Ergenliğe girişten menopoz dönemine kadar her kadın normal şartlar altında ayda bir kez yumurtlama dönemine girer. Bu da kadının üreme döneminde olduğunu, adet kanamasının ve yumurtlamasının düzenli olarak gerçekleştiğini, hamile kalabileceğini gösterir. Ancak menopoz dönemine girdikten sonra yumurtlama fonksiyonu tamamen sona erer ve kadın adet göremez, hamile kalamaz. Ergenlikle menopoz dönemleri arasında, yani 15 -45 yaşlar arasında hemen her ay yumurtlama olurken, bazı aylarda adet düzensizliği ve yumurtlama sorunları yaşanabilir. Kadında yumurtlamanın olmaması (anovuasyon) bir sorun olarak kabul edilmektedir.

Bu adet ve yumurtlama düzensizlikleri adetlerin ilk başladığı genç kızlık yıllarında genellikle sık rastlanan bir durumdur. Bu sorun genellikle adet başlamasından bir kaç yıl sonra kendiliğinden düzene girer. Aynı bağlamda yine kadın menopoza girmeden önce birkaç yıl sık sık yumurtlama ve adet düzensizlikleri yaşanır.

Yumurtlama olmayışının sebepleri genel olarak:

• Aşırı stresli bir ev ve iş yaşantısı,
• Yaşanan psikolojik travmalar,
• Aşırı yoğun egzersiz,
• Şok diyetler ve ani kilo kaybı,
• Aşırı kilolu olma, obezite,
• Ciddi şekilde beslenme bozuklukları (Anoreksia, Blumia),
• Ciddi kronik hastalıklar,
• Polikistik over sendromu (PCOS),

• Beyinde hipofiz bezi ile ilgili bozukluklar olması,
• Hipofiz tümörleri, adenomlar bulunması,
• Hipofiz kanlanmasını bozan (Sheehan sendromu gibi sorunlar) durumlar,
• Hiperprolaktinemi (Prolaktin yani süt hormonu yüksekliği),
• Prematür ovaryan sendromu,
• Troid bezi bozuklukları,
• Guatr sorunları (hipotroidizm, hipertroidizm),
• Perimenopoz sorunları (menopoz öncesi dönem),
• Emzirme dönemi: Lohusalarda özellikle çok fazla ve düzenli emziren kadınlarda bebek anne sütü ile beslenmeyi tamamen bırakana kadar bazı aylarda yumurtlama olmaması sık rastlanan bir durumdur. Bundan dolayı da adet gecikmeleri meydana gelebilir. Ancak bazı anneler çok düzenli emzirdikleri halde yumurtlama ve adetleri de düzenli olarak gerçekleşebilir.
• Genetik sorunlar (Turner sendromu gibi),
• Kullanılan bazı ilaçlar (Anti- depresan ve anti- psikotik ilaçlar),
• Bazı yumurtalık tümörlerinin varlığı,
• Hiperandrojenizm, Adrenal yetmezlik gibi adrenal bezi ile ilgili hastalıkları (Böbrek üstü bezi hastalıkları)

Yumurtlamanın olmaması ya da düzensizleşmesine sebep olan bu sebeplerin pek çoğu için önlem alınabilir ve tedavi uygulanabilir. Özellikle çocuk sahibi olmak isteyen ve doğal yolla gebe kalamayan kadınlarda kısırlığın en sık nedenleri arasında yumurtlama olmaması (anovulasyon) yer almaktadır. Bu durumda yumurtlama olmamasına neden olan bir durum tespit edildiğinde tedavilerle bu sorun ortadan kaldırılır. Bu bağlamda yumurta geliştirici, yumurtlamayı uyaran ilaçlarla tedavi uygulanır.

Kısırlık tedavileri, üremeye yardımcı tedavi yöntemlerinin her birine başlanmadan önce, mutlaka kadının yumurtlama fonksiyonları kontrol edilir. Çünkü kadınlarda kısırlığa sebep olan en önemli faktörlerin başında yumurtlama düzensizlikleri ve kimi zaman da yumurtlama olmayışıdır. Bu bağlamda gebelik elde edebilmek için uygulanacak tedavilerin neredeyse hepsi kadınlarda yumurtlamayı gerçekleştirmeye, düzenlemeye yönelik önlemleri ve uygulamaları içermektedir.

Günümüz tıp teknolojisi ve üreme tedavileri doğrultusunda en başarılı sonuçlar alınan tüp bebek tedavisi de; ilk olarak kadının yumurtlama düzeninin sağlanması ve daha kaliteli yumurta elde edebilmek üzerine çalışmaktadır. Yapılan muayene ve testler sonucunda yumurtlamayı engelleyen sebep belirlenir ve bunu ortadan kaldıracak önlemler alınır. Zira düzenli olarak yumurtlayamayan kadının doğal yolla gebe kalması çok zor, hiç yumurtlayamayan kadının gebe kalabilmesi ise imkansızdır. Bundan dolayı da yumurtlamayı düzenli hale getirmek ya da en azından kadının yumurtlama sürecinin devam etmesi gebe kalabilirlik açısından hayati önem taşıyor.