Artrit, eklem iltihabı anlamına gelmektedir. Romatoid artrit ise, el eklemleri, el bileği ve ayak eklemleri gibi küçük eklemlerin ve dirseklerin öncelikle etkilendiği bir rahatsızlıktır. Romatoid artrit; kronik, yani 6 haftadan uzun süreli devam eden ve etkilediği eklemde hasara neden olan ve birçok organ ve sistemi de etkileyen bağışıklık sistemi iltihabi eklem hastalığıdır. Romatoid artrit tuttuğu eklemde hasar oluşturur ve sakatlığa neden olur. Bu rahatsızlık toplumda yaygın bir hastalık olup, her 100 kişiden birinde, hayatının bir döneminde görülür. Romatoid artrit her yaşta gelişebilir, ancak genellikle 40-60 yaşlarında başlar ve kadınlarda erkeklerden 3 kat daha fazla görülür.
Romatoid artrit; eklemlerde yaşanan iltihabi bir rahatsızlıktır. Eklem ise vücudumuzda iki kemik ucunun birleştiği noktalardır. Bu eklemler vücudumuzun çeşitli bölgelerinin hareket edebilmesini ve esnek olabilmesini sağlar. Vücuttaki eklemlerden sadece çok azı hareketsizdir. Kemiklerin hareketi, tendonlarla kemiğe bağlanan kaslar yardımıyla gerçekleşir. Eklemi oluşturan kemik uç noktaları ise, kıkırdaklarla kaplıdır. Eklemlerin içinde sinovyal sıvı adı verilen bir sıvı vardır ve bu sıvı sürtünmeyi önler. Eklemin etrafında bulunan kas ve bağlar da eklemi destekleyerek durabilmesini sağlar.
Eklemin yapısını oluşturan tendonların ya da eklem zarının iltihaplanması, eklem aralığının daralması ve aşınma olması, eklemin duruş bozukluğu, ekleme yakın yerlerde ağrılı, kızarık, şiş nodüller bulunması gibi pek çok farklı sebeplerle eklem ağrısı oluşabilir.
Bağışıklık sistemi; kişiyi bakteri, virüs veya vücuda girebilecek her türlü yabancı maddelere karşı bizi koruyan ve onlara karşı savaş veren bir sistemdir. Kişinin bağışıklık sistemi ne kadar kuvvetli ise, hastalıklara yakalanma riski de o kadar düşük olur. Bu bağlamda bağışıklık sistemi hastalıklarında ise, bağışıklık sistemi aynı zamanda kişinin kendi bazı vücut dokularına karşı da, bağışık serum üreterek savaş açar. Bu sorun bazen tiroit, karaciğer gibi belli bir organa yönelik olurken, bazen de organa özgü olmayıp tüm sistemi etkileyebilir. İşte romatoid artrit de, sistemik bir bağışıklık bağ dokusu hastalıklarından birisidir. Bağışıklık sistemindeki bu soruna, neyin sebep olduğu, bu sorunun neyden kaynaklandığı tam olarak bilinmiyor. Ancak kişinin genetik yapısı ve beslenme alışkanlıkları, sigara, alkol kullanımı ve geçirilen bazı enfeksiyonlar gibi pek çok etken bu sorunda rol oynayabiliyor. Romatoid artritte eklem ve çevresinde gelişen iltihap, zamanla eklemde hasara neden oluyor.
Romatoid artrit; bir eklem iltihaplanması sorunudur. Bu bağlamda en sık olarak el ve ayak parmaklarının küçük eklemleri, el bileği ve ayak bileğinde, daha az olarak diz ve dirseklerde, nadiren de kalça, omuz ve boyun bölgesinde romatoid artrit görülür. Ancak romatoid artrit; sakro-iliak eklem, bel ve sırt omurgaları, el ve ayakta en uçta yer alan eklemlerde görülmez.
Romatoid artrit genellikle özellikle el, bazen ayak küçük eklemleri, el bileğinde ağrı, şişlik ve sabahları eklemlerde sertlik şeklinde şikayetlerle başlar. İlk önceleri bu şikayetler kısa süreli olur ve bir süre sonra geçer. Ancak sonradan bu şikayetler devamlı olarak yaşanmaya başlar. Zamanla kişi diz, dirsek, omuz, ayak bileği gibi büyük eklemlerde de benzer sorunları yaşar ve gün içinde bu sorunlar rahatsız edici bir hal alır. Bunların dışında kas ağrıları, halsizlik, yorgunluk, anemi, kilo kaybı ve bazen hafif de olsa ateş gibi yakınmalar da olur.
Romatoid artrit şiddeti ve şikayetleri kişinin acı eşiğine göre kişiden kişiye değişir. Kronik bir hastalık olan romatoid artrit çok uzun yıllar sürer; bazen de bir ömür boyu devam eder. Kimi zaman alevlenirken zaman zaman da şikayetlerin şiddeti azalır. Kimi zaman mevsim geçişleri, stres, enfeksiyon gibi nedenler hastalığın semptomlarını tetikleyebilir.
Romatoid artrit tedavi edilmediğinde, zamanla eklemlerde ciddi hasar oluşur, iltihaba bağlı olarak önce kıkırdak sonra altındaki kemik zarar görür. Bu hastalığın vereceği hasarın şiddeti ve süresi de yine kişinin bireysel özelliklerine göre farklılık gösterir. Zaman içinde ilerleyen romatoid artrit, kişinin hareket yeteneğini kısıtlar ve hatta sakatlıklara sebep olur. Bu hastalar özellikle el eklemlerinde tutma, kavrama gibi işlevlerde kayıp yaşarlar.
Kişinin özellikle el eklemleri gibi küçük eklemlerinde 6 hafta ve daha uzun süre şişlik ve ağrının olması romatoid artrit şüphesini artırır. Bunun tespit edilebilmesi için doktor tarafından artrit seyrinin ağrı ve inflamasyon giderici ilaçlar kullanılarak gözlenmesi, takip edilmesi gerekebir.
Romatoid artrit tanısında uygulanan kan testleri ise; tam kan sayımı, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, C-reaktif protein inflamasyon belirteci, eritrosit çökme hızı, inflamasyon belirteci, romatoid faktör, klinik bulgu varlığında romatoid artrit tanısını destekleyebilen otoantikor ve anti-sitrüline peptit antikor romatoid artrit tanısını mümkün kılar.
Romatoid artrit tanısında akciğer grafisi ve etkilenen eklemlerin direkt filmleri de çekilebilir. Fakat hastalığın erken dönemlerinde direkt eklem grafileri ile tanımlayıcı bulgu elde edilemez. Hastalığın tanısı konmaması ve dolayısıyla da tedavi edilememesi durumunda yıllar sonra eklem aralıklarında daralmalar, kemikte küçük oyuklar oluşur. Bu sebeple eğer doktor gerekli görürse eklem ultrasonografisi ya da ilaçlı manyetik görüntüleme isteyebilir. Akciğerde romatoid artrit sorunundan şüphelenilmesi durumunda, ince kesitli akciğer tomografisi, göz, kalp gibi diğer organlarda etkilenme varsa da daha ileri değerlendirmeler yapılarak tedavi planlanır.
Romatoid artrit bir tür bağışıklık sistemi sorunu olduğundan bu hastalar, diğer hastalıklara normalden daha hızlı ve kolay yakalanabilirler. Bunlar; koroner kalp hastalığı, miyokard infarktüsü, inme gibi kardiyovasküler hastalıklar, anemi, eklem enfeksiyonu veya eklem dışı enfeksiyonlar, osteoporoz, göz kuruluğu, göz iltihabi gibi hastalıklardır. Fakat romatoid artridin kontrol altına alınması ve koruyucu tedavi ile bu ek rahatsızlıkların görülme riski de azalacaktır.
Romatoid artrit mevcut olan eklemlerde kalıcı hasarlar görülmektedir. Hastalığa bağlı yaşanması muhtemel sakatlığın önlenmesi için erken tanı ve bu dönemde hastalığı durduracak ilaçların kullanılmasına başlanması çok önemlidir.
Romatoid artrit, bir bağışıklık sistemi sorunu, eklemlerde iltihap oluşumudur. Bu hastalığın kendisi gebelikte anne karnında büyüyen bebeğe zarar vermez. Ancak romatoid artrit semptomları gebelik döneminde gelişebilir. Romatoid artrit dolayısıyla gebelerin düşük yapma, düşük ağırlıklı bebek doğurma gibi risklerle karşılaşmaları beklenmez. Bu hastalığı yaşayan kadınların büyük çoğunluğu gebelikte herhangi bir komplikasyon olmadan normal gebelik yaşar, sağlıklı bir bebek doğurabilir. Ancak romatoid artrit hastalarının düzenli olarak kullanmaları gereken ilaçlar bulunmaktadır. İşte bu ilaçların gebelik döneminde kullanılması bazı doğum kusurlarına yol açma riski taşıyor. Hamile kadınlar ya da veya gebe kalmak isteyen kadınlar bu ilaçların kullanımı konusunda doktorla mutlaka görüşmeliler. Bu bağlamda uygun bir tedavi ve iyi bir doğum öncesi bakımla romatoid artrit hastası olan kadınlar da sorunsuz bir gebelik geçirebilir ve sağlıklı bebekler doğurabilirler.
Romatoid artrit hastası olan kadın ve erkeklerin üreme yeterliliklerinde her hangi bir azalma olduğunu gösteren bir çalışma yoktur. Daha doğrusu uzmanlar, doktorlar bu konuda bazı görüş ayrılıkları yaşamaktalar. Ancak yapılan araştırmalar; romatoid artrit sorunu olan birçok kadının, romatoid artrit sorunu olmayan kadınlara göre daha geç gebe kalabildiklerini gösteriyor. Bu durumun romatoid artritin kadında cinsel dürtüyü azaltması, yumurtlama düzenini sekteye uğratmasından kaynaklanıyor olabilir.
Romatoid artrit erkeklerde ise sperm sayısını ve fonksiyonlarını geçici olarak azaltmakta ve böylelikle libidoda (cinsel dürtülerde) azalmaya yol açarak ereksiyon problemlerinin yaşanmasına sebep olmaktadır.
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda hem erkek hem de kadınlarda cinsel semptomları iyileştirmek ve geliştirmek için romatoid artrit sorununun erken dönemde teşhis edilmesi ve tedaviye başlanması gerekir. Romatoid artritin tam olarak tedavi edilebildiği vakalarda hem erkek hem de kadınlarda üreme fonksiyonları normal şekilde çalışır.
Romatoid artrit hastası olan kadın ve erkek öncelikle hastalığı tedavi eden doktora bebek isteği konusunda bilgi vermeliler. Zira romatoid artrit hastalığı için alınan bazı ilaçlar erkekte sperm problemlerine, kadında ise yumurtlama sorunlarına yol açabiliyor. Bu da olası bir gebelik durumunda doğum kusurlarına neden olabilir.
Özellikle romatoid artrit tedavisi için leflunomid içeren ilaçlar kullanılmaktaysa, tedaviden çok daha sonraki bir süreç için gebelik planlaması yapılması gerekir. Çünkü bu tür içeriklere sahip olan ilaçlar gebe kalmayı ileri bir tarihe atabilir, geciktirebilir. Ancak romatoid artritli kadınların gebe kalması durumunda gebelik boyunca romatoid artrit konusunda hekimle iletişim halinde olmak çok önemlidir. Bu durumda gebelik boyunca hem annenin hem de sağlığı için en uygun tedaviler uygulanmalıdır. Zira özellikle romatoid artrit için kullanılan ilaçların bazıları tehlikeli olabilmektedir.
Romatoid artrit hastaları gebe kaldıklarında hastalığın semptomlarının artacağından endişe duyarlar. Ancak nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte gebelik döneminde romatoid artrit semptomları azalmaktadır. Romatoid artrit hastası gebelerin ortalama % 70 – 80’inde olumlu etkiler görülür. Ancak bu olumlu gidiş doğum sonrasında eski haline döner.
Romatoid artrit ilaçlarının anne karnındaki bebeğe getirebileceği potansiyel olumsuz etkiler göz önünde bulundurulmalı ve gebe kalmadan önce hastalığın tamamen tedavi edildiğinden emin olunmalıdır. Her ne kadar romatoid artrit hastaları sağlıklı bebek dünyaya getirebiliyor olsalar da riskler de göz ardı edilmemelidir. Bu bağlamda kondom, vajinal halka ve rahim içi araç gibi doğum kontrolü yöntemleri faydalı olur.