Tüp bebek tedavisi, genellikle çiftlerin uzun süreli doğal yolla gebelik denemelerinin ardından başvurdukları bir yöntemdir. Doğal yolla gebelikle karşılaştırıldığında elbette ki, tüp bebek tedavisi maddi ve manevi açılardan yorucu, zorlayıcı olabiliyor. Özellikle de tedaviye karar verme aşamasında yaşanan gerginlikler ve gelgitler, tedavi sırasında sonuca dair yaşanan endişeler, olası aksilikler ve daha fazlası tüp bebek tedavisinde anne ve baba adaylarını zorlayabilir. Bu bakımdan ruhen, bedenen ve maddi açıdan birtakım gereklilikleri olan bu tüp bebek tedavisinden mümkün olan en başarılı sonucu almak, sağlıklı bir gebelik ve canlı bir doğumla kucağında bebekle hastaneden çıkabilmek temel hedeftir. Bundan dolayı tüp bebek tedavisinin başarılı olabilmesi ya da başarı şansının arttırılabilmesi için beslenme, egzersiz, uyku, iş, sosyal yaşam gibi pek çok faktöre özen göstermek gerekiyor.
Tüp bebek sonrası implantasyon için 10 önemli ipucu
Tüp bebek transferinden sonra implantasyon şansını artırabilir misiniz? Bütün tüp bebek hastalarının sorduğu soru budur ve aslında normaldir. Embriyo transferi iyi geçti, anne adayı duygusal açıdan çok yoğun bir dönemde ve artık tek beklenti gebeliğin olması yönündeyse embriyonun rahme tutunması için herkes her şeyi yapmaya hazırdır. İşte bunun için tüp bebek denemesinde embriyo transferinden sonra implantasyon şansını artırmak için çok faydalı 10 ipucu.
Vücuttaki pek çok fonksiyon psikolojik faktörlerden fazlasıyla etkileniyor. Bu bağlamda embriyo transferinden sonra kadının kendine zaman ayırması, iyi hissedeceği etkinliklere yönelmesi ve bolca dinlenmesi olumlu etki gösterecektir. İmplantasyon, bir blastosist transferinden 1 ila 5 gün sonra gerçekleştirilir. Embriyo transferinin yapıldığı hafta, hatta o 10 günlük süreçte işten izin almak en doğrusudur. Bu süreçte evde yalnız olmanın başarı için yardımcı olacağını gösteren hiçbir kanıt yok, ancak o süreci huzurlu geçirmenin faydalı olacağı da biliniyor. Evde kalın, hafif yürüyüşler yapın, sevdiğimiz bir filmi izleyin, stresi yaşamınızdan uzaklaştıracak bir şeyler yapın ya da eğer işyeriniz çok huzurluysa, sizi mutlu ediyorsa da işinize devam edin. Ruhunuza en iyi gelecek ortamı sağlayın.
Araştırmalar, blastosistlerin, yani 5. gün embriyolarının, 2. veya 3. gün embriyolardan daha yüksek implantasyon oranlarına sahip olduğunu gösteriyor. Tüp bebek sonrası implantasyon şansını artırmak daha gelişmiş, daha kaliteli embriyolara ihtiyaç vardır. Elbette, tedaviyi yürüten doktor 3. gün embriyoları ile de başarı sağlanabileceğini söyleyecektir ve bu konuda en doğru yönlendirmeyi doktor yapacaktır. Fakat embriyolar iyi kalitede blastosistler halinde gelişirse, işler daha iyi olabilir, başarı şansı da artabilir. İyi bir embriyo seçimi ve blastosist transferi ile implantasyon daha da olasıdır.
Bir tüp bebek laboratuvarında oluşturulan embriyoların nasıl geliştiği elbette hastanın kontrolü dışındadır. Ancak birinci sınıf embriyoların başarı şansını artırdığı da bir gerçektir. Anne adayı 40 yaşın üzerindeyse asıl gerçek erken yaşlarda dondurulmuş yumurta ve embriyoların en yüksek implantasyon oranlarını sağladığıdır. Ancak bu mümkün değilse blastokist transferi kesinlikle düşünmeye değer bir seçenektir.
Endometrial astar (rahim astarı, rahim içi duvarı) çok ince ise embriyo transferi yapılamaz. Çünkü gereği kadar kalınlaşmamış rahim zarına embriyonun tutunması zor olur. Tüp bebek tedavisi sırasında rahim astarının ne kadar kalınlaştığının kontrol edilmesi çok önemlidir. Embriyo transferinin yapılacağı gün rahim zarının en az 7 mm – 8 mm veya daha fazla olması gerekir. Daha ince rahim zarına embriyo transferi yapıldığında gebelik oluşma olasılığı çok düşüktür. Bu bakımdan progesteron alımına başlamadan en az 4 gün önce rahim astarının kalınlığının kontrol edilmesi gerekir. Bu sayede gerekirse ekstra östrojen alarak rahim zarı kalınlığı artırılabilir.
Tüp bebekte embriyo transferinden sonraki süreçte ananas yemenin embriyo tutunmasına faydalı olduğuna dair pek çok veri bulunmaktadır. Aynı şey yeşil çay, ahududu yaprağı, muz, soya ve daha sözde “implantasyon yiyecekleri” olarak adlandırılan sayısız besin için de geçerlidir. Bunların hepsi tam anlamıyla saçmalıktır. Çünkü rahmin embriyoyu alma kapasitesini artırmak için belirli gıdalara ihtiyaç olursa zaten tüp bebek tedavisini gerçekleştiren hekim bunları reçete eder. Ama tıbbi açıdan genel geçerli bir “implantasyon gıdaları listesi” yoktur.
Embriyonun rahme tutunmasını belirli gıdalara odaklamak kesinlikle çok tehlikelidir. Çünkü bu süreçte belli besin gruplarına yönelmek yarardan çok zarar verebilir. Bu tür besin listeleri hastayı yapması gereken şeylerden uzaklaştırır. Bunun yerine tüp bebek tedavisine başlamadan en az 3 ay öncesinden dengeli, sağlıklı ve doğal beslenme odaklı bir diyete başlamak önerilir. Bu bağlamda işlenmiş gıdalardan kaçınmak, şeker alımını kısıtlamak, iyi karbonhidratlar tüketmek, haftada iki kez yağlı balık yemek, proteinleri ve bakliyatları ihmal etmemek, folik asit almak en doğru doğurganlık diyeti olur.
Progesteron hormonu kesinlikle üreme dostudur, rahim dostudur. Progesteron, rahim zarını embriyo için alıcı hale getirir. Yumurta toplama gününden itibaren rahmin embriyoları kolayca tutabilmesi için rahim zarını buna hazırlamak gerekiyor. Normalde rahim zarı doğal sürecinde kalınlaşır, ancak progesteron takviyeleri alarak da bu olayı daha da mümkün hale getirebiliriz. Bir anda rahim zarını kalınlaştıran mucizevi bir progesteron hapı yok. Ancak progesteron enjeksiyonları bu hormonu vücuda yavaş ve eşit bir şekilde serbest bırakır. Tüp bebek tedavisinde doktorun önerisi ile alınan progesteron enjeksiyonları, implantasyon için mümkün olan en uygun ortamı yaratır.
Üremeye dair net net verilerden birisi, yaşı ileri olan kadınların daha düşük kalitede yumurta ürettikleridir. Bu konudaki bir başka gerçek ise yaşlı kadınlar tarafından üretilen embriyoların kromozomal anormallik taşıma riskinin daha yüksek olduğudur. Eğer anne adayı 40 yaşın üzerindeyse ve tüp bebek tedavisi için daha genç yaşta dondurduğu yumurtalar yoksa kromozomal problemleri ve spesifik tıbbi koşulları taramak için Preimplantasyon Genetik Tanı (PGD) uygulanması önerilir. Bu herkes için geçerli olmasa da son birkaç yılda genetik taramalar gelişti ve yeni a-CGH yöntemi ile ümit verici sonuçlar alınıyor. Bu bakımdan yaşı 35’in üzerinde olan kadınların Preimplantasyon Genetik Tanı (PGD) uygulanması için uzmanla konuşması implantasyon şansını artırabilir.
Embriyo tutkalı, embriyo gelişimini hızlandıran kameralı sistem, embriyo transferi için en verimli dönemi tahmin etmeye yarayan rahim testi gibi uygulamalar iyi olabilir, ama belki diyoruz. Gerçek şu ki, bu uygulamaların etkinlik seviyesinin çok büyük olduğuna dair randomize tıbbi denemelerde kesin sonuçlar maalesef yok. Ekstra pahalı uygulamaların çoğunun implantasyon oranlarını iyileştirdiği iddia ediliyor. Bu konuda daha fazla araştırma sonucu görene kadar bu iddialara çok da fazla kulak asmamakta fayda var. Ancak çok uzun süredir kullanılan ve başarıdaki rolü kanıtlanmış olan geleneksel ışık mikroskobuna ve elbette ki embriyologların becerisine güvenmek lazım. Tedavinin yapıldığı kliniğin embriyoloji ekibinin, deneyimine, kliniğin teknolojik imkanları ve donanımına dikkat etmekte, bunun kontrolünü yapmakta fayda var.
Tüp bebek tedavisi denemesinde embriyo transferinden sonra implantasyon kanaması sık görülür. Transferden hemen sonraki günlerde hafif bir lekelenme, pembe veya kahverengi bir akıntı olup olmadığına bakmakta fayda var. Bu lekelenmelere kasıklarda hafif kramp da eşlik ediyorsa tüp bebek tedavisinde işler gerçekten yolunda gidiyor olabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, ne olursa olsun, doktorun reçete ettiği ilaçları bırakmamak gerekiyor. Gebeliğin gerçekleşip gerçekleşmediğini öğrenmek için birkaç gün daha beklemek gerekiyor. Doktorun belirttiği kanda gebelik testi gününe kadar sakince beklenmelidir.
Tüp bebek tedavisinde embriyonun rahme tutunabilmesi için endometrial çizikler, yani rahim duvarına çizik atılması işlemi her geçen gün daha popüler hale geliyor. Bu konudaki araştırmaların sonuçları kesinlikle umut verici görünüyor. Tüp bebek tedavisi döngüsünün başlangıcında adet kanamasına kadar giden günlerde, rahim zarının cerrahi bir işlemle çiziklenmesi, rahmin implantasyon için daha iyi hazırlayabilir. Tedaviyi gerçekleştiren uzmana bunu yapıp yapmayacağını sormak doğru olabilir.
Tüp bebek tedavisinin başından sonuna kadar, hatta doğal yolla gebelik denendiği sürece de sıcak havalardan, sıcak sudan uzak durmak gerekiyor. Yani implantasyon isteniyorsa sıcak su ile banyo yapmak yok. Küveti sıcak su ile doldurup içinde uzanmak, oturmak, uzun süre sıcak su ile yıkanmak kesinlikle iyi bir fikir değildir. Bunun zararlı olabileceğine dair ciddi kanıtlar da Bu yüzden tüp bebek tedavisinin başından sonuna kadar güvenli olmakta fayda var. Bu süreçte birkaç dakika süren hızlı ve ılık duşlar yeterlidir. Sıcak sulu köpük banyolarını birkaç hafta ertelemek gerekiyor.
Embriyo transferi sonrası kramplar olabilir!
Tüp bebek tedavisinde kramplar bazıları için endişe ve bazıları içinse umut kaynağı olabilir. Kramp olduğunda korku ve endişe hissedilmesinin nedeni bunun belki tüp bebek tedavisinin başarısız olduğunun bir işareti olabileceği düşüncesidir. Tüp bebek tedavisinde kramplar belki implantasyon belirtisi ve belki de hamilelik belirtisi olabilir. İşte bu konuda hem iyi hem de kötü haber var. Çünkü tüp bebek tedavisinde embriyo transferinden sonra hafif kramp ve pelvik rahatsızlık çok yaygın olarak görülür. Bu süreçte kramp adet döneminin bir belirtisi veya olası bir hamilelik belirtisi olabilir.
Tüp bebek ilaçları ve uygulanan prosedürler üreme organlarının fonksiyonları üzerinde oldukça etkilidir. Yumurtalıkların etrafındaki sıvı birikmesi pelvik hassasiyet ve şişkinliğe neden olabilir ve bu hassasiyet büyük olasılıkla adet dönemi gelene kadar ya da kanda gebelik testi yapılana kadar devam edecektir. Eğer gebelik oluşursa pelvik rahatsızlık birkaç hafta daha devam edebilir. Ayrıca, yumurta toplama prosedürü ve sonra embriyo transferinden hemen sonraki günlerde hafif kramplar da olabilir. Bu süreçte hafif ya da orta dereceli kramplar normal olabilirken, bu kramplar zamanla azalmazsa, dayanılmaz şiddette olursa doktoru aramak gerekir.
Kramplarda doktoru ne zaman aramalı?
Kramplar özellikle çok şiddetli ise, ağır kanama veya bulantı da kramplara eşlik ediyorsa derhal doktora başvurulmalıdır. Çünkü bunlar yumurtalık hiperstimülasyon sendromu (OHSS) veya yumurtalık torsiyonunun belirtileri olabilir. Bu durumlar acil tıbbi yardım gerektirir.
Embriyo transferi sonrasında lekelenme veya kanama olabilir!
Embriyo transferi sonrasında hafif lekelenmeler yaygındır. Mevcut araştırmalara göre, tüp bebek tedavisinde % 7 – 42 ihtimalle lekelenmeler olabiliyor. Yumurta toplama işleminden sonra, embriyo transferinden sonra veya daha sonra luteal fazda hafif lekelenme olabilir. Bu süreçte herhangi bir olağandışı kanamayı doktora bildirmek gerekir. Ancak tek başına lekelenme olması mutlaka iyi veya kötü bir şeye işaret değildir. Embriyo transferinden kanda gebelik testine kadar geçen 2 haftalık bekleme süresinde meydana gelen lekelenme bazen implantasyon kanaması olarak bilinen şeydir. İmplantasyon lekelenmesinin, rahim duvarına kendisini yerleştiren bir embriyodan kaynaklandığı düşünülür.
Tüp bebek tedavisinde lekelenmenin bir başka olası nedeni vajinal fitiller yoluyla progesteron takviyesidir. Vajinal progesteron fitilleri rahim ağzının ekstra duyarlı olmasına neden olabilir. Bu süreçte cinsel ilişki yaşanması da hafif lekelenmeye sebep olabilir ve bu da endişelenecek bir şey değildir.
Tüp bebek tedavisinde lekelenme durumunda ne zaman doktoru aramak gerekir?
Kanamanın miktarının fazla olması veya kanamaya ağrı ya da şiddetli kramp eşlik etmesi durumunda derhal doktorla görüşmek önerilir.
Tüp bebek tedavisinde cinsel ilişki olur mu, olmaz mı?
Tüp bebek tedavisi sürecinde cinsel ilişkiye dair ortak görüş, çiftlerden bu sürecin bir kısmında ya da tamamında cinsel ilişkiden kaçınmak gerektiği yönündedir. Bazı doktorlar bu süreçte cinsel ilişkinin enfeksiyona yol açabileceğinden veya embriyo implantasyonuna olumsuz etki edebileceğinden endişe duyuyorlar. Bununla birlikte, diğer doktorlar bunun iyi olabileceğini düşünmekteler ve hatta tüp bebek tedavisinden sonra cinselliği tavsiye ediyorlar. Her zamanki gibi cinsel ilişki konusunda endişeleri olan çiftler tedaviyi gerçekleştiren doktora danışmalılar.
Avustralya’da yapılan 2000 tarihli bir çalışmada, cinsel ilişkinin tüp bebek tedavisinde zararlı olup olmadığı araştırıldı. Bu araştırma sadece cinsel ilişkinin zararlı olmadığını tespit etmekle kalmadı, embriyo transferi sırasında seks yapan çiftlerin transferden 6 – 8 hafta sonra daha yüksek gebelik oranlarına sahip olduğunu da gösterdi. Bu çalışma, tüp bebek sürecindeki cinsel ilişki ile gelen semenin embriyo implantasyonu ve gelişiminde olumlu bir rol oynadığını da göstermiştir.
Embriyo transferinden sonraki 2 haftalık süreçte dinlenmenin yeri
Embriyo transferinden sonra kadınlara yatak istirahati önermek bir zamanlar yaygın bir uygulamaydı. Yatak istirahati önerileri transfer sonrası sadece 10 dakika yatmaktan beş gün iyileşme sürecine kadar uzanıyordu. Bu uygulamanın ne kadar yaygın olsa da, 2 haftalık bekleme süresi boyunca araştırmalar yatak istirahatinin herhangi bir fayda sağlamadığını gösteriyor. Yani embriyo transferinden sonra yatak istirahatine gerek olmadığı söylenebilir. Hatta bazı çalışmalar bu süreçte yatak istirahatinin olası olumsuz etkileri olabileceğini gösterdi. Bu çalışmaların sonuçlarına göre embriyo transferinden hemen sonra kalkıp rutin yaşamına devam edenler, daha yüksek gebelik oranlarına sahipken, düşük yapma riskleri de daha az olmaktadır.
Yukarıdaki bilgiler ışığında eğer tedaviyi gerçekleştiren doktorunuz yatak istirahati verdiyse, bu gerçekten gerekli olabilir. Her kadının kendine has özellikleri dolayısıyla bu süreçteki ihtiyaçları da farklı olmaktadır. Doktor bu dinleme önerisini kadının sadece kendini daha iyi hissetmesi için mi veriyor, yoksa bunu gerektiren özel sebepler mi var bunun bilinmesi önemlidir. Ancak doktor, özellikle altını çizerek önermediyse bu süreci yatarak geçirmek yerine, rutin yaşama devam etmek, kendini fazla yormadan normal günlük aktiviteleri yapmak doğru olacaktır. Çünkü araştırmalar, günlük rutinine devam edenlerde başarı şansının daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Stres ve tüp bebek başarısı ilişkisi
İşte size bazı güzel bir haber: Tüp bebek tedavisinde stres hakkında strese girmeye gerek yok. Bu konuda yapılan iki büyük çalışma, çok yüksek olmadığı sürece stres seviyelerinin tüp bebek tedavisi sonuçları üzerinde olumsuz bir etkisi olmadığını gösteriyor. Ancak araştırmacılar tüp bebek tedavisinin strese yol açtığını, bunun da şaşırtıcı olmadığını söylüyor. Ayrıca tüp bebek başarısızlığı düşüncesi de depresyon ve anksiyeteye neden olabilir. Bu bağlamda tedaviye bağlı stres ile başa çıkmaya yardımcı olmak için profesyonel destek almak hastanın kendi iyiliği için önemlidir. Bu süreçte kendini yalnız hissetmek hem başarı şansını düşürür hem de mutsuzluk yaratır.
Tüp bebek tedavisinin yarattığı stresi azaltmak için öneriler
Tüp bebek tedavisinde hamilelik belirtileri nelerdir?
Tüp bebek tedavisinde embriyo transferinden sonraki 2 haftalık süreçte hassas göğüsler, bulantı, yorgunluk, kramp, lekelenme gibi değişiklikler tedavinin başarılı olduğuna dair işaret olabilir mi?
İşte gerçek şu ki; tüm bu belirtiler hamilelik olsa da olmasa da gerçekleşebilir. Aslında herhangi bir hamilelik belirtisi olmasa bile, hamilelik gerçekleşmiş olabilir. Böyle düşününce saçma gibi gelebilir, ancak bazı kadınlarda gebelik sayısız belirt gösterirken, bazılarında herhangi bir belirti olmayabiliyor.
Tüp bebek tedavisi sürecinde gebelik belirtileri, progesteron takviyesinin yan etkilerine, alınan doğurganlık ilaçlarına ve hatta strese bağlı olarak bile ortaya çıkabilir. Tüp bebek tedavisi sırasında kim bulantı ve yorgunluk hissetmez ki? Bu bağlamda kadınlar nasıl hissettiğini çok fazla kafaya takmamaya çalışmalılar.
Tüp bebek tedavisi sırasında gebelik testleri
Tüp bebek tedavisi söz konusu olduğunda muhtemelen mümkün olan en kısa zamanda idrarda gebelik testi yapmak için sabırsızlanmak normaldir. Ancak burada çok erken bir dönemde gebelik testi yapmamak için çok iyi nedenler vardır. Bunlar:
Kanda Beta- hCG seviyesi ve ikizler
Tüp bebek tedavilerinin ilk uygulanmaya başlandığı yıllarda ikiz ve üçüzler gibi çoğul gebelikler çok yaygın olarak görülmekteydi. Ancak günümüzde yasal olarak en fazla iki tane embriyo rahme transfer edilebildiği için çoğunlukla tek bebek, kimi zaman da ikiz gebelikler olabiliyor. Eğer ikiz gebelik söz konusu ise kanda gebelik testinde Beta hCG değeri tekil gebeliğe göre daha yüksek çıkabilir. Bu bakımdan normal karşılanandan çok daha yüksek bir Beta hCG değeri olması durumunda gebeliğin ikiz olduğuna dair ciddi bir düşünce oluşabilir. Her ne kadar sadece kandaki gebelik hormonu değerine bakarak bu tür bir yorumda bulunmak kesin olarak doğru olmasa da ihtimalin yüksek olduğunu söylemekte fayda var. Ayrıca normalden daha erken dönemde yapılan gebelik testinin sonucu negatifse bunun için de çok fazla endişelenmeye gerek yoktur. Birkaç gün sonra tekrardan test yapılarak değerlere yeniden bakılabilir. Çünkü gebelik ilerledikçe normal hCG seviyeleri biraz değişebilir. Aynı şekilde gebelik testinde Beta hCG değeri tekil gebeliklerdeki seviyelerdeyse, kesin tek bebek olduğu düşünülmemeli. Çünkü yine ikiz gebelik varsa hormon değeri kısa sürede yükseleceği için yeniden test yapmak doğru olabilir. ancak gebeliğin tek mi, yoksa ikiz mi olduğunu anlamanın tek gerçek yolu ultrasondur.