1 ) Emzirme, anneyi hamilelikten korur mu?

Emzirme döneminde, beyinde var olan prolaktin hormonu aktif bir şekilde süt salgılar. Bunu yaparken aynı zamanda yumurtlamayı da baskılamayı ihmal etmez. Bu baskılamanın amacı, annenin hamile kalmasını engelleyerek, bebeğin annenin kaynaklarından daha fazla yararlanmasını ve büyümesini sağlamaktır. Bu sebepten dolayı emzirmek, anne adaylarını hamilelikten korumaktadır. Emzirmenin hamilelikten koruyuculuk oranı, annenin su da dahil olmak üzere, başka hiçbir ek gıda kullanmaması halinde, ilk 4 aylık süre içerisinde doğum kontrol hapı kadar yüksektir.

Annelerin, bebeğe az miktarda da olsa su veya başka bir besin maddesi vermeleri durumunda, prolaktin hormonunun seviyesi azalır ve yumurtlama devreye girebilir. Emziren anneler, 4. aydan itibaren, bir doğum kontrol yöntemi sayesinde yeniden korunmaya devam etmelidirler. Çünkü 4 ile 6 ay arası, bebeğin takviye gıdalara başlatıldığı dönemdir. Bebeğin ek gıdalara başlaması halinde, emzirme miktarı azalacağından dolayı, prolaktinin salgısı da azalır ve beyin tarafından yumurtlama hormonları derhal devreye sokulabilir. Bu sebepten dolayı da, hamile kalma olasılığı artar. Bu sebep ile anne adaylarının emzirmenin 4. ayından itibaren muhakkak bir korunma yöntemi sayesinde korunmalarına devam etmeleri gerekmektedir.

Emzirme ile hamilelikten korunma arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmacılar, bu durumun gerçekleşmesi için, bir takım koşulların yerine getirilmesi gerektiğini ifade ettiler. Bugünün şartlarına göre kabul edilen duruda, emzirmenin hamileliği engeleyici bir doğum kontrol yöntemi şeklinde davranabilmesi için, 3 şartın muhakkak yerine getirilmesi gerekmektedir.
Bu şartlar ise şunlardır;

• Annenin adet kanamaları başlamamış olacak (lohusalık dönemindeki kanamalar adet kanaması olarak kabul edilmemektedir)
• Bebek tam ya da tama yakın anne sütü ile beslenecek
• Bebek 6 aylıktan küçük olacak

Bu 3 şartın tamamının yerine getirilmesi durumunda, emzirmenin hamilelikten koruyuculuğu neredeyse modern tıbbi korunma yöntemleri kadar yüksek. Ancak açıkça görüldüğü üzere bebek 6 ayı geçtikten sonra, bu koruyuculuk etkisi git gide azalmaya başlar.

2 ) Ekolojik emzirme yöntemlerinin kriterleri nelerdir?

“Ekolojik emzirme” yöntemi olarak ifade edilen hamilelik kontrolünün, belirlenen kriterleri ise şunlardır;

• Doğumun gerçekleşmesinin ardından ilk 56 gün hariç, vaginal kanama görülmemelidir.
• Emzirme ilk 6 ay için bebeğin tek beslenme kaynağı olmalıdır.
• Pompa kullanılmamalı, bebeğe su bile verilmemelidir.
• Emzik kullanılmamalıdır.
• Bebeği sakinleştirmek amacı ile emzirme tercih edilmelidir.
• Emzirme mümkün olduğu sürece, sık ve uzun bir şekilde yapılmalıdır. Programlı aralıklar ile emzirme yöntemi uygulanmamalıdır. Bebek her istediği zaman, anne meme verilmelidir.
• Bebek geceleri annesi ile beraber uyumalıdır. Ancak yapılan araştırmalarda “ani bebek ölümü sendromunun” aynı yatakta uyuma ile artış gösterdiği ifade edildiği için, ya ihtiyaç olan tedbirler alınmalı veya yatağın yanında ayrı bir bebek yatağında yatırılmalıdır.

Annenin gündüz de bebek ile beraber aralıklar halinde uyuması sağlanmalıdır. Anne ile bebeğin dokunsal beraberliğinin prolaktin hormon sayısını arttırdığı gösterilmiştir.

Bebek bakımı ile anne primer olarak ilgilenmelidir. Bir bakıcının uzun bir müddet boyunca bebek ile ilgilenmesi, annenin bebekten uzaklaşmasına sebep olabilmektedir.

3 ) Emzirirken hamile kalmak

Anne ile yeni doğan bebeği arasındaki en güçlü bağlar, emzirme sayesinde güçlenir. Emzirmenin anne sağlığına, anne sütü içmenin de, bebek sağlığına olan faydaları tartışmasız bir durumdur. Son zamanlarda üretilen mamalar, anne sütüne yakın besleyici fonksiyonlara sahip olsa dahi, emzireme özellikle doğumun tamamlanmasını ardından ilk 6 ay için çok önemlidir. Bu eylem, ideal koşullarda gerçekleştirildiği zaman, hamilelikten korunma konusunda da fazlası ile etkili bir doğum kontrol yöntemidir.

Sütün, anneyi hamilelikten koruduğu toplum içerisinde yaygı bir inanış olması ile beraber, daha önce de ifade ettiğimiz gibi, bir takım kritlerler yerine getirilmediği müddetçe, bu koruyuculuk çok alt düzeylere inmekte ve ne yazık ki anne, yeniden hamile kalabilmektedir. Netice itibari ile emziren ve hamile olan bir kadın, bu defa her iki bebeği ile bir takım endişeler duymaya başlar.

Emzirirken hamile kalmak, düşünüldüğü gibi az rastlanan bir durum değildir. Bu hamileliklerin çok önemli bir kısmı plansız hamilelikler olduğu için, genelde sonlandırılmaktadır. Annelerin bu yeni hamileliği sonlandırmak istemelerinin altında yatan temel neden ise, çok küçük ve kendilerinin bakımına muhtaç olan ve emzirmeyi istedikleri bir bebeklerinin var olmasıdır.

4 ) Özetin özeti

Bütün yazıyı kısaca özetleyecek olur isek, emzirme ve emzirme sıklığı- miktarı = süt üreten hormonların aktifliği = adet görememek

Emzirme azalması = süt üreten hormonların azalması = adet görme ve hamilelikten koruyan etkinin sona ermesi

Yine Sonuç olarak adet görmeye başlamanız, emziriyor olsanız dahi, artık bir hamilelik olabileceği anlamına gelmektedir. Emzirme belirttiğimiz zaman ve koşulların dışında, tam olarak bir doğum kontrol yöntemi olarak düşünülmemelidir.