Bağışıklık sistemimiz hayatta kalmamız için olmazsa olmazdır. Bağışıklık sistemimiz olmasaydı vücudumuz bakteri, virüs ve parazitlerin saldırısına açık bir halde olurdu. Bu tarz patojenlerden bizi koruyan ve sağlıklı olmamızı sağlayan bağışıklık sistemimizdir.
Bağışıklık sistemi bütün vücut boyunca yayılmıştır ve pek çok hücre, organ, protein ve doku türleri bağışıklık sistemine dahildir. Bağışıklık sistemi, vücuda ait olan dokular ile yabancı dokuları ayırt edebilmektedir. Aynı zamanda ölü ve hatalı hücreleri de tanıyabilmekte ve bunları temizleyebilmektedir.
Bağışıklık sistemi bakteri, virüs ve parazit gibi bir patojen ile karşılaşırsa bunlara karşılık verir. Bu nedenle bağışıklık sistemini güçlü tutmak, sağlık açısından çok önemlidir.
Özellikle de hamilelerin bağışıklık sistemlerini hem kendileri hem de bebekleri için güçlü tutmaları gerekmektedir. Vücudun ihtiyaç duyduğu gıdalar hem kadının hem de bebeğin bağışıklık sistemini etkileyebilmektedir.
Hamilelik süresince annenin bağışıklık sistemi, bebeğin gelişimini korumak ve onu vücutta yabancı olarak algılamaması için bastırılır. Bunun olumsuz yanlarından bir tanesi gıda zehirlenmesi ve hamilelikte yaşanan enfeksiyonlardır. Ancak neyse ki sağlıklı bir beslenme düzeni, egzersiz ve iyi bir uyku düzeni ile hastalıkların oluşma riski azaltılmakta ve anne ile bebek sağlıklı olabilmektedir. Yedikleriniz ve içtiklerinize dikkat ettiğiniz sürece hamilelikteki enerjiniz maksimum seviyede olacak ve bu dönemde hasta olma riskiniz düşük olacaktır.
Hamilelikte Bağışıklık Sistemini Güçlendirmek için Gereken Besinler
Hamilelik boyunca bağışıklık sisteminizin güçlü olması için demir, olmazsa olmaz minerallerin başında geliyor. Demir, enerji seviyenizi arttırmak ve stres, enfeksiyon ve hastalıklara karşı dayanıklılığınızın artmasına yardımcı olur. Hamile kadınların yaklaşık yüzde 50’si üçüncü trimester boyunca demir eksikliği yaşamaktadır.
Vücudunuzda yeterli miktarda demir bulunmuyorsa bunu takviyeler yoluyla karşılayabilirsiniz. Bunun yanında koyu yeşil sebzeler, tam tahıl ekmek ve makarnalar, kırmızı et de demir açısından zengin gıdalardır.
D vitamini, güneş ışığı vitamini olarak da bilinir çünkü cildiniz güneşe maruz kaldığında doğal olarak D vitamini üretir. D vitamini, hücrelerin düzenlenmesinde ve enfeksiyonlarla savaşmasında vücudunuzun bağışıklık sistemine yardımcı olur. Özellikle hamileliğin üçüncü trimesterinde vücudun artan kalsiyum ihtiyacı ile birlikte D vitamini daha da önemli hale gelmektedir. D vitamini eksikliğinizin olması durumunda bazı gıda takviyeleriyle bu durumun önüne geçebilirsiniz. Gıda takviyelerinin yanı sıra somon gibi balıklarda, yumurta sarısında ve süt ürünlerinde de D vitamini bulunmaktadır.
Selenyum, demir, bakır, A,C,E vitaminleri B-6 ve folik asitin yanında çinko da önemlidir. Bağışıklık sisteminizin düzgün çalışabilmesi için bunların vücudunuzda yeterli miktarlarda bulunması gerekmektedir.
Probiyotikler de önem vermeniz gereken başka bir konudur. Probiyotikler mayalanmış süt ürünlerinin içerisinde bulunur. Kefir ve yoğurt gibi gıdalar mide ve bağırsak sağlığını korumak ve zararlı bakterileri önlemek ve B-12 ve K vitamini gibi vitaminlerin sentezlenmesini sağlamak için çok önemlidir. Probiyotik takviyeler özellikle de irritabl bağırsak sendromu ve Chron hastalığından muzdarip olan kişiler için önemlidir.
Probiyotik takviyelerin süt ve yoğurt gibi süt ürünleriyle birlikte tüketilmesi mide asidini koruyacak ve bakterilerin sindirim sürecinde hayatta kalmalarını sağlayacaktır. Süt ürünlerinin buzdolabında saklanmaları probiyotik özelliklerini korumaları açısından önemlidir. Yoğurtta bulunan laktik asit, probitotiklerin stabilitesini engelleyebilmektedir, ancak süt ürünlerini kısa süreli olarak buzdolabında saklanarak bu durumun önüne geçilebilir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmede hastalıklarla savaşan antioksidanlar ve fitokimyasallar önemli bir rol oynuyor. Antioksidan ve fitokimyasallar, pek çok bitkide ve renkli meyveler ile sebzelerde bulunuyor. Fitokimyasallar arasında izoflavonlar, fitatlar, indoller, flavonoidler, polifenoller, likopenler ve karotenoidler yer alıyor.
İzoflavonlar: Kuru fasülye, baklagiller, soya ezmesi, soya sütü.
Fitatlar: Acı bakla, soya fasülyesi, pirinç, buğday, mısır, yulaf.
İndoller: Brokoli, brüksel lahanası, lahana, karnabahar, şalgam ve yaprakları, susam yağı, yeşil sebzeler.
Flavonoidler: Havuç, narenciye, çilek, elma, brokoli, siyah ve yeşil çay, maydanoz, soya fasülyesi, salatalık.
Polifenoller: Şerbet otu, çay, üzüm, zeytinyağı.
Likopenler: Domates, karpuz, greyfurt.
Karotenoidler: Domates, havuç, ıspanak, karnabahar, frenk soğanı, beyaz ve kırmızıturp, patlıcan, kereviz, ananas, kivi, rezene kök ve yaprakları.
Hamilelik süresince bebeğinizin bağışıklık sistemini güçlendirmek için tüketmeniz gereken besinler ise şunlardır:
Hamilelikte D vitamini eksikliği, çocuğun gelişiminde astım riskini arttırmaktadır. Doğal kaynaklardan elde edilmesi biraz zor olan D vitamini sayesinde bu durumdan kaçınabilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken D vitamini barındıran yiyecekleri yemek ve güneş ışığına maruz kalmaktır. D vitamini doğal yollardan yeteri miktarda alınamadığı zaman D vitamini takviyeleri önerilmektedir. Bu nedenle D vitamini eksikliği yaşıyorsanız doktorunuza danışarak hamilelikte kullanımı güvenli olan takviyeleri öğrenebilirsiniz.
Bebeğin akciğer, göz ve cilt hücrelerinin gelişiminde A vitamini önemli bir rol oynar. Bunun yanı sıra bebeğin bağışıklık sistemi için de A vitamini oldukça önemlidir. Ancak çok fazla A vitamini almak da zararlı olabilir. Bu nedenle A vitamini açısından zengin olan ciğer gibi gıdaları yerken dikkatli olmalısınız. Bunun yerine güvenli miktarda A vitamini bulunduran turuncu renkli meyve ve sebzeler ile süt ürünleri ve yumurta tüketebilirsiniz.
Hamilelikte beslenme düzeninizde Omega 3’ün yer aldığından emin olmalısınız. Omega 3 sayesinde bebeğin ilk yılında gıdalara olan alerjisinde azalma yaşanacaktır. Somon gibi balıklar Omega 3 açısından zengindir. Bu nedenle haftada en az 1-2 porsiyon balık yemeye dikkat etmelisiniz. Balık yemek yerine takviye yoluyla Omega 3 almak istiyorsanız çok fazla A vitamini almış olmamak için A vitamini içermeyen takviyelere bakmanız gerekmektedir.
Bebeğin nöral tüp bozuklukları geliştirme riskini azaltmak için hamile kalmadan önce ve kaldıktan sonra 12 hafta boyunca folik asit takviyesi almanız önemlidir. Her ne kadar folik asit nöral tüp bozuklukları yaşamamak için önemli olsa da bir yandan da bağışıklık sistemi üzerinde de etkileri vardır. Ancak çok alınması durumunda da alt solunum yolları hastalıklarıyla ilgili sorunlara neden olabilmektedir. Yani çok fazla folik almak da mümkün olabilmektedir. Bu nedenle doktorunuza danışarak takviye kullanmanız sağlıklı olacaktır.
Bebeğiniz doğduktan sonra ise en çok dikkat etmeniz gereken gıdalardan biri fıstıktır. Çünkü en çok gıda alerjisi geliştirilen gıdalar arasında fıstık yer almaktadır. Bu nedenle bebeğinize küçük yaşlarda fıstık vermemelisiniz. Özellikle de ailede fıstık alerjisi olan bireyler varsa tehlikeli olacaktır. Ancak hamilelik süresince fıstık ve fıstık ezmesi tüketilmesinin bebeğin bu gıdaya alerji geliştirmemesine yardımcı olabilir. Tabi anne adayının bu gıdaya alerjisi varsa hamilelikte de uzak durması gerekmektedir.
Hamilelikte Bağışıklık Sisteminizin Güçlü Olması için Dikkat Etmeniz Gereken Diğer Şeyler
Dikkat Etmeniz Gereken Temizlik Kuralları
Hamilelikte gıdalardan dolayı besin zehirlenmesi yaşamanız hamile olmadığınız dönemlere göre daha olasıdır. Çünkü bu dönemde bağışıklık sisteminiz daha zayıftır. Bu nedenle yiyecekleri yemeden önce şunlara dikkat etmeniz gerekmektedir: