Ortalama 15 – 45 yaş arasındaki, yani üreme çağındaki kadınların yumurtalıklarında her ay düzenli olarak yumurta üretilir. Kadının hamile kalmadığı aylarda da yumurtlama olur, ancak gebelik gerçekleşmediği için hormon salgılanma düzeyleri düşer ve o ay gebeliğe hazırlanan rahim iç tabakası hormonlardaki azalmaya bağlı olarak adet kanaması ile birlikte vücuttan dışarı atılır. Adet kanamaları normal koşullarda 3 – 5 gün sürer. Kimi zaman adet dönemi 2 gün ya da 7 gün sürebilir. Bu bağlamda 2 günden daha kısa ve 7 günden daha uzun süren adet kanamaları bir sorunun, rahatsızlığın belirtisi olabilir.
Adet dönemi genel olarak belli özellikleri olan bir dönem olmasına karşın, aslında her kadın için farklı belirtiler ve semptomların da yaşanabildiği bir dönemdir. Bazı kadınlarda adet döneminin öncesinde adetin başlayacağının habercisi olan bir takım belirtiler görülür. Bunlar adetten 10 – 15 gün önce başlayan ve adet kanaması bitinceye kadar devam eden değişikliklerdir. Adet öncesi belirtileri yaşayan kadınlar genel olarak; ani duygu durum değişiklikleri, uyku düzensizliği, gerginlik, sinirlilik, göğüs bölgesinde hassasiyet, ödem, halsizlik, sıcak basması, beslenme bozukluğu, baş ve kasık bölgesinde ağrı, kramp, bazı cilt sorunları ve konsantrasyon eksikliği şeklinde sorunlar yaşamaktalar. Bunların birkaçını, tamamını ya da bunların yanında başka belirtileri de yaşamak mümkündür. Adet kanaması başlamadan önce görülen ve adet dönemi sonuna kadar devam eden bu belirtilere PMS (adet öncesi sendromu) adı verilir.
Genellikle adetten 1 hafta öncesinde başlayan bu ruhsal ve fiziksel değişimler, gerginlikler ve şikayetleri kadınların bazıları çok hafif yaşar ve günlük yaşamında çok fazla etkilenmezken, bazı kadınlar için bunlar çok büyük sorunlar şeklinde yaşanmaktadır. Bu sorunları şiddetli olarak yaşayan kadınların bu dönem içinde iş yaşamı, aile ve arkadaşlık ilişkileri bile sekteye uğrayabilmektedir. Bu süreçte çok ciddi rahatsızlık yaşayan kadınlar genellikle ağrı kesiciler kullanarak sorunu hafifletmeye çalışmaktalar. Bunlardan daha az etkilenmek ve en sağlıklı şekilde kurtulmak için en doğrusu bir uzmandan yardım almaktır.
Regl öncesi sendromu belirtileri her kadına göre değişebilen yaklaşık 150 civarında belirti gösterir. Ancak bunlar içinde ortalama 10 tanesi hemen her kadında görülen belirgin şikayetlerdir. Adet öncesi sendromunun tanısında önemli olan, şikayetlerin belirtilen dönemler içinde sıklıkla devam etmesidir. Bu belirtiler;
Adet öncesi sendromu kimlerde görülür?
Adet öncesi sendromu, üreme çağı içindeki her bir kadında görülebilmektedir. Bunun için çok net bir yaş aralığı ya da kadına ait farklı bir özellik söz konusu değildir. Ancak bir genelleme yapmak gerekirse 30 yaşından sonraki süreçte kadınların adet öncesi sendromunu daha fazla ve şiddetli şekilde yaşadıkları söylenebilir.
Adet öncesi sendromu neden olur?
Adet öncesi sendromunun sebeplerine dair pek çok araştırma yapılmış ve yapılmaya da devam etmektedir. Kesin olarak neden kaynaklandığına dair bir tespit yapılamamakla birlikte bazı sebepler ortaya konmaktadır. Bunlar içinde en belirgin olan etken bu dönemde yaşanan hormonsal değişimlerdir. Bunun yanında adetten önce kadının vücudunda şişkinlikler olması, birkaç kilo alınması da ruhsal bazı gerginliklere sebep olabiliyor.
Adet öncesi sendromu tanısı nasıl konur?
Adet öncesi sendromu tanısı konabilmesi için öncelikle kadının benzer şikayetlere neden olan başka bir hastalığın olmaması gerekir. Aksi halde sorunların tam olarak neyden kaynaklandığı, adet öncesi sendrom mu, yoksa başka bir sorun mu olduğunun anlaşılması zor olur. Bununla birlikte kadının vücudunda ödem olması da önemli bir belirtidir. Bu sürecin net faktörlerinden birisi olan depresyon da tanı konmasında yardımcı olur. Normalde hiçbir sorun yokken adet öncesi dönemde yaşanan aşırı duygusal boşluk ya da yalnızlık, mutsuzluk hissi adet öncesi sendrom tanısında önemlidir.
Bu bakımdan gerginlik, huysuzluk gibi şikayetlerin düzenli olarak 3 adet döneminin öncesinde görülmesi ve adet kanaması bittikten 3 gün sonrasında bu şikayetlerin kendiliğinden kaybolması adet öncesi sendromu tanısı konulabilmesi için yeterlidir. Bu bağlamda şikayetlerin tümünün günlük yaşamı olumsuz yönde etkiliyor olması da önemlidir.
Ayrıca adet öncesi sendromu şikayeti ile ilgili tanı koyabilmek için bu belirtilerle ilgili bir günlük tutmak çok faydalı olabilir. Kadın bu amaçla; adetten kaç gün önce hangi şikayetler ne kadar sıklıkla görülüyor, hangi şiddetle belirtiler seyrediyor gibi bilgileri kapsayan bir günlük sayesinde adet öncesi sendromu ile ilgili tanı konması kolaylaşır.
Adet öncesi sendromuyla ilgili şunu bilmekte fayda var ki; adet öncesinde sendromda kilo kadınlar almaz. Ancak karın bölgesinde, göğüslerde ve yüz çevresinde belirgin bir şişlik görülür. Ayrıca bu süreçte hormonsal değişimlere bağlı kabızlık şikayeti de görüldüğü için bu kabızlık da vücuda şişkinlik hissi verir. Adet döngüsünün bitmesiyle kabızlık sona erer ve vücuttaki ödem atılır.
Adet öncesi sendromu nasıl tedavi edilir?
Kadınlarda adet kanamasından 1 hafta, 10 gün, hatta bazılarında 15 gün öncesinde başlayabilen bu adet öncesi sendromu kadının yaşam konforunun arttırılabilmesi için kesinlikle tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Zira bu sorunlardan kadının kendi kendine kurtulması çok da mümkün olamayabiliyor. Adet öncesi sendromlarının tedavisinde genellikle hormon tedavisi, ilaç tedavisi, psikiyatrik tedavi ve psikososyal düzenlemeler bir bütün olarak ele alınmaktadır. Bunlardan birinden çok her birinin göz önünde bulundurulduğu ve uygulandığı bir tedavi süreci sonunda bu belirtileri azaltmak, yok etmek mümkün olabiliyor.
Adet öncesi sendromunun tedavisinde asıl amaç; belirtilerin iyileştirilmesi veya ortadan kaldırılmasıdır. Bu bağlamda ilaç tedavisi çok ciddi ve şiddetli adet öncesi sendromu belirtileri olan kadınlarda uygulanmaktadır. Bununla birlikte doğum kontrol hapları da adet öncesi sendromu tedavisinin hormon dengeleme aşamasında kullanılmaktadır. Bu süreçte uygulanan tüm ilaçlı tedaviler kesinlikle doktor kontrolünde ve doktorun reçete ettiği ilaçlarla yapılmalıdır.
Ancak bu tedavinin önemli bir ayağında da kadının hem fiziksel hem de ruhsal şikayetlerini hafifletmek adına daha sağlıklı bir beslenme programı uygulamak faydalı bir yaklaşım olabilir. Bununla birlikte bu dönemde hafif egzersizler yapmak, düzenli olarak yürüyüş yapmak da bu şikayetlerin azalmasına yol açabilir.
Adet öncesi sendromu tetikleyen faktörler nelerdir?
Adet öncesi dönemde duygusal bozukluk
Adet öncesi sendromu belirtileri çok şiddetli boyutta yaşanıyorsa, bu sorunlar yaşamı olumsuz etkiliyorsa bu adet öncesi sendromu değil, daha çok adet öncesi duygusal bozukluk olabilir. Bu tür durumlarda tedavi için antidepresanlar ya da terapi uygulanması gerekebilir.
Adet kanaması yaklaştığı dönemde kadınların hepsinde hormonsal değişiklikler yaşanmaktadır. İşte bu değişimler kadınların yaklaşık % 75’inde normalden daha şiddetli şikayetlere sebep olabilir. Şikayetler kadınların yaklaşık yarısında hafif seyreder ve kişinin günlük yaşantısını etkileyecek boyutta olmaz. Kadınların diğer yarısında ise depresyon da dahil olmak üzere çok daha ciddi psikolojik şikayetler ortaya çıkar. Adet öncesi dönem şikayetleri fizyolojik ya da psikolojik olabilir, hatta sosyo- kültürel farklılıklardan da etkilenebilir. Bu bağlamda adet öncesi sendromu; hem fizyolojik hem de psikolojik sorunların bir birleşimi şeklindedir.