Gebelik ve Kalp Hastalıkları

D Vitamini Seviyesi Tüp Bebek Tedavisi Başarısında Etkili Midir?
14 Kasım 2017
Hormon Bozukluğu Belirtileri
16 Kasım 2017

Gebelik ve Kalp Hastalıkları

Temel yaşamsal organımız olan kalp, hem hayatta kalabilmemiz hem de yaşamımızı sağlıklı bir şekilde devam ettirebilmemiz için hayati önem taşıyor. Temel görevi vücutta iki ayrı dolaşım sistemine de kanı pompalamak olan kalp, kanı ilk olarak, bedenin başlıca atardamarı olan aorta, oradan da öteki atardamarlara pompalar. Kalp sayesinde kan, tüm organları ve dokuları dolaşıp oksijenini bırakır ve daha sonra, toplardamar ile kalbe geri döner. Kan, kalbin ikinci dolaşımına girdikten sonra, yeniden oksijen almak için akciğerlere pompalanır ve oksijenle doldurulmuş olarak tekrar kalbe gelir. Yani, vücudumuzun her bir organına, hücresine kanı, oksijeni gönderen organımız kalbimizdir. İşte bu nedenledir ki, kalp sağlığında en küçük bir pürüz oluştuğunda, tüm vücut, her bir organ bu olumsuzluktan etkilenmektedir. Bu bakımdan kalp sağlığını korumak hayati önem taşıyor. Zira kalp hastalıklarına sahip olanlar için pek çok hayatın her döneminde pek çok sorunla karşılaşmaktalar. Özellikle de kalp hastası kadınlarda gebe kalmak, sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmek zor olabiliyor.

Gebelikte kalp sağlığı

Kalp sağlığı küçük, büyük, genç, yaşlı herkes ve hayatın her döneminde çok önemlidir. Ancak hamilelik dönemi bir kadının yaşamının en hassas dönemlerinden birisi olduğu için kalp sağlığı hem bebek hem de anne adayı için daha da önemli hale gelir. Gebelik döneminde bebek hızla büyür ve bebeğin ihtiyaçlarını karşılamak, anneyi doğum sırasındaki kan kaybına daha dirençli hale getirmek için kalp ve dolaşım sisteminin sağlığı çok önemlidir. Zira sağlıklı ilerleyen bir gebelikte zaten bu ihtiyacı karşılamak amaçlı bazı değişiklikler olur.

Gebelikte görülen değişiklikler

Gebelik döneminde normal dönemle kıyaslandığında kadının vücudunun kan hacmi hızlı bir şekilde artar, kan daha çok sulanır. Kan hacmi artınca kalbin bir dakika içinde pompaladığı kan da artar. Bunlara bağlı olarak kalbin atış hızı da % 30 – 50 oranında yükselir. Gebelik döneminde kan basıncında da değişiklikler gerçekleşir. Gebeliğin ilk 3 aylık döneminde kan basıncı normale göre düşer, ikinci 3 aylık dönemin ortasına kadar düşük seyreder. Gebeliğin son 3 ayı içinde ise kan basıncı normal devam eder.

Bunlardan yola çıkarak gebeliğin 5. haftasından 8. haftasına kadar süren 3 haftalık dönemde, kadının kalp damar sisteminde olması gereken normal değişimler başlamaktadır. Gebe kalmakla birlikte kalp atış hızı bir miktar artıyor. Kalbe gelen yük her geçen gün fazlalaşırken, kan basıncı % 10 oranında düşüyor. Rutin gebelik esnasında olduğu gibi hormonsal değişimler yaşanıyor ve damar duvarları zayıflıyor. Doğumdan sonraki birkaç gün içinde de bebeğin ana atar damara olan baskısı ortadan kalktığı için annenin dolaşım sisteminde yine bir takım değişimler gerçekleşir.

Gebelik sonrasındaki bu erken dönem de aynı gebelik dönemi gibi dikkat gerektirmektedir. Gebelik döneminde rutin olarak yaşanan hafif nefes darlığı, yorgunluk, şiddetli olmayan çarpıntı, yürüme mesafesinin kısalması, anne adayının bacaklarında çok ciddi olmayan şişlikler, sırt üstü yatıldığında oluşan nefes darlığı ve benzeri şikayetler, değişimler gebelik döneminin normal değişimleri olarak kabul edilir. Ancak bunların dayanılmaz bir hal alması, kadının rahatsız etmesi ya da anne adayının normal dışı bir sorun hissetmesi durumunda doktora danışmak gerekiyor.

Gebelikte kalp hastalıkları ve etkisi

kalp

Kalp hastalıkları, bir kadın için tüm yaşamsal fonksiyonları olduğu gibi, anne olmayı da riskli hale getirebilir. Yaşanması muhtemel risklerin kadın gebe kalmadan önce fark edilmesi ve bu bağlamda gerekli önlemlerin alınması hem anne adayı hem de bebeğin sağlığı için çok önemlidir. Hatta kadının kalp sağlığındaki bazı sorunlar, gebelik sırasında anne ve bebeğin sağlığını riske attığı için bu kadınlarda gebeliğe izin verilmiyor.

Kalp hastalarının alabileceği gebelik öncesi koruyucu önlemler

Aslında her normal kişinin yılda bir kez düzenli olarak kalp ve damar sağlığının kontrolü için doktora başvurması önerilir. Özellikle de gebe kalmadan önce bir kalp hastalığı olup olmadığının öğrenilmesi çok önemlidir. Bu bağlamda bilinen kalp hastalığı olan, 35 yaş üzerindeki ileri yaş gebelik planlayan, ailesinde ciddi kalp hastalığı öyküsü olan ve kalp hastalıkları risk faktörleri taşıyan kadınlar mutlaka kardiyolojik muayeneden geçmelidir. Zaten bilinen bir kalp hastalığı olan gebelerin takibi öncelikle kardiyolog, kadın doğum uzmanı ve anne adayının dahil olduğu takım çalışması şeklinde yapılır. Gebe kalmadan öncesinde başlanmak şartıyla tespit, planlama, koruyucu önlemler şeklinde yol izlenir. Kalp hastası olup da gebe kalan kadınlar da, normal hamilelerden çok daha sık ve düzenli olarak kontrolden geçirilir.

Gebelik için risk teşkil eden kalp sorunları

“Kalp hastalığı, gebeliğe engeldir” şeklinde genel bir kanıda bulunmak yanlıştır. Ancak kalp rahatsızlıkları çok büyük tehlike içermektedir. Özellikle de gebelik döneminde kalp rahatsızlığı yaşayan kişilerin özenle kontrol altında tutulmaları gerekir. Bununla birlikte belirli bir grup kalp hastalığı olan kadınların ise gebe kalması hem anne hem de bebek sağlığı için çok riskli olabiliyor. Bu sebeple bilinen bir kalp rahatsızlığı olan kadınlar gebelik öncesinde psikolojik destek almalılar. Çünkü kadının kalp hastalığı gebelik dönemini psikolojik olarak da zora sokabilir. Bu bağlamda doktor, psikolog ve anne adayı detaylı diyalog halinde olmalı. Ancak bazı kalp hastalıkları gebeliği asla mümkün kılmayacak ciddiyette olabiliyor. İşte böyle bir durumda ise anne adayına detaylı bilgiler verilmeli, kadın gebelikten vazgeçirilmelidir. Hatta bunun için kalp hastası kadın ve eşi ileriye yönelik olarak korunma yöntemleri hakkında da bilgilendirilmedir.

Gebeliğe engel olan kalp hastalıkları

kalp-sagligi

Gebeliğe engel teşkil eden kalp hastalıkları, siyanotik konjenital kalp hastalıkları olarak adlandırılmaktadır. Bu vakalarda doğumsal ve morarmanın eşlik ettiği kalp hastalıkları söz konusudur. Bu tür kalp hastalıklarında doktorların cerrahi müdahalesi mümkün olmuyor, ileri kapak hastalıkları söz konusu oluyor, akciğer basıncı ileri derecede artmış oluyor, ileri evre kalp yetersizliği ve kapak darlığı görülüyor. Kalp kapakçıklarında ileri derecede darlık veya yetersizliği bulunan erkekler, kadınlar, gündelik efor kapasitesi dinlenme sırasında bile nefes darlığı çekiyorlar. Dolayısıyla bu durumdaki hastalarının kalbinin gebeliği kaldırabilmesi çok da mümkün değil, gebe kalmaları sakıncalıdır.

Özel takip gerektiren kalp hastalıkları gebeliğe engel olmaz!

Kalp rahatsızlıklarının hepsi çok ciddi hayati tehlike taşımaz, gebeliğe de engel olmaz. Örneğin kalbinde delik olan kadınlar, muayenelerinde kalp ve akciğere hayati önem taşıyan bir yük oluşturmadığı ispatlanmışsa, gebe kalabilir. Kalp deliği geniş olan hastalarda ameliyat sonrası gerekli önlemler alınarak gebe kalmak mümkün olur.

Kalp ameliyatı olarak kalp kapakçığı değişmiş ya da kalp kapağında onarım yapılmış olan kadınlar ise genellikle gebelik öncesi detaylı bir şekilde kontrol edilir. Gebelik süresince de takip edilerek belirli bir oranda riski göze alarak gebe kalabilir.

Tedavi edilebilir düzeyde ritim problemi olan kadınların ise gebelik öncesi ablasyon işlemi yapılır, sonrasında normal bir şekilde gebe kalmalarında sakınca yoktur.

Hayat boyu ilaç kullanımı gerektiren ritim problemlerinde ise, detaylı bir muayene ve risk analizi önem taşıyor. Bu hastaların gebe kalmaları riskli olmakla birlikte mümkündür. Ancak düzenli olarak takip ve kontrol edilmeleri gerekir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.