Hamilelikte birden çok bebek sahibi olmak, anne ve baba adaylarını mutlu ettiği gibi, endişe duymalarına da neden olmaktadır. Çoğul hamileliğin aslında tehlikeli hamilelik olduğu anlamına gelmesi, onları bu düşüncelere daha fazla sevk etmektedir. Bu çeşit hamileliklerde karşı karşıya kalınan sorunlar; anne adayına, fetusa, doğum ve yeni doğan dönemine ait olmaktadır. Bu nedenden dolayı, çoğul hamileliğin başladığı zamandan itibaren, özenli bir şekilde kontrol edilmesi gerekir. Böylelikle ortaya çıkma ihtimali bulunan sorunlar, kontrol altına alınabilir.
Çoğul hamileliğin olması halinde, doğum için yapılacak olan en iyi seçim, sezaryendir. Normal doğum, bebekler ve anne adayı açısından risk olarak ön görülmektedir. Daha çok hamileliğin son dönemlerinde, bebeklerin anne karnındaki duruş pozisyonuna göre, uygun doğum yönteminin seçilmesine karar verilmektedir. Asıl olan, bebekler ve anne adayı bakımından risk taşımayan yöntemin tercih edilmesidir. Vajinal doğum kararı alınmış olsa dahi, doğum esnasında oluşabilecek problemlere karşı, sezaryen ile doğuma geçiş yapılabilir. Ancak çoğul hamileliklerde, anne adaylarının sezaryen ile doğum yapma ihtimali daha çoktur.
Çoğul gebelik yaşayan anne adaylarında, depresyon riski, tekil hamilelik yaşayan anne adaylarına göre daha çok olur. Anne adayında daha önce depresyon olmasa bile, hamilelik sırasında meydana gelen değişimler, depresyona olan meyili arttırmaktadır. Bu duruma, çoğul hamileliklerde daha çok rastlanmaktadır. Genel olarak bebeklerini erken doğum veya başka tehlikeler neticesinde kaybeden anne adayları, bunun daha fazla etkisi altında kalırlar.
Bebeklerin dünyaya gelmesi ile beraber, anne adayının yorgunluğu daha çok olur. Bu evreden sonra, birden çok sayıda ki bebek ile uğraşmak, bunların bakımları, bebeklerin her birine aynı ilgiyi gösterebilmek, annenin en çok zorlanacağı konudur. Bu yorgunluk problem haline gelirse, anne adayları doğum sonrasında dahi depresyon etkisine girebilirler.
Çoğul gebelikler, bir tek anne adayının etkilendiği bir durum değildir. Aynı zamanda aile bireylerinin her biri, baba ve varsa diğer çocukların dahi etkilendiği bir durum söz konusudur. Tekil hamileliklere nazaran, ailelerin daha çok stresli ve gergin olması kaçınılmaz bir durumdur. Daha çok, ilk kez çoğul gebelik ile karşılaşmış olan aileler, bu depresyon ve stresten daha çok nasibini almaktadır. Hamilelikleri daha tehlikeli geçmekte ve cinsel yaşamın bile daha erken dönem içerisinde sınırlandırılması nedeninden dolayı, eşler arasında ufak tefek sorunlar yaşanabilmektedir.
Hamilelik dönemi içerisinde önemli olan bu konular, çoğul gebelikte daha da fazla önemsenmelidir. Çünkü anneler normal şartlar içerisinde bile, yorgunluk hissini yaşayacaktır. Vücudunun ihtiyaçlarına kulak vermeli ve her fırsatta dinlenmeyi ihmal etmemelidir. Bu hamileliğin ilk evrelerinde görülen uykuya eğilim ile ortaya çıkar. Bu nedenden dolayı da, ihtiyaç duyulan uyku düzeni sağlanmalı, gün içerisinde uykuya gerekli zaman ayrılmalıdır. Bu şartların yerine getirilmemesi durumunda da, bel ve sırt ağrıları gibi sorunlarda artış görülür.