Tüp bebekte başarı oranını etkileyen çok fazla sayıda değişik faktörler vardır. İlk olarak tedavi merkezinin uygulanmakta olduğu tekniğin, bebek bakımı başarısının, deneyimli personelinin etkisi fazlası ile önemlidir. Tüp bebek tedavisinin başarılı olabilmesi amacı ile tedavi merkezinin fertilizasyon- laboratuarda döllenme başarı oranının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu oran, tedavi merkezleri için en az %80 ve üzeri olmalıdır. Bu oranın altındaki olan oranlarda başarı gösteren tüp bebek merkezlerinin tercih edilmemesi gerekmektedir.
Muayene ve randevu saatlerine özen gösterilmesi de, tedavinin başarısını ciddi anlamda etkilemektedir. Tüp bebek tedavisi uygulanacağı sırada, doktor tarafından önerilmekte olan çeşitli noktalar da, başarı da etkilidir.
Tüp bebek merkezinin eve canlı çocuk götürme oranı da etkili olan bir başka faktördür. Hastanın ilgilenmesi gereken ana faktör olan bu oran yaklaşık olarak %30 civarında etkilidir.
Blastosist transferi hamilelik olasılığını arttıran bir diğer yöntem olarak uygulanmaktadır. Anneye aktarılmış olan embriyo miktarının azaltıldığı veya bunun gerekli olduğu durumlarda uygulanan bir yöntemdir. Çoğul hamileliklerin de önüne geçen bu yöntemin neticesinde, sağlanmış olan sağlıklı blastositlerin bulunduğu halde başarısızlık olması durumunda, tedavide embriyonun haricinde olan faktörlere yönelmek gerekir.
Başarısız tüp bebek uygulaması bir sonraki uygulama için aynı zamanda bir veri kaynağıdır. Bu sebepten dolayı doktor değiştirtense, uygulanma olan yöntemi değiştirmek ve uygulama esnasında yapılmış olan ve gözden kaçan hataları tekrar gözden geçirmek çok daha doğru olur.
Kadınlarda daha çok 35 yaşından sonra yumurtalıklarda bulunan hücreler hızlı bir şekilde azalmaya başlamakla beraber, miktar bakımından yeterli olsa dahi, büyük bir çoğunluğunun kalitesi bozulabilmektedir. Bu durum da elde edilecek olan tüp bebek başarı şansını da azaltmaktadır.
Az önce de belirttiğimiz gibi, yaş ilerledikçe yumurtalıklarda bulunan hücre miktarı azalır. Ancak bazı durumlarda, genç kadınlarda da görülen bu durumda yüksek dozda yumurtlama ilaçları kullanılsa bile kullanılmış olsa bile, zor cevap alınmaktadır. Yumurta hücrelerinde görülen bu azalma, tedavi şanını zorlamaktadır.
Kadınlarda yaş ilerledikçe düşen hücre kalitesine, bazen genç kadınlarda da rastlanabilmektedir. Elde edilen yumurta hücreleri yeterli miktarda olsa bile, beklenen olgunlukta olmaz ise, ne yazık ki kaliteli embriyo meydana gelememektedir. Erkeklerde ise durum, sperm hücrelerinde bulunan miktardan çok, yapısal anormallikler başarıya etki etmektedir. Daha çok içerisinde ağır yapısal anomaliler bulunan spermler ile gerçekleştirilen tüp bebek tedavilerinde, döllenme oranı ve kaliteli embriyo elde etme oranı azalmaktadır. Bazen embriyoların kalitesi görünüm açısından iyi gibi görünse de, bu embriyolarda genellikle kromozomal bozukluklara rastlanmaktadır. Bu durum hem hamilelik olasılığını azaltır, hem de hamilelik gerçekleşmiş olsa bile düşük yapma riskini arttırır.
Rahim iç zarının buraya yapılan cerrahi müdahaleler ile zarar görmesi ve incelmesi çok fazla rastlanan bir problemdir. Sağlıklı embriyo transfer edilmiş olsa dahi, tutunması zorlaşmaktadır. Bu sebepten dolayı, rahim iç zarında zedelenme şüphesi olan durumlarda da, tüp bebek tedavisi öncesi histeroskopi ile rahim iç zarı gözlemlenerek, problemin giderilmesinin ardından başarı şansı artmaktadır.
Rahim kanallarında enfeksiyon veya geçirilen ameliyatlar ile alakalı tıkanıklık ve tüplerde sıvı birikmesi durumlarında, tüp bebek tedavisinden önce muhakkak tedavi edilmesi gereken problemlerdir. Bu sorunların var olması halinde, tüp bebek yapılan olgularda başarı fazlası ile azalmaktadır.
Tüp bebek tedavisinde kadın ve erkek ile alakalı olan faktörlerin yanında, tedaviyi uygulayan merkezin fiziksel koşulları ve tüp bebek ekibinin tecrübesi ve titizliği de, elde edilecek başarıda büyük önem taşımaktadır. Tüp bebek laboratuvarının dünya kalitesi standartlarında olması gereken önemli bir özelliktir.
Tüp bebek tedavisinin ilk evresi olan çiftin değerlendirilmesi ve kısırlık ile alakalı olan sebeplerin saptanarak, tüp bebek işleminden önce tedavisi, uzun, yorucu ve maliyetli olan bu yöntemin başarısına ciddi anlamda etki etmektedir.
Tüp bebek tedavisinde embriyoya uygulanan işlemlerden bir başkası da assisted hatching dir. Embriyonun çevresinde “Zona Pellusida” olarak ifade edilen koruyucu bir zar bulunur. Embriyo rahim içine transfer edildikten sonra bölünmeye ve büyümeye devam eder. İstenilen büyüklüğe geldiği zaman, bu zarı yırtarak rahim içine tutunmayı sağlar. Embriyonun transferi geçekleşmeden önce, onu saran dış zarın mekanik olarak, asit tyrode kullanılarak veya özel bir lazer desteği ile inceltilmesi, veya tüm olarak delinmesi işlemine Assisted Hatching denilmektedir.
Bizim merkezimizde, uygulama süresi çok kısa, güvenilir ve kullanışlı bir yöntem olarak kabul edilen lazer yöntemi kullanılmaktadır. Bu işlem; embriyonun zarının kalın olması halinde, yani 15 mikronun üzerinde olduğu durumlarda, 35 yaşından büyük olan kadınlarda, daha önceki uygulamalarda iyi embriyoların transferi yapıldığı galde hamilelik sağlanamayan durumlarda ve dondurulmuş embriyo transferinde uygulanmaktadır.
Bu grup hastalarda daha iyi embriyo gelişimi elde edebilmek amacı ile sentetik besi solusyonlarının yerine, rahim içi (endometrium) hücrelerden hazırlanan destekleyici bir kültür ortamı (ko-kültür) kullanılmaktadır. Adetin 20 ile 23. günleri arasında rahimden biopsi aracılığı ile alınan hücreler laboratuvar ortamında çoğaltılarak kültür ortamı hazırlanır ve embriyonun gelişimi bu ortam içerisinde devam ettirilir. Bu yöntem ile embriyolar vücut içindekine benzer şekilde rahim dokusu üzerinde büyütülmekte ve ortamda yer alan büyüme faktörleri embriyo gelişimini olumlu açıdan desteklemektedir. Bu yöntem sayesinde, hastalarda önceki gerçekleştirilen denemelerine nazaran daha iyi kalitede embriyo gelişimi elde edilmekte ve hamilelik ihtimallerinde de artış gözlenmektedir.