Gebeliğin 14. haftasına girildiğinde bebek hızla büyümeye devam ediyordur. Bir hafta öncesinde kilosu 20 gram civarında olan bebek, bu haftanın sonunda 25 grama kadar ulaşacaktır. Bebeğin büyümesiyle birlikte anne adayının rahmi ve doğal olarak da karnı büyüyor. Artık hamilelik çok daha gözle görülür bir hale gelmiştir.
Gebelikte 2. üç aylık dönemin 2. haftasına girilmişken bebeğin baş ve popo arası boyu 8 – 9.3 santimetreye ulaşır. Gebeliğin bu haftasında bebeğin bazı mimikleri belirginleşmeye başlar. Bu sebeple de ultrason muayenesinde bebeği yüzünü ekşitirken, kaşlarını çatarken, gözlerini kısarken görmek mümkün olabilir.
Bu hafta içinde bebek, elini ağzına götürme refleksini sıklaştırır. Gebeliğin 15. haftasında ise bebek, parmak emmeye başlayacak. Bu hafta bebeğin cinsel organı da tamamen gelişiyor. Bu bakımdan eğer bebek erkek ise prostat, kız ise yumurtalıklar karın boşluğuna yerleşecek. Anne ve baba adaylarının gebeliğin başından beri merak ettiği cinsiyet ise hala ultrasonla tespit edilemez. Bunun için biraz daha beklemek gerekiyor. Ancak ileri teknolojiye sahip kaliteli ve renkli bir ultrason cihazlarıyla bir sonraki hafta bebeğin cinsiyetinin belirlenebilme şansı vardır.
Gebeliğin 14. haftasında bebeğin tiroit bezi de gelişerek hormonları oluşmaya başlar. Bununla birlikte bebeğin böbrekleri de gelişecektir. Bu bağlamda bebeğin böbrekleri bu hafta idrar üretimine başlar ve bebek idrarını da yapabilir. Gebeliğin 14. haftası itibariyle bebek doğuma kadar idrarını, içinde bulunan su kesesine yapar.
Hızla büyümeye ve gelişmeye devam eden bebek, içinde yaşadığı amniotik sıvının içinde yer değiştirmeye, hareket etmeye başlar. Bu hafta itibariyle bebeğin saçları da oluşmaya başlıyor.
Gelişimini sürdüren bebeğin ensesi uzar, çenesi belirginleşir, kulakları başın arkasından daha öne ve yanlara doğru yönelir. Bir de artık bebeğin bir parmak izi vardır.
Bundan 2 hafta önce, yani 12. haftada başlayan solunum çalışmaları 14. haftaya gelindiğinde hız kazanmıştır. Bebeğin başı daha fazla hareketlenmiş ve uzun süredir durduğu çenesine yaslanmış sabit pozisyonunu artık terk etmiştir. Bu sayede bebek, bu haftadan itibaren ellerini ve ayaklarını kendi isteğine göre serbestçe hareket ettirebiliyordur.
Gebeliğin 14. haftası bebek için gerçekten çok önemli bir haftadır. Bebeğin organları işlevlerini yerine getirmeye başlar, böbrekler gibi beyin de yine bu hafta tam bir enerji ve fonksiyonla çalışmaya başlayacaktır. 14 haftalık bir bebek, artık düşünen ve hareketlerini bilinçli bir şekilde yapan bir varlık haline gelmiştir. Bu süreçte bebeğin beyni temas ettiği alanları kaydetmeye başlar. Bu hafta içinde bebeğin karaciğeri safra üretmekte, dalağı da kırmızı kan hücresi üretmektedir. Yani yaşamsal fonksiyonlar hızla gelişiyor. Bunun yanında bebeğin işitme duyusu da gelişiyor. İşte uzmanların anne adaylarına “bebeğinizle konuşun” önerisi de bu sebepledir. Bebek, bu hafta ile beraber özellikle de annesinin sesini duymaya başlıyor. Bu sesler henüz net olmasa bile, uğultu şeklindeki ses, bebek için çok önemlidir. Oysaki bir bebeğin, anne adayının sesini tam olarak duyabilmesi için gebeliğin 25. haftaya ulaşması gerekiyor.
Gebeliğin tam olarak 27. haftasından itibaren ise bebek, hem annesinin sesinin hem de onunla sıklıkla konuşan babası ve diğer kişilerin de seslerini duyup tanıyabilir, hatta tepki verebilir.
14. haftanın bebeğin gelişiminde çok önemli olduğundan bahsedilirken bebeğin diğer duyu organlarının da gelişmekte olduğu bilinmektedir. Bu süreçte bebeğin boynu biraz daha uzadığı için artık bebek kafasını her iki tarafa da çevirebilir.
Bu hafta bebek iyice hareketlenmiştir. Öyle ki; avuçlarını açıp kapatmaya ve parmaklarını da hareket ettirmeye başlamıştır. Gebeliğin 14. haftasında bebek, ellerini ve ayaklarını aşağı yukarı hareket ettirir ve hatta ara sıra tekme bile atabilir. Yukarıda sayılan bu değişikliklerin ve gelişmelerin hepsi gebeliğin 14. haftasında gerçekleşiyor. Yani bu hafta gerçekten çok önemlidir.
Anne adayları gebeliğin 12. haftasından itibaren kendilerini daha enerjik hissetmeye başlamışlardır. Gebeliğin ilk haftalarında yaşanan baş ağrıları, mide bulantıları, halsizlik, yorgunluk gibi sorunlar artık hissedilmez. Ancak bu haftalarda bebek hızla büyüdüğü için anne adaylarının rahmi ve karnı da büyümektedir.
Anne adayları hissettikleri bu fazladan enerjiyi açık havada yürüyüş yaparak, hafif egzersizler yaparak ve sevdikleriyle vakit geçirerek kullanabilirler. Bu gibi etkinlikler anne adayına hem ruhsal hem de fiziksel olarak iyi gelir. Zira bu süreçte artan hormonlar hızlı bir değişim göstermekte ve bu da kadının kendini daha duygusal hissetmesine sebep olmaktadır.
Gebeliğin 13 – 14. haftaları anne adayının enerjisi yüksek, karnı da fazla büyümemiş olduğu için bu dönemde planlanan bir seyahat varsa bunun için en doğru zamandır. Zira 1 – 2 hafta sonrasında kilo alımı hızlanacaktır. Bu bağlamda 14 haftalık hamilelikte anne adayları ortalama 2,5 kilo almış olurlar. Ancak çoğul gebeliklerde bu miktar biraz daha artabilir.
Gebelikte bebeğin gelişimi ile doğru orantılı olarak da anne adayının rahmi büyür. Bu haftalarda da rahmin büyümesi ve gerilmesiyle kasıklardaki baskı artacak ve bu sebeple de zaman zaman kasıklarda ağrı hissedilir. Yine aynı şekilde rahim büyümeye devam ettikçe, anne adayının vücudunun ağırlık merkezi de değişecektir. Bu sebeple de sırt kaslarında zorlanma ve ağrılar yaşanması muhtemeldir. Gebelikte en çok şikayet edilen konulardan birisi olan bel ağrıları da bu hafta yaşanmaya başlanacak ve bu haftadan itibaren de her geçen gün artacaktır. Bel ağrısı hamileliğin rutin şikayetlerinden birisi olduğu için endişelenmeye gerek yoktur. Ancak ağrının çok şiddetli olması, anne adayının günlük hayatını çok olumsuz etkilemesi durumunda doktora başvurmakta fayda var.
Yukarıda da anlatıldığı üzere gebeliğin ilk 3 aylık dönemindeki şikayetlerden biri olan sık sık tuvalete çıkma sorunu bu haftadan itibaren azalır ve anne adayını rahatsız etmez. Zaten gebeliğin ikinci 3 aylık dönemi en rahat, en az şikayet olan, sorunsuz ve keyifli bir dönemdir. Bu sebeple de gebeliğin bu döneminde anne adayı daha çok rahat ve huzurlu zaman geçirmeye odaklanmalıdır. Zira gebeliğin son 3 aylık dönemi anne adayı için hiç de kolay olmayacaktır. Bütün gebelik şikayetleri gebeliğin son dönemlerinde artmış bir şekilde yaşanacaktır. Gebeliğin son 3 aylık döneminde; bulantılar, sık idrara çıkma, iştahın daha da artması, hızlı kilo alımı ve vücut hareketlerinin kısıtlanması gibi sorunlar tüm anne adayları tarafından yaşanır.
Gebelik döneminin en önemli hususlarından birisi kesinlikle sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenmedir. Zira gebelik süresince anne adaylarının yediği, içtiği tüm besinlerin değerleri direkt olarak bebeğe geçiş yapar. Bu bakımdan bebek, anne adayının alacağı ölçüde demir, kalsiyum, vitamin ve protein alabilecektir. Anne adayı gerekli vitaminleri, mineralleri ve proteini alamazsa, bebek kendi ihtiyacını karşılamak için annesinin vücudundan tüketecektir. Bu durumda da anne adayında beslenme eksikliği olur.
Gebelikte bebeğin sorunsuz gelişimi ve anne adayının sağlığının korunması için bütün besin gruplarından oluşan dengeli ve sağlıklı bir beslenme programı izlenmesi önerilir. Gebelikte özellikle A vitamini, çinko, demir, riboflavin, magnezyum, folik asit ve protein bakımından yetersiz beslenme erken doğum, bebekte gelişme geriliği, düşük kilolu bebek doğumları gibi çok sayıda probleme sebep olabiliyor. Bu bakımdan gebelik beslenmesine bu değerler mutlaka eklenmelidir.
Gebelikte anne adayının yetersiz beslenmesi, bebeğin bedensel olduğu kadar zihinsel bakımdan da olumsuz etkilenmesine sebep olur. İşte bebeğin zeka gelişimi de anne adayının gebelikteki beslenme alışkanlıklarından çok fazla etkilenir. Bununla birlikte anne karnındayken yetersiz beslenme yüzünden ihtiyaç duyulan besin değerlerinin alınamaması yetişkinlikte şeker, tansiyon, kanser, obezite gibi bazı rahatsızlıkların ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
Gebelik öncesinde sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı uygulayan kadınlar, gebelik döneminde de sağlıklı beslenmeye devam etmeliler. Gebe kaldığı için sağlıksız ve ölçüsüz beslenmek gebeliği tehlikeye atar. Çünkü gebelikte, genel kanının aksine anne adayları her zamankinden daha dikkatli ve sağlıklı bir beslenme programını takip etmeliler. Bu süreçte besin kısıtlaması olmadan, diyet yapmadan, kontrollü, düzenli, sağlıklı ve gerektiği kadar bir beslenmek çok önemlidir. Zira gebelik süresince beslenmedeki asıl amaç öncelikle anne adayının kendi vücut gereksinimlerini karşılaması ve bebeğin normal gelişimini sağlamasıdır. Bu bağlamda protein, karbonhidrat, yağlar, vitaminler, mineraller ve su gibi temel besin öğeleri yeterince alınmalıdır.
Gebelikte kaç kilom alınması gerektiğine dair pek çok fikir vardır. Bu süreçte alınması gereken kilo her anne adayına göre değişiklik gösteriyor. Bu konuda uzmanların görüşü ortalama 12 kilo almanın en sağlıklı olduğu şeklindedir. Fakat bazı durumlarda bu kilonun üzerine çıkmak gerekebiliyor.
Gebelikte kilo alımı daha çok anne adayının gebelik öncesindeki kilosuyla da bağlantılıdır. Bu bağlamda hamile kalmadan önce çok zayıf olan anne adayları, gebelik boyunca 18 kiloya kadar alabilir. Fakat anne adayı gebelik öncesinde zaten normal kiloda veya normalin biraz üzerinde bir kiloda ise bu 18 kilo onun için risklidir ve böyle bir durumda en fazla 15 kilo almak yeterlidir. Gebelikte kilo alımında bu dengeyi sağlamak, kiloyu bilinçli ve dengeli biçimde almak konusunda doktordan ve bir diyetisyenden yardım almak en doğrusudur.
Gebeliğin 14. haftası itibariyle hem bebek hem de anne adayı hızla büyümeye devam ediyor. Alınan kiloya rağmen henüz anne adayı kendisini yorgun ve halsiz de hissetmiyor, hatta gayet enerjik bir durumda. Ancak karın büyüdükçe bel ve sırt ağrıları hafif hafif hissedilmeye başlanır. Artan kan basıncı dolayısıyla tansiyon değerleri düşebilir ve gebelikte tansiyonun bir miktar düşmesi normal karşılanabilir. Ancak bu tansiyon bozukluklarının ciddi boyutlara ulaşması durumunda doktor tarafından önerilen ilaçlar kullanılabilir.
Gebeliğin son ayına kadar cinsel ilişki yaşanmasında sakınca yoktur, hatta partnerlerin ilişkisini güçlendirdiği için de özellikle tavsiye edilir. Ancak burada önemli olan düzenli olarak yapılan doktor muayenelerinde gebelikte her hangi beklenmeyen bir durumun, cinselliğe engel bir durumun tespit edilmemiş olmasıdır. Zaten gebelikte ve özellikle de gebeliğin 13. haftasından sonra anne adayında cinsel dürtüler yeniden artmaya başlar. Bu dürtülerin layıkıyla karşılanmaması da anne adayını üzebilir.
Gebelikte östrojen hormonu salgısı arttığı için anne adayının cildinde damarlanmalar gözlenir. Ancak bu durum doğumun ardından kısa süre içinde kendiliğinden kaybolacağı için endişelenmeye ya da ekstra bir tedaviye gerek duyulmaz. Özellikle de beyaz tenli kadınlarda bu sorun çok daha sık yaşanır. Bu damarlanmaları azaltmak adına C vitamini açısından zengin beslenmek ve düzenli olarak egzersiz yapmak önerilebilir.