Bizim hikayemiz belki çok sıradan gelecek size, çünkü o kadar çok var ki bunu yaşayan ve anlatan… Ama yine de bir yazı birçok kişiye ulaşır ve onu cesaretlendirir, belki bizim çok sevdiğimiz doktorumuz Ali Osman Koyuncuoğlu’na ulaşır, kim bilir belki birine ulaşabilirim diye yazmak istedim.
Bizim hikayemizin içinde de umut, hüsran, tekrar umut, hüsran, yılma ve ayağa kalkma aşamaları var. Bunları biliyorum ki tüm tüp bebek tedavisine giren çiftler yaşıyor. Kolay değil yolumuz ama sonunda gerçekten umut var…Denemeye değer!
Eşimle birlikte kariyer planlarımızın peşinden koştuğumuz tam 10 yıldan sonra, artık rahatlamış borçları bitirmiş bir çift olarak sıra çocukta dedik. Zaman geçiyordu ben gelmiştim 35 yaşına. Etraftan da duyduğum 35 yaş sonrası kadınlarda her türlü bedensel gerilemenin yaşandığı zamanlardı ve ben de tam eşikteydim.
Her zaman gittiğim jinekoloğumla görüştüm. Şu ana kadar bir sorun olmadığını ve çocuk sahibi olabileceğimizi söyledi. Biz de zamana bıraktık tabii… Ama gelgelelim 1 yıl daha boşa geçti ve hamilelik yok. O zaman jinekoloğum bana bu konuda çok başarılı bir doktorun adını verdi. Araştırdım gerçekten çok tanınan bir doktordu ama, işte ama’sı var!
Tüp bebek tedavisi çok zor bir süreç. Kolay değil, güçlü bir psikolojiniz, size destek olacak sevdikleriniz olmalı. Anlayışlı bir doktor, insani yönden gelişmiş bir ekip olmalı. Sizi dolar olarak gören herkesten uzak durulmalı. İşte maalesef ilk gittiğimiz çok tanınmış, çok bilinmiş doktor bildiğiniz hüsrandı bizim için…Hatta ilk deneme başarısız olduğunda eşimi kenara çekip hemen bir sonrakinin randevusunu alın, beklemeyin lütfen size indirim de yaparız diye aceleye getirmeye çalışan bir adamdı işte… Vakit kaybı!
Aylar sonra internette dolaşırken karşıma bir röportaj çıktı. Ardından videolarını izledim. O kadar etkili ama anlaşılır bir dille farklı bir yaklaşımla anlatıyordu tüp bebek işlemlerini… İşte Ali Osman Koyuncuoğlu ile böyle tanıştım.
Ali Osman Koyuncuoğlu ile yüz yüze geldiğimizde kendimi çok iyi hissettim. Muayene ve tahliller sonrasında bize açıklama yaparken bile nazik ve yapıcıydı. Çünkü benim yumurtalık rezervlerim maalesef çok düşük çıkmıştı ve tüp bebekte başarı oranımız bile ortadaydı. Bu arada iki yumurtalığımda da kist olduğunu ilk kez Ali Osman bey’den öğrendim. Bu kadar zaman düzenli jinekolog ziyaretlerimde neden bunu hiç öğrenememiştim acaba! Küçük bir laparoskopik yöntemle kistler alındı. 1 ay sonra da Ali Osman Bey ile tüp bebek tedavisine adım attık.
İçimdeki heyecan anlatılacak gibi değildi. Sonuçta bizi sıkıştıran aile büyükleri de vardı, aile büyükleri arasında bana ‘’çürük’’ gözüyle bakan da! Ama eşim her an yanımdaydı ne olursa olsun hep yanımda olacağını da biliyordum…
Muayene ziyaretlerimiz başladı. Spreyler, haplar, ultrason görüntüleme ile yumurtalıklarım gözlem altındaydı. Sonunda Ali Osman bey çatlatma zamanı dedi ve iğnemizi verdi. Çatlatma iğnesi yapıldıktan sonra kısa bir sürede yumurta toplama işlemi için kliniğe çağrıldım. Toplamda sadece 5 yumurta toplanabildi. Tabii başarı oranı çok çok azalıyordu bu durumda ama ben asla vazgeçmedim ve asla olumsuz düşünmedim. Sadece bir tane kazanan yok mu, evet 1 tane var. O zaman 5 taneden de 1 tan olabilirdi. Ama beklemek çok heyecanlıydı.
Toplanan yumurtalardan 2 tanesi sağlam çıktı ve her ikisi de döllendi. Bu haberleri alabilmek ne kadar zor bilen bilir. Haber gelecek diye yerinizden oynayamazsınız. Telefon elinizde öylece beklersiniz. Telefonu açıp ses var mı diye bakarsınız, o derece. Ama 2 sağlıklı embriyomuz var dediklerinde sanki hamile olduğum haberini almışım gibi sevindim. Sırada embriyo transferi vardı. O da kolay oldu, zaten genel anestezi ile yapılıyor, uyuma uyanma 5 dakika…
Ama tüp bebek tedavisinde en zor evrelerden biri transferden sonra bekleme sürecidir. Bu bekleme sürecine acaba ile başlayan sorular insanın kafasında dolaşır durur. İşte ben de bu havada, 12 gün sonra yapılacak kanda gebelik testini bekledim durdum. Sabah erkenden kliniğe gittik ve kan verdim. Gelen haberle hepimiz havalara uçtuk. Hamileydim!
Ben bu tedaviden başarı ile çıkan bir bireyim ama yaşadıklarım tabii bana özel. Herkes birçok farklı deneyimden geçebiliyor. Önemli olan asla yılmamak ve hep pozitif düşünmek. Bebeğimiz şu anda 2 yaşında, darısı isteyen tüm ailelerin başına!