Doğal yollarla kendiliğinden bebek sahibi olamayan çiftler, kısırlık şikayeti ile doktora başvurduklarında gerekli muayene ve tetkikler yapıldıktan sonra en uygun tedavi yöntemi seçilir. Kısırlık probleminde genel olarak öncelikle yumurtlama ve aşılama tedavileri, ilaç kullanımı önerilmekteyken, bunların olumlu sonuç vermeyeceği vakalarda tüp bebek tedavisi uygulanmaktadır. Kadın ve erkeğin üreme hücrelerinin vücut dışında, bir laboratuar ortamında döllenmesi ve meydana gelen embriyonun anne adayının rahmine yerleştirilmesi işlemine tüp bebek tedavisi adı verilmektedir. Doğal yolla elde edilen gebeliğin aşamalarının neredeyse hepsi uzman doktorlar tarafından gerçekleştirildiği için embriyo neredeyse hiçbir sorunla karşılaşmaz. Erkeğin verdiği spermlerin en kaliteli ve sağlıklı olanları seçilir. Kadının yumurta kalitesi ve rezervini artırmak için ilaç tedavisi kullanılır. Embriyonun tüplerden kendisinin geçmesi beklenmez, direkt doktor tarafından transfer edilir. İşte bu sebeple de tüp bebekte başarı oranı yüksektir. Ancak her tedavide olduğu gibi tüp bebekte de risk yaratan, yan etki, olumsuz sonuç veren durumlar yaşanabilmektedir. Zira bir tedavi ne kadar iyi olursa olsun, doğal ve kendiliğinden olan kadar zararsız olamaz.
Tüp bebek tedavisi ilaçları kilo aldırabilir
Tüp bebek tedavisi süresince kullanılan ilaçlar kadının yumurtalıklarını uyararak yumurta rezervini artırmak hedeflenir. Ancak vücutta ilaçların etkisiyle gereğinden fazla hormon salgılanması metabolizmayı bozabilir. Bu süreçte kadının iştahı aniden artabilir ve normalden daha fazla kilo alımı gözlenebilir. Özellikle karın bölgesinde gözle görülür bir genişleme gözlenmesine tüp bebek tedavisinde sıkça rastlanır. Ancak bu geçici bir durumdur, tedavinin ardından metabolizma normale dönecektir.
Yumurtalıkların aşırı uyarılması sorun olabilir
Yumurtalıkları uyarmak amacıyla kullanılan ilaçlar kadının ihtiyacından fazla kullanılırsa ya da kadının vücudu bu ilaçlara aşırı tepki verirse, yumurtalıklar hedeflenenden çok daha fazla büyür. Vücuttaki östrojen hormonu seviyesinin artması yumurta üretimini de artıracaktır. Aşırı Uyarılma Sendromu (OHSS) olarak adlandırılan bu durum; bulantı, kusma, nefes almakta zorluk yaşama, idrarın azalması, ani ishal, tansiyon düşmesi, böbrek ve karaciğerde işlev bozukluğu gibi sorunlara sebep olabilmektedir. Bununla birlikte sebepsiz yorgunluk ya da gerginlik, akciğerde ve karın içinde sıvı birikmesi de OHSS’den kaynaklanmaktadır. Aşırı uyarılma sendromu ciddi şikayetlere yol açıyorsa doktora başvurulmalı ve tedavi edilmelidir. Aşırı uyarılma sorunu ileri boyutlarda ise hastaya serumla albumin ve ekstra sıvı verilir. Bununla birlikte kanın pıhtılaşmaması için kan sulandırıcı ilaçlar verilir. Ancak tedavi gerektirmeyen OHSS vakalarında sağlıklı ve dengeli beslenmek, dinlenmek, bol sıvı tüketmek ve protein alımına özen göstermek yeterli olacaktır.
Çoğul gebelikler anne adayının da sağlığını tehdit edebilir
Tüp bebek tedavisinin en riskli yanlarından birisi çoğul gebelik oluşma ihtimalidir. Önceden doktor kaç tane embriyoyu uygun görürse, o kadar sayıda embriyoyu kadının rahmine transfer edebilmekteydi. Bu sayede gebelik elde edebilme şansı da artmaktaydı. Ancak çoğul gebeliklerin anne adayının ve bebeklerin yaşamlarını tehdit ettiği, düşüklere, erken doğumlara, ölü doğumlara sebep olabildiği görülmüştür. Çoğul gebeliklerde her şey yolunda gitse bile bebeklerin tam olarak gelişemediği, büyüyemediği bilinmektedir. Bu sebeple transfer edilen embriyo sayısının 2’den fazla olmaması gerektiğine dair yönetmelik işleme konulmuştur. Bu sayede çoğul gebelik riski de en aza indirilmiştir.