Bebek sahibi olmak isteyen her çift elbette ki öncelikle doğal yolla gebeliğin gerçekleşmesini ümit eder. Ancak bunun gerçekleşmemesi durumunda üremeye yardımcı tedavilerle bebek sahibi olma çalışmaları yapılır. Normal şartlar altında kısırlık şüphesiyle doktora başvurmak için çiftin belli bir süre doğal yolla gebeliği denemesi gerekir. Uzmanlar genellikle 35 yaşın altındaki çiftlerin ve özellikle de kadınların ortalama 1 yıl, 35 yaşın üzerindekilerinse ortalama 6 ay süre ile düzenli olarak korumasız cinsel ilişki yaşadıktan sonra kısırlık şüphesiyle doktora başvurmaları gerektiğini belirtmekteler. Zira bilinen her hangi bir rahatsızlığı ya da gebeliğe engel bir durumu olmayan kişilerin ilk bir aylık dönem içinde kadının yumurtlama sürecinde korumasız cinsel ilişki yaşadıklarında gebelik elde etme şansları yaklaşık % 25’tir. Ancak bu süre 1 yıla çıkınca, yani her ay yumurtlama döneminde korumasız ilişkiye girildiği durumlarda bu şans % 80 – 90’lara çıkabilmektedir. Tüm bunlardan yola çıkılarak en az 6 ay düzenli olarak korumasız cinsel ilişki yaşadığı halde gebelik elde edemeyen çiftler daha fazla vakit kaybetmeden doktora başvurmalılar.
Kısırlık şüphesiyle doktora başvuran kadın ve erkeğe doktor çeşitli testler, tahliller ve muayeneler uygular ve gebeliğin gerçekleşmeme sebebini tespit eder. Kısırlık vakalarında uygulanan tüm tanı işlemlerinin ardından gebeliğe engel durum % 85 olasılıkla tespit edilmektedir, geriye kalan % 15’lik bir bölümde ise kısırlık için her hangi bir sebep bulunamaz. Bu durumda da nedeni bilinmeyen kısırlık durumundan bahsedilir.
Yapılan tetkiklere göre kısırlığa sebep olan etken bulunduğunda o sorunu ortadan kaldırılacak bir tedavi uygulanır ve gebelik elde edilebilir. Bu bağlamda üremeyi mümkün kılacak, üremeye yardımcı pek çok tedavi yöntemi bulunmaktadır. Erkekten kaynaklı sorunlarda erkeğin sperm sayısını, kalitesini arttıracak uygulamalar yapılırken, kadından kaynaklanan kısırlık sorunlarında da kadına yumurtlama tedavisi, tüplerin açılması, rahim içi anomalilerin düzeltilmesi, aşılama yapılması ve tüp bebek tedavisi gibi pek çok tedavi yöntemi uygulanabilmektedir. Üremeye yardımcı tedavilerin en başarılı sonuçlar vereni tüp bebek tedavisidir. Ancak tüp bebek tedavisinin daha uzun süreli ve maddi açıdan daha külfetli olması sebebiyle mümkün olan çiftlerde öncelikle aşılama tedavisi tercih edilmektedir.
Aşılama tedavisi nedir?
Üremeye yardımcı tedavi yöntemlerinden birisi olan aşılama tedavisi, doğal yolla gebelik elde edemeyen çiftlerin sorunlarına bağlı olarak gerekli incelemeler yapıldıktan sonra uygulanmaya konmaktadır. Aşılama tedavisinde, anne adayının doğurganlığının yüksek olduğu dönemlerde baba adayından alınan spermler basit bir yöntem ile anne adayının rahmine enjekte edilmektedir. Kadının tüplerinin sağlıklı olduğu ancak gebelik elde edilemeyen ve nedeni açıklanamayan kısırlık sorunlarında çoğunlukla aşılama tedavisi tercih edilmektedir.
Baba adayının sperm sayısının ve hareketliliğinin az olduğu vakalarda sperm hücreleri yumurtaya ulaşabilecek ve dölleyebilecek bir kapasiteye sahip olmayabiliyor. Bu sebeple de aşılama yöntemi sayesinde spermlerin arasından en iyi, en kaliteli olan seçilerek direkt rahme yerleştirilebiliyor.
Aşılama tedavisi; vajinismus, erken boşalma ve impotans gibi cinsel işlev bozukluğu sorunları yaşayan çiftlerde de başarılı bir şekilde uygulanmakta ve gebelik elde edilebilmektedir.
Diğer üremeye yardımcı tedavilerle karşılaştırıldığında aşılama tedavisi, ağrılı bir uygulama değildir ve anne adayının uzun süreli olarak hastanede yatmasına gerek duyulmayan bir uygulamadır. Doğal yolla gebelik elde edemeyen çiftlerde aşılama tedavisinin başarı oranı ortalama % 20 civarındadır. Ancak bu başarı oranı; kadının yaşına, baba adayının sperm özelliklerine ve anne adayının tüplerin durumuna göre değişiklik gösterebilir. Ancak aşılama yönteminin başarısı biraz da bu süreçte anne adayının doktorun önerilerine uymasına da bağlıdır.
Aşılama öncesinde anne adayının bilmesi gerekenler
Doğal yolla gebelik elde edemeyen çiftlerde diğer tedaviler olduğu gibi, aşılama tedavisi de belli bir stres yaratmaktadır. Ancak tedavinin başarısı için anne ve baba adayının stresli ortamlardan ve durumlardan uzak durmaları gerekiyor. Zira stres tedavide başarı şansını düşürmektedir.
Gebelik olayı hem fiziksel hem de psikolojik faktörlerin birlikte işlediği bir süreçtir. Bu sebeple de anne adayının aşılama ve diğer tedavilere karşı pozitif tutum sergilemesi, kendini rahatlatması ve hazır hissetmesi tedavinin başarısını artırıcı etkenlerdir. Bu bağlamda anne ve baba adayı merak ettikleri konuları doktora sormalı, içlerinde her hangi bir kuşku kalmamalıdır. Doktorun doğru bilgilendirmesi ve rahatlatıcı bir tutum sergilemesi sayesinde anne ve baba adayının duydukları endişe ve korkular ortadan kalkacak, stres faktörü de uzaklaşacaktır. Bu bakımdan aşılamadan önce çiftler tedavi hakkında yeterli ve doğru bilgi edinmeliler. Aşılama sürecinde ve sonrasında karşılaşılabilecek riskler, başarı oranı, yapılması gerekenleri öğrenmek faydalı olur. Bu süreçte çiftler her ihtimale karşı hazırlıklı olmalı, başarı oranını artıracak yaklaşımlar izlemeliler.
Aşılamadan sonra anne adayının yapması gerekenler
Aşılama tedavisinde ağrı olur mu?
Aşılama tedavisi, ağrılı bir işlem değildir. Ancak sadece aşılamanın yapıldığı gün kasık bölgesinde belli belirsiz, çok hafif bir ağrı yaşanabilir. Eğer bu ağrı ilerleyen günlerde de şiddetini arttırarak devam ederse mutlaka doktora haber verilmelidir. Zira bu ağrıların aşılama ile bir ilgisi olmamakla birlikte bir hastalığın habercisi olabilir.
Aşılama tedavisi kanama yapar mı?
Aşılama tedavisi sırasında ve sonrasında kanama meydana getirecek bir durum yoktur. Ancak bazı vakalarda anne adayı lekelenme tarzında kanamalar görebilir ve kanamalar çok kısa bir süre içinde kendiliğinden kesilir. Yaşanan bu lekelenmenin gebeliğe bir etkisi yoktur. Anne adayı lekelenme değil de, bir kanama yaşıyorsa ve bu devam ediyorsa mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Tüm bu bilgilere ek olarak aşılama tedavisinden ortalama olarak 15 gün sonra bir kanama meydana gelebileceği bilinmektedir. Ancak bu kanama için endişelenmeye gerek yoktur. Eğer gebelik gerçekleştiyse gebeliğin rahim içerisine yerleşmesi sonucunda çevre dokuların zedelenmesi dolayısıyla halk arasında tutunma kanaması denilen durum yaşanmaktadır.
Aşılama kaç kez yapılır?
Aslında aşılama tedavisi için her hangi bir sınırlama yoktur. Fakat uzmanlar 3 kez aşılama denemesinin ardından başarı elde edilemediği durumlarda şans düşmüş olacağı için, tüp bebek tedavilerine geçilmesini önerirler.
Aşılama tedavisinde yumurtaların aşırı uyarılma durumunda ise doktor tedaviyi iptal eder ve tüp bebek tedavisine geçer.
Aşılama sonrasında progesteron kullanımı
Aşılama öncesinde, esnasında ve sonrasında her hangi bir ilaç ya da hormon kullanımı konusunda doktorun önerileri önemlidir. Bu bakımdan aşılama işlemi sonrasında progesteron hormonu kullanımı için de mutlaka doktorun önerileri önemlidir.