Vücudunuzda trilyonlarca bakteri, virüs ve mantar bulunur. Bunlara toplu olarak mikrobiyom adı verilir.
Bazı bakteriler hastalıklarla ilişkili iken bazıları ise bağışıklık sistemi, kalp ve kilo gibi sağlıkla alakalı konularda faydası açısından çok önemlidir.
Mikrobiyom nedeniyle bağırsak sağlığının, genel sağlık üzerindeki etkileri son yıllarda tıp dünyasında en çok araştırılan konuların başında geliyor. Şimdiye kadar yapılan pek çok çalışma bağırsak sağlığının bağışıklık sistemi, akıl sağlığı, ruh hali, otoimmün rahatsızlıklar, endokrin bozuklukları, cilt sorunları ve kanser gibi çeşitli alanları ilgilendirdiğini gösteriyor.
Bağırsak sağlığı ile alakalı olarak son yıllarda mikrobiyom kavramını daha önce de duymuş olabilirsiniz. Mikrobiyom, bağırsaklarınızda yaşayan canlı mikroorganizmalardır ve her insanda yaklaşık 300 ila 500 çeşit arasında farklı türde bakteriler bulunur. Bu mikroorganizmaların kimi sağlık için zararlıyken kimileri de sağlıklı bir vücut için oldukça büyük katkıları vardır.
Hamilelikte Bağırsak Sağlığı
Hamilelik boyunca bağışıklık sisteminiz değişir ve inflamasyon artar. Bunun sonucu olarak da mikrobiyomunuz etkilenir. Hamilelikte artan östrojen ve progesteron hormonları, mikrobiyomun değişmesine ve bağırsak sağlığının etkilenmesine neden olabilir. Bu süreçte genelde sindirim sistemi yavaşlar ve bu sayede yediğiniz yiyeceklerden daha fazla besin elde edilir. Ancak bu durum mikrobiyomda ve hormonlarda da değişimlere yol açabilmektedir.
Mikrobiyomda meydana gelen değişiklikler bazı komplikasyonlar yaşanmasına ve bebeğin sağlığının etkilenmesine yol açabilir.
Mikrobiyom nedir?
Mikrobiyom vücudunuzda yaşayan tüm bakterilerdir. Sadece sindirim sisteminde bile 100 trilyon kadar mikrobiyom bulunur. Bu sayı, vücudunuzdaki hücrelerin kendisinden bile fazladır. Mikrobiyom, genel olarak sağlığımız için oldukça faydalıdır. Genel sağlık üzerinde etkileri bulunan mikrobiyom vücudunuzda şunları etkileyebilmektedir:
Görüldüğü üzere mikrobiyomlar vücutta pek şeyden sorumlular. Sağlıklı ve dengeli mikrobiyomun varlığı vücudun işleyişinin düzgün olmasını sağlarken hastalıklara yakalanma riskini de azaltır. Ancak mikrobiyom içerisindeki iyi ve kötü bakterilerin dengesini sağlamak bazen zor olabiliyor. Bu bakteriler arasında dengesizlik oluştuğunda ortaya disbiyozis isimli durum çıkıyor. Genellikle sindirim sistemi ile ilgili sorun yaşamadığımızda bu bakterilerin dengeli olduğunu düşünsek de belirtiler bundan çok daha fazlası olabiliyor.
İyi ve kötü bakteriler arasındaki dengesizlik sadece kendi sağlığınızı değil aynı zamanda hamileliği ve bebeğinizin uzun dönemli sağlığını da etkileyebilmektedir. Neyse ki bazı şeylere dikkat ederek dengeyi yeniden kurmanız, mikrobiyomda düzelme sağlamanız ve hamilelik boyunca bağırsak sağlığınızın iyi olmasını sağlamanız mümkün olabiliyor. Bağırsak sağlığınızı iyi tutmak ile ilgili yapabileceğiniz şeylere geçmeden önce sağlıklı bir hamilelik ve mikrobiyom arasındaki ilişkiyi incelemek faydalı olacaktır.
Hamilelikte mikrobiyomun değişmesinden dolayı ortaya şu sorunlar çıkabilmektedir:
37. haftadan önce gerçekleşen doğumlar erken doğum olarak adlandırılır. Erken doğum, bebeğin uzun süreli bakım gerektirmesine ya da ölümüne sebep olabilmektedir. Bağırsak, vajina ve hatta ağızdaki mikrobiyom erken doğum ile ilişkilidir ve riskin artmasına neden olmaktadır. Vajinada sağlıklı mikrobiyom olması, hamilelik komplikasyonlarından dolayı meydana gelebilecek enfeksiyonları engelleyebilmektedir. Diş eti hastalıkları, ağızda sağlıksız bakteriler olduğunu gösterir ve bu da 2 ila 7 kat arasında erken doğum riskinin artmasına neden olmaktadır. Bunlara ek olarak erken doğum yapan kadınlarda amniyon sıvısının içinde bağırsak bakterilerinin olduğu görülmüştür. Yani bağırsak bakterilerinin de erken doğum ile ilişkisi bulunmaktadır. Vücuttaki her şey birbiriyle bağlantılı olduğu için mikrobiyom dengesi çok önemli olmaktadır.
Preeklampsi, genelde hamileliğin başlarında değil son dönemlerinde meydana gelen ve yüksek tansiyona sebep olan, idrarla birlikte fazla protein atılması ile ilişkili bir durumdur. Preeklampsinin hamileliklerin yüzde 10’unu etkilediği ve anne üzerinde ciddi komplikasyonları olmaktadır. Ağızdaki bakterilerin dengesinden kaynaklanan diş eti hastalıklarının de preeklampsi riskini arttırdığı görülmüştür.
Gestasyonel diyabet, hamilelikte görülen diyabettir ve hamile kadınların yüzde 14’ünü etkilemektedir. Bu diyabet türü tedavi edilmediği takdirde anne ve bebek üzerinde ciddi komplikasyonlara neden olabilmektedir. Gestasyonel diyabeti olan annelerde bağırsak mikrobiyomunda daha az çeşitlilik olduğu ve inflamatuarı tetikleyen mikropların bulunduğu görülmektedir.
Bağırsak mikrobiyomu, hamilelikten önce ve hamilelik sırasından çok fazla kilo almakla bağlantılıdır. Aşırı kilolu insanların farklı mikrobiyomu olduğu, bakteriyel suş tiplerinin farklı olduğu ve genelde aşırı kilolu olmayanlara göre daha az bakteri çeşitliliği olduğu görülmüştür. Bağırsağında lactobacillus suşlar bulunan kadınlar, daha az miktarda bulunan kadınlara göre hamilelik süresince daha az kilo almaya eğilimlidir. Hamilelikte sağlıklı bir şekilde kilo almak diyabet, preeklampsi ve diğer komplikasyonların riskini azaltmaktadır.
Bebekler, ilk mikrobiyomunlarını anneden almaktadır. Önceden bebeklerin doğduklarında steril bir bağırsağa sahip olarak doğdukları ve mikroplara doğduktan sonra maruz kaldıkları düşünülmekteydi. Ancak son yapılan araştırmalara göre, plasenta ve amniyon sıvısında da bulunmaktadır. Rahim ve plasentada bulunan bakteriler çoğunlukla insan ağzındaki bakterilerle benzerlik göstermektedir.
Doğumdan sonra bebeğin bağırsak sağlığı normal doğum ya da sezaryen olmasına, genetiğe, bebeğin boyuna ve kilosuna göre değişebilmektedir. Erken doğumla dünyaya gelen bebeklerde önemli bakteriyel suşların eksikliği ve büyük bebeklerde normal kiloyla doğan bebeklere göre farklı suşların olduğu görülmektedir. Bu tarz suş farklılıkları, doğumda etkileri olabildiği gibi sağlık üzerinde uzun dönemli etkileri de olabilmektedir.
Mikrobiyom doğumdan sonra da gelişmektedir. Emzirme ya da mama formülleriyle beslenme bebek büyüdükçe mikrobiyomunda değişikliklere neden olabilmektedir. Erken yaşta bazı antibiyotik türlerinin kullanımı, enfeksiyonlarından kaynaklanan uzun dönemli mikrobiyom sağlığını etkileyebilmektedir. Sağlıklı mikrobiyomun hayatın ilk yıllarında oluşabilmesinde etkili olan pek çok farklı etken bulunmaktadır.
Sağlıklı bağırsak sağlığı hamileliği nasıl etkiler?
Alerji oranları gün geçtikçe artmakta ve ebeveynlerin korkulu rüyası haline gelmektedir. Ancak hamilelik süresince probiyotik kullanımı gıda ve diğer alerjilerin gelişme riskini azalttığı görülmüştür. Bunun nedeni sağlıklı mikrobiyomun ve bakterilere erken maruz kalmanın daha güçlü bir bağışıklık sistemini tetiklemesinden dolayıdır. Bu sayede bebeğin vücudu çevresel faktörlere nasıl tepki vereceğini öğrenmekte ve alerji gelişme riski azaltmaktadır.
Otism tanısı son yıllarda yükselmekle beraber bunun nedenini öğrenmek için yapılan araştırmalar sürmektedir. Görüldüğü kadarıyla bağışıklık sistemi ve mikrobiyom ile otizmin ilişkisi bulunmaktadır. Bu ilişkinin nedeni şimdiye kadar tam çözülememiş olsa da yapılan araştırmalar, mikrobiyomun otizm gibi davranışsal sorunları tetiklediği düşünülmektedir.
Mikrobiyomun sağlılklı bir şekilde oluşması ve çeşitliliğinin yeterli olması bağışıklık sistemini de güçlendirmektedir. Normal doğum ile boğan bebeklerde daha çok bakteri çeşitliliği olduğu görülmüştür. Bu sayede bebekler ilk yıllarında ve sonrasında daha sağlıklı olmaktadır.
İnflamasyon, neredeyse her çeşit kronik hastalıkla bağlantılıdır. Sağlıklı bir mikrobiyom, inflamasyonun kontrol altına alınmasın sağlamakta ve diyabet, obezite, kalp rahatsızlıkları ile kanser riskini azaltmaktadır.
Anksiyete ve depresyon riskinin azalması
Sağlıklı bir mikrobiyom, stresle daha iyi başa çıkar ve sinir sistemine daha pozitif geri dönüşler olmasını sağlar. Bu sayede uzun dönemli depresyon ve anksiyete riski azalabilir.
Mikrobiyom çeşitliliği sağlıklı vücut ağırlığı ile ilişkili olmaktadır.
Mikrobiyom, kişinin sosyalleşmesini ve hafızasını bile etkileyebilmektedir. Ayrıca çocukluk süresince sağlıklı bir gelişimi de etkilemektedir.
Sağlıklı bir bağırsak sistemi için probiyotikler yeterli midir?
Probiyotik ve fermente gıdalar tüketmenin mikrobiyomun dengeli olması açısından yeterli olacağını düşünüyor olabilirsiniz. Bu tarz bir beslenme yardımcı olabilecektir ancak sağlıklı bir mikrobiyom için bundan daha fazlası gerekmektedir. Hamilelikte kullanacağınız her türlü ilaç ve gıda takviyesini doktorunuza sorarak kullanmanız gerektiği için sağlıklı mikrobiyom için doktorunuzun görüşüne danışabilirsiniz.