Bir gebeliğin gerçekleşebilmesi öncelikle anne ve baba adayının üreme çağında olması, canlı üreme hücrelerinin bulunması gerekiyor. Bu konuda genellikle kadınla ilgili sorunlar yaşanabiliyor. Zira gebelik hususunda kadının yaşının kaç olduğu çok önemlidir. Kadınlar 35 yaşını geçtikten sonra gebe kalabilme olasılıkları epeyce düşmektedir. Çünkü bu yaştan sonra kadının yumurta rezervi azalır, var olan yumurtaların da kalitesi düşer. Kalitesiz bir yumurta ya da yumurta rezervi düşük olan bir kadından bahsedildiğinde ise gebe kalabilmek zorlaşır. Yani bebek isteyen kadınların yaşıyla paralel olarak azalan gebelik şansı, direkt olarak yumurta ile ilgilidir.
Her kız bebek belli sayıda yumurta rezervi ile dünyaya gelmektedir. Bu yumurtalar yaşam şartlarındaki olumsuzluklar, beslenme koşullarının sağlıksız olması gibi negatif sebeplerle sayıca azalmakta, kalite bakımından düşmektedir. Ergenliğe girişle birlikte her ay yumurtlama yoluyla da yumurtalar azalmaktadır. İşte her ay yumurtlayabilmek de gebe kalabilirliğin, üreme yetisinin bir göstergesidir. Yani kadınlar hayat boyunca sahip olacakları bütün yumurtalarla birlikte doğarlar. İşte bu yumurtalar da üreme dönemi boyunca azalarak biter, menopozla birlikte hiçbiri kalmayıncaya dek kaybolurlar. “Ovaryum rezervi”, bir diğer ifade ile “yumurtalık rezervi” kadının kalan yumurta stoku, gebe kalma yetisini ifade etmek için kullanılır.
Yumurta sayımı ile yumurtalık rezervi belirlenebilir?
Kadınların yumurta rezervi gebe kalmaya çalıştıkları dönemde gebelik elde edemedikleri zaman önem arz etmektedir. Kısırlık şüphesiyle doktora başvuran kadınlara yapılan pek çok test ve muayeneye ek olarak, ne kadar yumurtaya sahip olduğunu gösteren bir test de yapmak gerekebilir. Bu test kadının yumurtalarının hem sayısını hem de kalitesini gösterebilir. Kadının yumurtalık rezervini belirlemek için birkaç yöntem bulunmaktayken; ultrason ile yapılan antral folikül sayımı günümüzde kullanılan yumurtalıkla ilgili en iyi, en doğru sonuçlar veren rezerv test yöntemlerinden birisidir. Bu testlerle belirlenen yumurta kalitesi ve sayısına göre de gebelik elde edebilmek için üremeye yardımcı tedavi yöntemleri uygulanabilmektedir.
Antral folikül (dinlenme folikülleri) sayımı
Antral foliküller uzman doktorların ultrasonla görebileceği, ölçebileceği ve sayabileceği küçük foliküllerdir. Bunlar yaklaşık 2 -8 milimetre çapındadır. Antral foliküllerin bir diğer adı da “dinlenme folikülleri” de denilir. Antral foliküllere ulaşabilmek ve onları sayabilmek için en doğru teknik vajinal ultrasondur. Hemen herkes bilir ki, kadının yaşı ilerledikçe doğal yolla ve daha ileri dönemlerde de üremeye yardımcı tedavilerle gebe kalma şansı azalır. İşte bunun temel sebeplerinden birisi de yumurta sayısı ve kalitesinin düşmesidir. Bu durumda da kısırlık şüphesi olan kadında antral folikül sayımı çok büyük önem taşır. Zira kadının yaşı ile birlikte antral folikül sayımları yumurtalık rezervini, yumurtalıkları uyarıcı ilaçlara karşı beklenen tepkiyi ve tüp bebekte başarılı hamilelik olasılığını tahmin etmek için günümüzde kullanılan en iyi, en doğru sonuçlar veren araçtır.
Antral folikül sayımında ultrason ekranında görülen antral folikül sayısı mikroskopik boyutta yumurtalık içinde kalan en eski, yani bebeklikten beri var olan foliküllerin sayısıdır. Bunlara “eski folikül” derken aslında her “eski folikül” gelecekte bir zaman içinde gelişme ihtimali olan bir olgunlaşmamış yumurtayı da içinde barındırmaktadır. Ultrason ekranında görünen sadece az sayıda antral folikül olduğu durumlarda, daha fazla antral folikül olması durumuna kıyasla kalan yumurta sayısı çok daha azdır. Yani antral folikül sayısının az olması, yumurta sayısının da az olması şeklinde yorumlanabilir. Az önce bahsettiğimiz gibi kadınlar yaşlandıkça üreme için kullanılabilir yumurtaları da daha az sayıda olur ve dolayısıyla da ultrasonda görülür daha az antral folikül olur.
Antral folikül sayımları neden önemlidir?
Antral folikül sayımlarında elde edilen değer, kadının yumurta sayısının da tahmin edilebilmesi, aslında kadının üreme yetisine dair fikir vermesi dolayısıyla çok önemlidir. Antral folikül sayımları, enjekte edilebilir FSH (Folikül Uyarıcı Hormon) ile tüp bebek için kullanılan tedavide bir kadının yumurtalığında uyarılacak yetişkin folikül sayısını verecek çok iyi bir veridir. Bu sayımla kadının yumurtlama yetisi öngörülür. Zira yeniden kazanılmış yumurta sayısı, olası bir tüp tedavisi bebek başarı oranlarıyla bağlantılıdır.
Kadının yumurtalıklarındaki birçok yetişkin folikülde orta veya yüksek sayıda antral folikül tespit edildiği zaman bu antral folikül sayımından “iyi” bir yanıt alındığı söylenebilir. Bu tür durumlarda yeniden kazanılmış iyi miktarda yumurta elde etmek mümkün olabilir. Hal böyle olunca da bu kadının gebelik elde edebilme olasılığının ortalamanın üzerinde olduğu söylenebilir. Ancak antral folikül sayımında az miktarda antral folikül bulunmuşsa az sayıda yetişkin folikülle zayıf bir yanıt alınabileceği söylenebilir. Antral folikül sayımında düşük antral sayısı tespit edildiğinde tüp bebek tedavisi denemesinin iptal edilmesi daha doğru olur. Çünkü bu şekilde düşük antral folikül sayımı çıkan kadınlarda gebe kalabilme oranları düşüktür. Gebelikte başarı oranlarındaki bu azalma daha çok 35 yaşını aşmış kadınlar için söz konusudur. Antral folikül sayımında orta düzey bir yanıt alınması ise çok sıra dışı değildir. Zaten birçok vakada yanıt orta düzeyde gözlenir. Antral folikül sayımından orta düzeyde yanıt alındığında yumurta sayısı ya düşük ya da iyi olabilir. Bu kadınlarda hamilelik oranları ise oldukça iyidir.
Antral folikül sayımları % 100 doğru yanıt verir mi?
Bu güne kadar uygulanan ve uygulanmaya devam eden tedavi ve tanı yöntemlerinden hiç birinin % 100 geçerliliğinden bahsedilemez, daha çok yüksek bir başarı oranından bahsedilebilir. Yani bu konuda kusursuz bir yanıt yoktur ve bazı yumurtalıklar uyarı yanıtı vermek için henüz antral folikül sayısının ne olması gerektiği konusunda da araştırmalar devam etmektedir. Aynı zamanda antral folikül sayımları belirli ölçüde “gözlemleyiciye bağlı” sayımlar olarak bilinir. Aynı kadına farklı uzmanlar antral folikül sayımı yaptıklarında hepsi tamamen kesin olarak aynı sonucu alamayacaklardır. Bu sebeple de bir klinikte 4 antral folikül olarak görülen, başka bir klinikte 6 veya 8 olarak tespit edilebilir.
Antral folikül sayımında elde edilen değerler ne anlama gelir?
Yukarıdaki sonuçlara göre tüp bebek tedavisinden alınan başarı da değişecektir.