Epizyotomi Nedir, Neden Yapılır?

Pms (Regl Öncesi Sendromu) Nedir?
12 Şubat 2018
Leopold Manevraları Nedir?
13 Şubat 2018

Epizyotomi Nedir, Neden Yapılır?

Epizyotomi, normal doğum sırasında bebeğin başı daha çıkmadan önce, vajina açıklığının büyümesini sağlamak ve doğumu kolaylaştırmak için perine bölgesine yapılan bir cerrahi kesidir. İlk kez normal doğum yapacak olan kadınların çoğunluğuna epizyotomi uygulanırken, annenin ikinci ya da üçüncü doğumu ise doğumların yaklaşık % 50’sinde bu kesi uygulanıyor.

Epizyotominin uygulandığı durumlar nelerdir?

Epizyotomi, tüm normal doğumlar için rutin bir uygulama olarak düşünülmemelidir. Kesi açılması için çeşitli koşulların, zorunlulukların olması gerekir. Bu şartlar ve zorunluluklar:

  • Bebeğin makat gelişi,
  • Bebeğin kafasının normalde daha büyük olması,
  • Bebeğin prematüre olması,
  • Anne adayının ıkınmalarının yetmemesi,
  • Perine alanın hassas olması ve bu sebeple yırtılabilme riskinin yüksek olması epizyotomi uygulanmasını gerektirmektedir.

Epizyotomi annenin ıkınma süresini kısaltır ve doğum sürecini daha kolay hale getirir.

Epizyotomi  nasıl yapılır?

dogum-1

Öncelikle epizyotomi kesisi lokal anestezi ile uyuşturulur ve annenin her hangi bir ağrı, acı hissetmesi önlenir. Perine bölgesinin hassas olduğu zamanda  vajina girişinin alt bölümüne küçük bir kesi yapılır. Doğumun ardından ise açılan bu kesi doktor tarafından dikilir. Doğum gerçekleştikten sonra bu kesinin iyileşmesi genellikle kısa bir zaman alır, bu alandaki dikişler de kendi kendine erir. Bu dönem içinde dikiş ardından perine bölgesi çok temiz tutulmalı, hijyenine önem verilmeli, küçük de olsa darbe ve tahrişlerden korunmalıdır.

Epizyotomi sebebiyle doğum sonrasında o bölgede bir miktar ağrı ve sızı gibi sorunların olması beklenen bir durumdur. Ancak sağlık ve temizlik kurallarına özen gösterilirse kısa sürede iyileşecektir. Bu bağlamda enfeksiyon gibi sorunlara karşı ekstra bir titizlik göstermek gerekiyor. Epizyotomi uygulaması yapılan bölgenin iyileşmesi birkaç haftayı bulur. Ancak bu süreçten daha uzun bir süre geçtiği halde iyileşmez ise doktora başvurmakta fayda vardır.

Tüm normal doğumlarda epizyotomi yapılması gibi bir zorunluluk yoktur, hatta doğum uzmanlarının bazıları epizyotomi uygulamasını desteklemezler. Zira normal doğumun tamamen doğal olması gerektiğini ve müdahale yapılmaması gerektiği düşünülür. Fakat bazı durumlarda, zor koşullarda epizyotomi oldukça gerekli olabilmektedir. Bu sebeple bu kararı doktorun görüşü ve tanısına bırakmakta fayda var.

Epizyotomi neden yapılır?

Epizyotomi, bebeğin daha rahat çıkarılabilmesi, doğumun daha kolay gerçekleşebilmesi için yapılır. Buradaki asıl hedef; bebeğin kafası çıkarken perine bölgesi aşırı gerildiği için yırtılmasını önlemektir. Aksi halde bebeğin kafası çıkarken perine bölgesi kontrolsüz bir şekilde yırtılacaktır. Bu bakımdan perine bölgesinin yırtılarak daha fazla zarar görmemek için epizyotomi uygulanmaktadır. Bu kesi sayesinde perine kaslarının aşırı gerilmesi engellenebilir, ileride meydana gelebilecek estetik, yapısal ve fonksiyonel sorunlar yaşama riski en aza indirilebilir. Bu olası yapısal bozukluklar; mesane sarkması, kalınbağırsak sarkması, rahim sarkması şeklinde sıralanabilir.

Epizyotomi kimlere uygulanır?

dogum

Önce yıllarda doğum yapacak olan her kadın için standart bir şekilde epizyotomi uygulanması düşünülüyordu. Doktorlar ilk doğumda ya da çoğu zaman sonraki doğumlarda da epizyotomi uygulamasını zorunlu olarak görmekteydi. Ancak günümüzde bu işlemin rutin olarak uygulanması tartışılmaktadır. Hatta günümüzde ilk olarak ilk doğum, ardından ikinci doğumlarda rutin epizyotomi yapılan doktorların sayısı oldukça azalmaktadır. Eğer gerekli görülürse epizyotomi uygulanmaktadır. Ancak;

  • Anne adayının perinesinin normal doğum için dar olduğu,
  • Perine kaslarının çok fazla gerildiği,
  • Bebeğin başının perineden geçerken zorlanacak kadar büyük olduğu vakalarda mutlaka epizyotomi uygulanıyor. Bu sayede perinenin aşırı yırtılması önlenerek bu bölgenin estetiği de korunmuş oluyor.

Epizyotomi iz bırakan bir işlem midir?

Epizyotomi kesisinin iyileşme süresi ve iz kalıp kalmayacağı aslında işlemi yapan doktorun deneyimine bağlıdır. Eğer kesi, tecrübeli eller tarafından dikilirse ve o bölgenin hijyeni yeteri kadar korunursa incecik bir çizgi biçimde iz kalır.  Bu izin ne kadar derin olacağı, ne kadar belirgin olacağı ise doktorun deneyimi, kişinin genel özellikleri, kesi açılırken hangi tekniğin kullanıldığı gibi faktörlere göre değişmektedir. Ancak bazı vakalarda annelerin tüm özenine, doktorun başarılı bir işlem yapmasına rağmen biraz daha belirgin bir iz kalabiliyor. Burada kadının bünyesi ve cildinin kesiye verdiği tepki de önemlidir.

Epizyotomi sonrasında olumsuz durum yaşanır mı?

Epizyotomi, annenin perine bölgesine çizik şeklinde kesi atılması, küçük bir alanın kesilmesi demektir. Burada bir cerrahi işlem söz konusu olduğundan bazı riskler de barındırmaktadır. Bu işlem sonrasında en fazla karşılaşılan sorun ağrı ve idrar yaparken yanma hissidir. Ancak ağrılar, doktorun önerdiği ağrı kesiciler kullanılarak giderilebilen sorunlardır. Bu bağlamda işlemin yapıldığı alana buz torbası koymak ya da sprey şeklindeki anestezik ilaçlar kullanmak da faydalı olabilir. Annenin ağrı kesicilerle kesilmeyecek kadar yoğun ağrı hissetmesi durumunda ise alanda hematom denilen kan birikmesi sorunu oluşmuş olabilir. Kan birikmesi sorunu, epizyotomi dikilirken doktorun gözden kaçırdığı bir atardamarın açık kalması sonucunda kanamanın durmaması ve epizyotomi alanından çıkamaması neticesinde meydana gelir. Hematom tedavisi için epizyotomi kesisi tekrar açılmalı, sorunlu atardamar tespit edilmeli ve bağlanmalıdır. Bu işlemin ardından epizyotomi bölgesi kapatılabilir.

Epizyotomi işleminin oluşturabileceği bir diğer risk ise epizyotomi kesisinin dikişlerinin herhangi bir müdahale olmadan kendi kendine açılmasıdır. Bu gibi bir durum genellikle işlem sonrasında oluşan enfeksiyondan kaynaklanır. Epizyotomi sonrası dikişler eriyen metaryelden yapılmaktadır. Bu dikişler daha erimeden enfeksiyon oluşması, bu alanda kanama olması dikişlerin açılmasına yol açabiliyor. Bununla birlikte doğumun ardından cinsel ilişkide bulunulması da bu bölgede enfeksiyona yol açmaktadır. Tedavi için iki yol vardır. Eğer epizyotomi alanında herhangi bir enfeksiyon sorunu yoksa dikişler yeniden atılır. Ama enfeksiyon oluştuysa dikişler yeniden atılmaz. Öncelikle o bölge temizlenir, enfeksiyondan arındırılır. Bunun için antibiyotik ilaçlar kullanılır, tamamen iyileştiğinde ise bölgeye yeniden dikiş atılır.

Epizyotomi işleminin yol açtığı en büyük risk ise cinsel ilişki esnasında ağrı sorununa yol açmasıdır. Bu sorun disparoni olarak adlandırılır. Eğer epizyotomi doğru şekilde açılmadıysa ya da doğru bir şekilde dikilmediyse cinsel ilişki esnasında kadın, kimi zaman dayanılmaz şiddette ağrı hisseder. Bunun tedavisi için de yine bir doktor müdahalesi gerekmektedir. Eğer cinsel ilişki esnasındaki ağrı bir enfeksiyondan kaynaklanıyorsa, bir daha cinsel ilişkiye girmeden önce bu bölgenin enfeksiyondan temizlenmiş olması gerekir.

Dünya Sağlık Örgütü epizyotomi için ne diyor?

Epizyotomi, geçmiş yıllarda neredeyse tüm normal doğum yapan kadınlara uygulanmaktayken günümüzde bu işlemin tercih edilme oranı düşmüştür. Ancak hala yüksek bir oranda uygulanmaktadır. Oysaki Dünya Sağlık Örgütü (WHO) normal doğumlarda epizyotomi uygulanması için % 10 gibi düşük bir oran önermektedir. Ülkemizde ilk doğumunu yapmış kadınların neredeyse tamamına yakınına epizyotomi uygulanması ve çoğu kadının öncesinde böyle bir konu hakkında bilgilendirilmemiş olması doğru bulunmamaktadır. Bazı kadınlar belki de hiç zarar görmeden ya da çok hafif bir yırtıkla bebeğini doğuracakken kimi zaman gereksiz yere, “belki yırtık olur” mantığıyla kesi atmak çok da mantıklı olmayabilir. Bu bağlamda her doğumda kesi atılmasının gerekliliği söz konusu olmamakla birlikte doktorun gerekli gördüğü vakalarda epizyotomi uygulanmalıdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.