Anne sütü, içeriği henüz tam olarak tespit edilememiş, dünyanın en kaliteli doğal bebek besin maddesidir. Anne sütünün değeri yüzyıllardır bilinmekte ve bebeklerin doğdukları andan 6 ayı dolduruncaya kadar sadece anne sütü ile 6 aydan 2 yaşına kadar da ek gıdaların yanında anne sütü ile beslenmesi önerilmektedir. Henüz üretilen hiçbir bebek besin maddesi anne sütünün besin değerine ve kalitesine ulaşamamıştır. Bu sebeple de yeni doğum yapan anne adaylarının süt üretiminin olması, bebeklerini sağlıklı bir şekilde besleyebilmeleri için çok önemlidir. Öyle ki, anne sütünün az değil, yeterli olması sayesinde bebeğin zihinsel ve fiziksel gelişimini layıkıyla tamamlayabilmesi mümkün olur. İşte önemi bu kadar büyükken anneler sütlerinin bebek için yeterli olup olmadığını, neler yaparsa, nasıl beslenirse sütün artacağını bilmek ister ve bu konuda ekstra özen gösterirler.

Anne sütünün ne kadar olması gerekir?

Gebeliği boyunca düzenli, dengeli, yeterli beslenen anne adaylarının süt kanallarında yeterince anne sütü üretilmektedir. Doğum sonrasında hemen emziren ve sonrasında normal olarak düzenli bir şekilde emziren annelerin günlük olarak 400 ve 1000 cc civarında sütleri olur. Doğal ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve düzenli olarak emzirme sayesinde bu sütün ilk 6 ay, hatta 1 -2 yıl devam etmesi mümkün olur.

Anne sütünü azaltan etkenler nelerdir?

• Sağlıksız beslenme,
• Stresli bir ev ve sosyal yaşam,
• Yorucu bir günlük rutin,
• Aşırı halsizlik,
• Mevsimsel rahatsızlıklar,
• Ciddi rahatsızlıklar,
• Annenin kullandığı ilaçlar,
• Annenin maruz kaldığı kimyasallar,
• Gün içinde seyrek emzirme,
• Annenin meme başındaki sorunlar,
• Doğum kontrol haplarının kullanılması,
• Annenin gebelik ve doğum öncesinde sigara içme alışkanlığının olması,
• Annenin vücudunun doğumdan sonra su toplanmış olması,
• Gebelik döneminin ruhsal açıdan problemli geçmesi,
• Annenin nane gibi süt azaltıcı etkisi olduğu bilinen besin maddesi tüketmesi,
• Anne adayının aşırı kilolu, obez olması,
• Annenin doğru emzirme yöntemini bilmiyor olması,
• Her emzirmede memenin tam olarak boşaltılmaması,
• Annenin çeşitli sebeplerle bebeği emzirmek yerine, sütü sağıp bebeğe biberonla vermesi,

Sigara ve alkol kullanımı anne sütünü olumsuz etkiler!

Gebelik ya da emzirme döneminde olsun ya da olmasın sigara ve alkol kişinin tüm vücut sağlığına zarar vermektedir. Bu bağlamda gebelik döneminde ve aslında gebelik planlandığı andan itibaren sigara ve alkolden uzak durulmalıdır. Aynı şekilde emzirme döneminde de alkol ve sigara annenin genel vücut sağlığını ve anne sütünün kalitesini oldukça olumsuz etkiler. Bu sebeple de anneler emzirme dönemi boyunca da alkolden ve sigaradan uzak durmaya devam etmeliler, hatta sigara içilen ortamlarda bulunmamalı ve sigara dumanına maruz kalınmamalıdır.

Emzirme döneminde annenin vücuduna giren her türlü besin ya da zararlı maddeler, süt aracılığıyla bebeğe de aktarılır. Bu bağlamda sütün kesilmemesi ya da süt üretiminin olumsuz etkilenmemesi adına anneler kesinlikle çok özenli olmalıdır.

Emzirme döneminde sigara ve alkolden uzak durulduğu gibi, kafein ve asitli içeceklerin de zararlı olduğunun bilinmesi gerekiyor. Çünkü anneler ne yer, ne içerse, nelere maruz kalırsa bebek de aynı maddeleri alacaktır. Bir bebeğin asit, şeker, kafein içeren besinlere hiç de ihtiyacı yoktur.

Annenin spor ve egzersiz yapması süt oranını etkiler mi?

Annenin öncelikle sağlıklı ve yeterli beslenmesi, ardından da zihinsel, ruhsal ve fiziksel sağlığı anne sütünün miktarını ve kalitesini arttırmaktadır. Bu bağlamda anneler, bebeklerini daha uzun süre anne sütü ile besleyebilmek için sağlıklı beslenme ve yaşam alışkanlıklarına uymaya özen gösterirler.

Öncelikle altını çizmekte fayda var ki; sağlıklı bir annenin sütü hem fazla hem de sağlıklı olur. Bu bağlamda sağlıklı bir anne, sağlıklı bir bebek demektir. Sağlıklı beslenmenin yanı sıra, düzenli olarak spor yapan annelerin vücudu yeterli oranda süt üretirken, kendi vücudunu da vitamin ve minerallerden eksik bırakmaz.

Anne sütü bebek tarafından kolayca sindirilebilir ve bebeğin vücudunu hastalıklardan korur, enfeksiyon kapmasını önler. Bu bakımdan bebeğin doğumundan itibaren ilk 6 ay boyunca tek besin olarak verilen anne sütü, 6 aydan 2 yaşına kadar da ek gıdaların yanında verilmelidir. Çünkü anne sütü; bebeğin gelişimi, hastalıklardan korunması ve zihinsel gelişimini tamamlayabilmesi için en ideal besindir. Özellikle de ilk 6 ay içinde bebeğe su da dahil olmak üzere anne sütünden başka her hangi bir besin verilmemelidir.

Anne sütünü arttırıcı faktörler nelerdir?

Gebeliğin başından itibaren anne adayının hormonları hem bebeği hem de anne adayının sağlığını korumak, gebeliği devam ettirmek için salgılanır. Aynı zamanda hormonlar gebeliğin sonunda doğacak olan bebeğin beslenmesinde temel besin maddesi olan anne sütünün üretiminde de çalışır. Özellikle de doğum yaptıktan sonra annenin vücudu hormonsal olarak çeşitli değişimlere girer. İşte gebelik dönemindeki hazırlıklar ve doğumdan sonraki bu değişimler sayesinde süt üretilir ve anneler bebeklerini besleyebilirler.

Anne sütü herhangi tıbbi yardım olmadan, takviye bir uygulama olmaksızın tamamen vücudun kendi biyolojik aktiviteleri ile meydana gelmekte ve çoğunlukla da bu süt bebeğin beslenmesi için yeterli olmaktadır. Ancak kimi zaman çeşitli sorunlar ve normal dışı durumlar dolayısıyla annenin sütü bebek için yeterli olmayabiliyor ve bebek beslenemiyor. Çok sık olmamakla birlikte kimi zaman da bebek, emmeyi, anne sütü almayı reddedebilir. Anne sütü almayan ya da alamayan bebeklerinse beslenmesi, zihinsel ve fiziksel olarak gelişmesi zorlaşır. Böyle bir durumda doktorun önerdiği bebek mamalarından faydalanmak iyi olacaktır. Ancak sütün yetersiz geldiği durumlarda sütü arttırmak, bebeğe yetecek kadar süt üretimi için anne adayının uygulayabilmesi için çok sayıda faydalı öneri vardır.

Annenin sağlıklı, yeterli, dengeli, vitamin ve mineraller bakımından düzenli beslenmesi anne sütünün miktarını arttırmaktadır. Bu bakımdan anneler, sağlıklı beslenmeye her zamankinden daha çok özen göstermeliler.

Anne sütünü arttırmak ve daha uzun süreli olarak süt verebilmek için annenin vücudunu dinç tutacak; yoga, pilates ve yüzme gibi sporlar da faydalı olur. Anneler, emzirme döneminde fiziksel ve psikolojik sağlıklarını destekleyici her türlü uygulama ve yaklaşıma dikkat etmeliler.

Emzirme döneminde anne adayının süt miktarını arttırmak için sıvı alımını ve özellikle de içme suyu tüketimini arttırması öneriliyor. Ancak burada annenin gereğinden fazla değil, kendisini su içmeye zorlayarak değil, sağlıklı bir yaşam için gerekli olduğu kadar, yani günde 2 buçuk litre kadar su içmesi öneriliyor.

Anne sütünü arttırmak için bitki çaylarının faydalı olduğu uzmanlar tarafından belirtilmektedir. Bu bağlamda özellikle yeşil çay, rezene çayı ve papatya çayının anne sütünü arttırıcı etkisi biliniyor.

Fazla zayıf ya da fazla kilolu değil de, normal bir kilo ile gebe kalan kadınların gebelik süresi boyunca 12 – 15 kilo alması en idealidir. Doktorlar anne adaylarının fazla kilo almaması için özellikle sık sık uyarılarda bulunmaktalar. Çünkü alınan fazla kilolar anne karnındaki bebeğin, anne adayının sağlığını ve gebeliğin seyrini olumsuz etkiler. İşte gebelikte alınan aşırı kilonun bir sonucu olarak da anne sütü üretimi yavaşlar. Bu bakımdan anne adayları hem sağlık hem de doğumdan sonraki süt üretiminin yeterli olması için fazla kilo almamaya özen göstermesi gerekiyor. Bu bağlamda öncelikle anne adayları gebe kalmadan önce ideal kilolarına ulaşmalı, ardından gebelikte önerilenden fazla kilo almamalı ve son olarak da doğumdan sonra da sağlıklı beslenmeye dikkat etmelidir.