Aşk hormonu olarak da bilinen oksitosin, özellikle duygusal ilişkilerinin başlamasında önemli bir rol oynuyor.
Oksitosin, nörotransmitter olarak çalışan bir hormondur ve üreme konusunda da oldukça önemlidir. Kadınlarda bu hormon doğumu ve bebek emzirirken sütün salgılanmasını tetiklemektedir. Erkeklerde ise oksitosin, spermlerin hareket etmesine yardımcı olur.
Oksitosinin Diğer Hormonlarla İlişkisi
Oksitosin, dopamin ve serotonin hormonlarının hepsi genelde mutluluk hormonları olarak adlandırılır. Bir kişiyi beğendiğinizde beyin dopamin salgılamaya başlar, serotonin seviyesi yükselir ve oksitosin üretilir. Bu durum da olumlu duygular ile dolmanızı sağlar.
Özellikle hamilelik döneminde vücuttaki hormon dengesi değişmeye başlar. Bu dönemde hormonların salgılanması doğuma hazırlanmak adına çok önemlidir. Oksitosinin yanında diğer hormonların da birbirleri ile ilişkili olduğu için öncelikle hamilelikte salgılanan bütün hormonlara göz atmak faydalı olacaktır.
Hamilelikte Hormonların Rolü
Doğum esnasında salgılanan hormonlar vücudunuzun doğuma hazırlanmasını sağlar. Bu hormonlar vücudunuzda değişiklikler meydana getirerek doğum sürecinin başlamasını sağlarken bu sürecin en güvenli şekilde gerçekleşmesini sağlamaya yardımcı olur.
Doğumda salgılanan hormonlar size ve bebeğinize şu şekilde yardımcı olmaktadır:
Hamilelikte ve doğumda etkili olan dört hormon vardır. Bu hormonlar oksitosin, endorfin, adrenalin ve stresle alakalı hormonlar ve prolaktindir. Bu hormonların hamilelikte ve doğumda ne işe yaradıklarını bilmek önemlidir.
Endorfin
Vücudunuz stres ya da acı ile karşılaştığı zaman sizi sakinleştirmek ve acıyı azaltmak adına endorfin isimli hormonu salgılar. Hamileliğin sonlarına doğru endorfin seviyeniz artabilir. Doğum esnasında acıyı kesen ilaçlar kullanmayan kadınlarda endorfin seviyesi artmaya devam eder ve doğum esnasında en yüksek seviyelerine ulaşır.
Doğum sırasında endorfin seviyesinin yüksek olması doğum süreci ile başa çıkılmasını kolaylaştırabilir. Yüksek endorfin seviyesi doğum sonrası kendinizi daha mutlu ve alert hissetmeniiz sağlayabilir ve bu sayede bebeğinizin bakımını üstlenebilirsiniz. Ayrıca yeni doğum yapıldığı zaman endorfin bebek ve anne arasındaki bağı güçlendirir. Doğum sonrası zamanla azalan endorfin seviyesi ise doğum sonrası depresyona neden olabilmektedir.
Doğumda düşük endorfin seviyesinin yarattığı durumlar:
Doğum sırasında endorfin seviyesinin artması için şunlar yapılabilir:
Adrenalin
Adrenalin, tehlike arz eden durumlarda kişinin hayatta kalmasını sağlayan hormondur. Doğum sırasında kendini tehlikede hisseden vücut, yüksek seviyede adrenalin salgılar. Bu nedenle adrenalin salgılanması doğumun yavaşlamasına ya da durmasına neden olabilir.
Doğum esnasında adrenalin seviyesinin yüksek olması şunlara neden olabilmektedir:
Adrenalin seviyesinin yüksek olması durumunda şunlar yapılabilir:
Prolaktin
Prolaktin annelik hormonu olarak bilinir. Hamilelikte tavan yapan prolaktin, doğumu başlatabilir. Prolaktin, doğum sonrası da salgılanmaya devam eder ve kadın vücudunun bebek emzirmeye hazır olmasını sağlar. Bunu yanında yeni doğan bebeğin rahimden çıktığında çevresine uyum sağlamasına yardımcı olur. Prolaktinin esas rolü süt üretimidir. Emzirmenin başlarında yüksek olan prolaktin seviyesi annenin bebekle ilgilenmesini ve anne olmaya alışmasını kolaylaştıracaktır. Bu hormon ayrıca bebeğin sağlıklı gelişmesini sağlamaktadır.
Prolaktinin düşük seviyede olması şunlara neden olabilmektedir:
Prolaktin üretimini arttırmak için şunlar yapılabilir:
Doğum esnasında rol oynayan hormonların sağlıklı bir şekilde salgılanması için doğum süreci başladığında neler yapacağınızı önceden planlamanız önemli olacaktır. Ayrıca doğumu rahat bir ortamda gerçekleştirmek adına hastane seçimi de önemlidir. Bu nedenle hem doğal yollardan doğumun gerçekleşebileceği hem de hormonlarınızın düzgün bir şekilde üretileceği bir ortamda doğum yapmanız önemlidir.
Oksitosin
Oksitosin, hem hamilelik süresince hem doğumda hem de doğum sonrası önemli görevleri olan bir hormondur. Doğum esnasında oksitoksin seviyesinin düşük olması şu sorunlara yol açabilmektedir:
Oksitosin seviyesi şu şekilde arttırılabilir:
Oksitosin vücutta doğal olarak üretilir mi?
Oksitosin vücutta doğal olarak salgılanan bir hormondur. Beynin hipotalamus bölgesinde sentezlenen oksitosin hipofizden salınır.
Oksitosin duygularınızı olumlu yönde nasıl etkiler?
Oksitosinin sosyal davranışlar üzerinde şu şekilde etkileri vardır:
Oksitosin hormonu bunların yanında beynin bazı bölgelerine salındığında stres ve anksiyete seviyesini de azaltmaktadır.
Oksitosin davranışları nasıl olumlu etkiler?
Oksitosin, vücudunuzun farklı duygusal ve sosyal durumlara uyum sağlamasına yardımcı olabilir.
İntranazal oksitosinin doğrudan romantik ilişki içerisinde olduğunuz partnerinizle özellikle tartışma esnasında arttığı görülmüştür. Ayrıca bazı araştırmalar intranazal oksitosinin otizmli insanlarda anlayışlarının daha gelişmiş olduğu ve sosyal olaylara verdikleri tepkilerin daha iyi olduğu olmasını sağladığı görülmüştür.
Hamilelik ile Oksitosin İlişkisi
Hamilelik, kadın vücudunun değişmeye başladığı ve bununla birlikte psikolojik durumda da değişmenin görüldüğü bir süreçtir. Hamilelikte değişen hormonlar arasında oksitosin de yer almaktadır. Oksitosin küçük peptid bir hormondur ve dokuz amino asitten meydana gelir.
Hamilelikte ve doğum sırasında ölçülen oksitosin seviyeleri birbirinden farklılık göstermektedir. Bazı araştırmalar hamilelik süresince oksitosinin yavaşça arttığını ve bu şekilde en yüksek seviyeye ulaştığını göstermektedir. Bazı araştırmalarda ise oksitosin seviyesinin doğum esnasında daha çok arttığı görülmüştür. Araştırmaların sonucunun farklılık göstermesi birden fazla etkene bağlı olarak gerçekleşebilmektedir. Bu etkenler şunlar olabilmektedir:
Annelik ve Oksitosin Arasındaki İlişki
Oksitosin, annelikte pek çok önemli rol oynamaktadır.
Oksitosin, rahime sinyal göndererek doğumun başlamasını sağlar. Ayrıca bu süreçte diğer hormonların da üretilmesi sağlanır. Doğum gerçekleştikten sonra ise rahmin önceki boyutuna dönmesini sağlar.
Bebek anne memesinden süt emme durumuna geldiği zaman oksitosin, süt salgılanmasını sağlar. Oksitosinin salınması bebek için süt üretimini teşvik eder.
Şimdiye kadar yapılan araştırmalar oksitosinin anne ve çocuk arasındaki bağın gelişmesinde önemli olduğunu göstermiştir. Oksitosin seviyesi yüksek olan annelerin çocukları ile aralarındaki ilişki çok daha yakın olmaktadır. Oksitosin şu davranışlar ile anne-bebek bağının kuvvetlenmesine neden olabilmektedir:
Araştırmaların gösterdiğine göre anneden bu tarz davranışlar gören bebeklerde anneleriyle olan iletişimleri ve bağları daha güçlü olmaktadır. Ayrıca bu davranışlar sadece biyolojik annelerde değil bakıcı annelerde ve evlat edinmiş olan annelerde de görülmektedir.
Doğum Sonrası Oksitosinin Görevi
Doğum sonrası depresyonun genelde oksitosin salınımında görülen düşmelerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Yapılan bazı araştırmalar hamileliğin 35. haftasından doğumdan sonraki 6. haftaya kadar oksitosin seviyesinde artış olduğunu gösterse de doğum sonrası depresyon yaşayan kadınlarda bu durum gözlenmemektedir. Depresyon yaşayan kadınlarda oksitosin seviyesi genelde 38. haftadan sonra azalmaktadır. Bu dönemde görülen depresyon önceki dönemlerde yaşanan depresyonlar ile ilgili de olabilmektedir.
Oksitosinin Dışardan Alınması
Oksitosin doğum sırasında doğum sancılarını tetiklemek için kullanılabilir. Ayrıca doğumdan sonra kanamayı azaltmak adına da kullanılabilmektedir.
Oksitosin ile Babalık Arasındaki İlişki
Erkeklerde de oksitosinin salgılanması baba oldukları zaman tetiklenmektedir. Bebek ve baba arasındaki bağ oksitosin seviyesinin artmasını saplamaktadır.