Günümüzde doğum kontrolü amacı ile ortaya çıkan birçok doğum kontrol yöntemi bulunmaktadır. Yeni nesil ürünlerde yer alan spermisid olarak ifade edilen sperm öldürücü maddeler, istenmeyen gebeliklere karşı geçici koruma sağlayabilmektedir. Spermlerin öldürülmesi ile yumurtayı dölleyebilecek ve gebeliği sağlayacak üreme hücresi olmadığı için hamilelik engellenmektedir.
Spermisidler vajinaya uygulanan fitil, sprey, köpük ve krem gibi farklı formlarda yer almaktadır. Sperm öldürücü maddelerin koruma yetisi, cinsel ilişkiden en az 30 dakika önce uygulanması halinde aktif hale gelmektedir. Bunun dışında kalıcı bir etkiye sahip değildir.
Uygulamadan sonra en fazla 1-2 saat içerisinde etkisi kaybolmaktadır. Ayrıca spermisidlerin koruma özelliği oldukça düşüktür. Yaklaşık %20 oranında gebelik riski içermektedir. Bu nedenle genellikle diyafram ve prezervatif gibi ek korunma yöntemleri ile birlikte kullanılmaktadır. Sperm öldürücü maddelerin kullanımına bağlı olarak alerjik reaksiyon ya da tahriş durumu söz konusu ise, kullanılmaması önerilmektedir.
Sperm öldürücü maddeler, gebeliğin engellenmesi amacı ile döl yoluna yerleştirilen doğal maddelerin kullanımı ile çok eski zamanlara dayanmaktadır. Spermlere öldürücü etkinin araştırılması için yapılan bilimsel çalışmalar, 1920’lerden günümüze kadar oldukça uzun bir süreç içerisinde değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda elde edilen veriler ile günümüzde sperm öldürücü maddelerin yüzey gerilimi etkilemesi ile kullanılmaya başlamıştır.
Kullanılan bu maddeler üreme organlarına zarar vermeyen yalnızca sperm yüzeylerini etkileyerek deforme eden bir madde olarak tanımlanmaktadır. Spermin uğradığı yapısal deformasyon sonucunda yumurtayı dölleyebilecek kabiliyeti ekarte edilmektedir. Bu nedenle günümüzde birçok doğum kontrol yöntemi aracılığıyla sperm öldürücüler kullanılmaktadır.
Spermisidler genel olarak etkin bir koruma yöntemi olarak ifade edilmemektedir. Bunun dışında gebelik elde eden çiftlerin spermisid kullanımına bağlı olarak sergilediği davranışlar da gebelik riskini arttırmaktadır. Başarısız korunma nedenleri arasında; sperm öldürücü maddelerin döl yatağına doğru ve etkin bir şekilde uygulanmaması ve uygulamadan sonra geçerli korumayı sağlayacak olan sürenin aşılması halinde ortaya çıkmaktadır.