Doğum olmadan önce yapılan takipteki asıl istenen şey, anne ile beraber bebeğin sağlığıdır.
Bu amaca ulaşabilmek için;
Hamilelik, anne adayının yaşantısını çok fazla değiştiren, tek vücut içerisinde 2 kişilik yaşamın var olduğu bir hayat şeklidir. Bu dönemin gerek bebek, gerek ise anne için en verimli şekilde geçmesi için hamilelik takibi oldukça önemlidir. Çiftlerin bebek isteği üzerine korunmasız ilişkinin başlaması ile beraber takip altına alınmaları gerekir. Bu aşamadaki takibi oluşturacak konular, kadının bedenen hamilelik sürecine hazırlanması ve hamileliğin oluşumu için fizyolojik koşulların gerçekleşebilmesidir. Doktor, hamilelik kararı almış anne adayı için değerlendirmelerde bulunacaktır. Folik asit içerikli vitamin kapsüllerinin haricinde, bütün vücuda yarar sağlayabilecek çeşitli tavsiyelerde bulunabilir. Kötü alışkanlıklardan uzak kalıp daha kaliteli bir yaşama geçmek gerekir.
Anne adayı, hamileliğin tespit edildiği zamandan itibaren erken süreç içerisinde, jinekoloğa ilk başvurusunu yapmalıdır. Yapılan ilk başvuruda, bütün hamile anne adaylarından çeşitli laboratuvar tahlilleri istenebilmektedir. Bu tetkikler; ultrasonografi, tam kan sayımı, kan grubu testi, kızamıkçık ve Hepatit B taraması, idrar tahlili, idrar kültürü, pap testidir. Testlerin ardından yapılan doktor kontrolleri, 28. hamilelik haftasına dek 4 ile 5 haftada bir, 28 ile 36. haftalar arası 2 haftada bir, daha sonrasında ise, haftalık gerçekleştirilecek şeklide yapılır.
İlk muayene : Adet gecikmesinden sonra 6-8. haftalar arası
Aylık muayene : 28. haftaya kadar
Ayda iki kez muayene : 36. haftaya kadar
Haftalık muayene : 36. haftadan doğuma kadar
Hamilelik döneminin 16 ve 18 haftaları arasında fatal anomali taraması sebebinden dolayı, detaylı ultrasonografi ve bebeğin omuriliğinin çevresinde yer alan kemik gelişiminin taraması için, kanda ki alfafetoprotein adlı hormon incelenir. Aynı şekilde bu haftalar arasında, DOWN sendromu (mongolizm) taraması için üçlü test olarak ifade edilen bir kan testi yapılır. DOWN sendromu için, yaşa göre bir risk ve üçlü test neticesinde risk tespiti yapılır. Eğer karşılaşılan risk, belli bir oranın üzerinde olursa, hamilelik kesesinin içerisinden su alınması (amniyosentez) tavsiye edilir. 35 yaşın üzerinde gerçekleşen hamileliklerde, DOWN sendromu riski ile karşılaşılabileceğinden dolayı, direkt olarak amniyosentez önerilmektedir. Amniyosentezin tek riski vardır o da düşük durumudur. Bu ihtimal de, % 1, % 2 civarında görülür.
Bütün hamile anne adaylarına, gizli şeker taraması yapılır. Bunun için, anne adayına tok karnına 50 gr glükoz karşılığı şeker solüsyonu içirilir. 1 saat geçmesinin ardından alınan değerin oranı fazla olgularda olması durumunda, anne adayına tam şeker yüklemesi yapılır. Aynı şekilde ailede, birinci derece akrabalarda şeker hastalığı olan, geçmişinde daha önce fetal kayıp olanlarda ve daha önce iri bebek çocuğu olanlarda, direkt olarak tam şeker yükleme yapılabilir.
Anne adayından, yeniden kan sayımı ve idrar kültürünün yapılması istenir. Kan uyuşmazlığı (anne Rh-, baba RH+) görülmesi durumunda, kontroller esnasında gerekli olan kan tahlili tekrarlanır.
Regüler diyete ilave olarak, hamileliğin ilk 3 ayı içerisinde demir ve vitamin preparatları ( daha çok folikasit) doğumun yapılacağı zamana kadar devam edilir. Hamilelik dönemi süresince alınan toplam kilo, zayıf olgularda 12,5 ile 16 kilo, şişman olgularda 7 ile 11,5 kilo, normal kilolu olgularda da 11,5 ile 16 kilo olarak ön görülmektedir. Hamilelik dönemi, fizyolojik bir dönem olduğu için, gün içerisinde yapılması gereken işteki ve evde ki aktivitelerde herhangi bir sınırlama yapılmamaktadır. Anne adayı, kendi durumuna göre, aşırı fiziksel aktivite sınırını kendisi belirlemelidir. Bu durumun haricinde, bir takım olgularda, doktorun gerek duyması galinde aktivite kısıtlanır. Bu durumlar ise, vajinal kanama geçirilmiş olması, prematür doğum için tehlikeli faktörlerin bulunması (doğuştan rahim anomalileri, daha önce prematür doğum yapmış olmak, çoğul gebelik gibi), hamilelik hipertansiyonu ve bebekte gelişme geriliğinin görüldüğü durumlardır.