğundan yumurtlama dönemi de farklıdır. Adet dönemi bir adet kanamasının başladığı günden bir sonraki adet kanamasının başladığı güne kadar geçen süredir. Yani 28 günde bir adet dönemine giren kadında ortalama 14. gün, 30 günde bir adet dönemine giren kadında ise ortalama 16. gün yumurtlama günüdür. İşte bu sebeple de son adet kanamasının başladığı günden itibaren sayınca 10. günden itibaren 10 günlük süre boyunca 2 günde bir düzenli olarak korumasız cinsel ilişkiye girmelidir. Bu 10 günlü dönem içinde kadının gebe kalma şansının en yüksek olduğu süreçtir. Her kadın için ayın gebe kalma şansının yüksek olduğu dönem de yumurtlama dönemidir.
Gebelik elde edebilmek için kadının yumurtlama döneminde olması ve bu süre içinde de korumasız cinsel ilişki yaşanması gerekiyor. Bu süreçte gebeliğin gerçekleşmesini engelleyebilecek birtakım yanlış uygulamalar bulunmaktadır. Bu konuda baba adayının cinsel ilişki öncesinde ya da gebelik planlanan dönemde aşırı sıcak su ile banyo yapması kesinlikle yanlış olur. Çünkü testisler sıcak suya karşı çok hassastır ve sıcak su testislerde sperm üretimini azaltır. Özellikle de sperm sayısının azlığından şikayet eden erkeklerde sıcak su ile banyo yapmak çok zararlıdır. Bununla birlikte kadınların vajinayı temizlemek için kokulu, kimyasal içerikli mendiller kullanması, duş başlığıyla vajinaya tazyikli su tutması da gebelik şansını düşürür. Çünkü bu tür uygulamalar vajina içinin doğal pH dengesini bozacağı için spermlerin canlı kalma olasılığı düşer. Ayrıca vajinal duşun zaman zaman vajinada enfeksiyon oluşumuna sebep olabildiği de bilinmektedir.
Gebelik elde etme şansını yükseltmek için çiftlere pek çok şey önerilmektedir. Bunlardan birisi de cinsel ilişki esnasında kadın ve erkeğin alması gereken pozisyonlar konusundadır. Bunların ne kadar faydalı olduğu sorusunun yanıtı henüz bilimsel olarak kanıtlanmamış olmakla birlikte, gebelik elde edebilmek konusunda önemli olanın cinsel ilişkide kadının rahminin pozisyonu olduğunu söylemekte fayda var.
Uzmanlara göre cinsel ilişkide kadının üst tarafta olduğu pozisyonlarda, hamile kalmanın biraz daha zor olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda gebelik istendiği dönemdeki cinsel ilişki esnasında, kadının kalçasının alt tarafına yastık koyması ve sırtüstü yatar pozisyonda olmasının gebelik şansını arttırdığı söylenmektedir. Bu şekilde spermlerin vajinanın içinde kalması ve yumurtaya ulaşıp döllenmeyi gerçekleştirmesinin daha kolay olacağı bilinmektedir.
Gebeliğin gerçekleşmesi için anne ve baba adaylarının tüm vücut fonksiyonlarının, metabolizmalarının sağlıklı çalışıyor olması çok önemlidir. Bunun için de sağlıklı ve doğal beslenmek önerilir. Bunun yanında tüketilen besinler iyi yıkanmış olması, hazırlarken hijyen kurallarına dikkat edilmesi de önemlidir. Ayrıca hem kadında hem de erkekte üreme yetisinin ciddi anlamda düşüren sigara ve alkolden uzak durulması kesinlikle çok doğru olacaktır.
Gebelik öncesi beslenme hususunda uzmanların altını çizdiği konulardan birisi de tek yönlü beslenmenin, yani besin gruplarından bir ya da birkaçının tamamen beslenme programından çıkarılmasının zararlı olacağı ve üreme yetisini azaltacağı yönündedir. Örneğin vejetaryen beslenen kişilerin doğal yolla bebek sahibi olabilme şansları, vejetaryen olmayanlara göre daha düşüktür. Bu bağlamda anne ve baba adayları gebelik şansını arttırmak için doğal ve sağlıklı besinlerden vitaminler, mineraller, protein, sağlıklı bitkisel yağlar bakımından yeterli ve dengeli beslenmeliler.